İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Nasıl dayak yedim ama..

Size son maçımda nasıl dayak yediğimi anlatacaktım söz vermiştim anlatayım mı?

Bence anlatayım güleriz eğleniriz biraz : )

2018 yıl başı öncesi Türkiye Muay Thai Şampiyonası var dedi hoca, hazırlan dedi bende olur tamam bakarız dedim.

Bu arada daha önce anlattım mı bilmiyorum ben 12 Nisan 2015′ de spor salonuna kayıt oldum yaş 22 o zaman askerden geleli 10 ay falan olmuştu.

Neyse hayatımda sadece 13 yaşımda iki ay Taekwondo deneyimim vardı spor eğitimi olarak ama hep içimde vardı spor yapmak. Çocukluğumdan beri amatör olarak kendi çapımda evde, işte, şınav barfiks çeker koşar bir şeyler yapardım onları daha sonra anlatırım ama hiç eğitimim olmadı spor anlamında.

Askerde iken kısa dönemli bir arkadaşım benden beş yaş falan büyük sanırım daha sonra sivilde de dost olduk onun önermesi ile sivil hayata gelince dövüş sporlarına başlamaya niyetlenmiştim ve karar da verdim başladım ama ilk önce spor salonuna girdim ne yapacağımı bilmediğim için. Önce fitness ve vücut geliştirmede birkaç ay takılayım vücut alışsın sonra bakarız dedim ama içimde de dövüşme hayali var..

Çok detaylı buralar bir sürü hikaye var ama kısa kısa geçeceğim ilerde aklıma geldikçe yazarım şimdiki konumuz 2018 de ki maça kadar olan sürede benim yaşadıklarımı kısaca özet geçip konuya gelmek.

Neyse 2015 Nisan da salona kayıt oldum 2016 Martta Kick Boks’a başlamaya karar verdim hoca ile anlaştık bir yıllık özel ders kıyafet, eldiven ekipman vesaire.

Hepi topu üç beş ay eğitim aldım (özel ders parasını kredi kartından çektim taksitle) hocalarım biraz üç kağıtçıydı, para göz, o konulara çok sonra gireriz detaylara.

Neyse bunlar beni eğitmek amaçlı sporcu yetiştirmek amaçlı bakmıyordu tamamen duygusal, para odaklıydılar. Benim en güzel yıllarımda onların yanında heba oldu zaten. Anlamam çok geç oldu.

2017’de ilk maçlarımı kazandım Marmara Bölge Şampiyonası’nda kendi sikletimde şampiyon oldum. Arkasından iki ay sonra İstanbul’da İstanbul şampiyonu oldum üç ay sonra Niğde’de Türkiye Şampiyonası vardı oraya gittim orada üçüncü oldum orada da dayak yedim onu da detaylı anlatırız bir gün daha sonra 2018’e geliyoruz bu az önceki saydığım maçların hepsi Kick boks K-1 ve Full contact maçlardı 2018’de Muay Thai maçı vardı çok farklı stil daha zor.

Zaten biz hiç o eğitimleri almadık doğru düzgün ama hoca bana dedi:“Şampiyon Şubatta maç var Antalya’ya gideceğiz hazırlan.” Bakarız dedim, yıl başından önce söyledi bende ufaktan başladım yıl başına bir hafta kala falan sanırım koşuyoruz vesaire.

Bu arada yıl başı geldi ve ben o sırada kamyon işletiyorum kendi kamyonumu aldım şirket kurdum bir dağıtım pazarlama şirketinin lojistik taşımacılığını yapıyorum bu işi kurmamın tek sebebi spor aşkı, spor yapabilmek kafama göre izin alabilmek gerekirse o gün yevmiyemi de kaybetsem maça gidebilmek bu yüzden maaşlı şirketteki usta pozisyonumu bırakmıştım.

Neyse yıl başı geldi 2018. Şirkette depoda sistem değişikliği başladı. Bizi on beş gün yatırdılar.
İş yok, kamyonumuzda oraya bağlı, depodan mal çıkartmıyorlar, doğal olarak bizde işe çıkamadığımız, sevkiyat yapamadığımız için fatura kesemiyoruz. Biz o gün yevmiye kazanamıyoruz. Ee kamyonun taksiti var, evin kirası var, bütün giderler çalışıyor, doğal olarak ben strese giriyorum. Zaten üç kuruş kazanıyoruz o da geldiği gibi gidiyor, ben bu sebeple spora antrenmanlara odaklanamadım.

On beş gün evde yattım ne yapacağımı bilemiyorum. Ay sonu ne olacak derken geçim sıkıntısı stresi, gerçi maaş ödemelerimiz üç ay geriden geliyordu ama yine de yattığım için sıkıntı yaşıyordum zaten benim bütün hikayem de burada başlıyor. Bu işin krize girmesi ve benim 2018 Nisanında maaşımı eksik almam, çalışamamamız sebebiyle o ay Kara Nisan oluyor benim için. Ve oradan sonra hesap kitap not tutma sorgulama dönemi başlıyor. Oralara sonra başka konularda gireceğiz. Şimdi 2018 Ocaktan sonrası ve maç serüvenini anlatıyorum.

Evet ben antrenmanları bıraktım on beş gün işe çıkamadım evde pederden bir dünya laf yedik çalışmıyorsun o iş yoksa inşaata git bilmem ne vesaire gibi tacizlerle. Zaten stresteyim, stresime stres katılıyor. Bu şekilde günler geçiyor on beş gün sonra işler başlıyor çalışmamıza dönüyoruz ve ben maça gitmeme kararı alıyorum kendi kendime.

Maça kalmış iki üç hafta o yüzden gitmem nasılsa diyorum hiç antrenman yapmıyorum ve kendimi işe yoğunlaştırıyorum çok yattım para kazanmam lazım kesintiler olacak vesaire.

Sonra Şubatın başı geliyor beni hiç aramayan hoca arıyor:“Şampiyon nasılsın maça gidiyoruz haberin olsun!”

“Hocam ben gelemeyeceğim, antrenmansızım, kötü günler geçirdim o yüzden istemiyorum maça çıkmak. Boşuna dayak yemeyelim!” Diyorum.

Hoca da: ” Ya bir şey olmaz belki rakip kimse çıkmaz, madalya alır gelirsin gel gidelim” diyor Antalya’ya.

Ben de yok olmaz falan desem de kıramıyorum, tamam diyorum gidelim ama gidiş geliş bunlar hep masraf. Hepsini sporcu karşılıyor ve iş yerinde tekrar kamyonu bir hafta yatırıyorum maça gideceğim için bir hafta da oradan kaybım var yani bir maçın bana maliyeti o zaman dört beş bin lira falan. Asgari ücret daha 1.600 TL düşünün. Neyse, hocaya diyorum: “Hocam bakın antrenmansızım dayak yerim.”

“Yaa sen gel, ben seni hafta sonu çalıştırırım” diyor…

Ne güzel dimi? Bir hafta sonu yarım saat antrenmanla Türkiye Şampiyonasına git adamlar aylarca kondisyon antrenmanları teknik, lapa, sparring çalışıyor..

Bu iş ekip işi, bizimkisi tamamen amatör ve aptalca. Neyse, hocanın salona gittim bir hafta sonu beni dövdü biraz, dedi antrenman yaptık tamam dedi sen oldun. Öğrenciler içinde de verdi gazı. Dedi haftaya Türkiye şampiyonasına gideceğiz vesaire. Yaşım o sırada 25 yani yaklaşık iki yıllık dövüş sporu ile uğraşıyorum tam iki yılımda dolmamış.

Neyse yola çıkacağımız tarih yaklaştı 10-11 şubat 2018’de o gece spor salonuna gidecektim baktım Rahmetli Annem o gece fenalaşmış nefes almakta zorlanıyor..

Annem yatalak hasta idi zaten üç dört yıldır. O gece annemi kucaklayıp hastaneye götürüyorum hemen. Canlı şekilde kucağıma son alışım imiş. Yoğun bakıma alıyorlar geceyi hastanede geçiriyoruz annem kırmızı bölümde hastanede. Haber alamıyoruz, göremiyoruz. Yoğun bakım için başka hastaneye sevk ediyorlar falan.

O sabahta Antalya’ya yola çıkacağız, maç için gideceğiz araç falan kiralayacağız ağabeyim yanımda. Diyor “Sen git maçına burada bekliyoruz yapacak bir şeyimiz yok bir şey olursa haber veririz.” Diyor.

Hocaya gelemeyeceğimi falan söyledim ama: “Senin yapacak bir şeyin yok hastane de gel gidelim.” Diyor. “Peki.” diyorum yola çıkıyoruz..

İstanbul’dan Antalya’ya kadar araç kullanıyorum maçın yapılacağı otele varıyoruz..

Bakıyorum sırada 1500 kişi var.

Hocaya diyorum: “Hocam bu sıra bitmez, gel boşuna buraya para da vermeyelim, maça çıkmak için bir de üzerine para veriyoruz”

Ben diyorum nasılsa dayak yiyeceğim hiçte maça çıkmak istemiyorum gel diyorum biz şuradan sahile inelim mangalımızı yapalım İstanbul’a dönelim yok oğlum olur mu öyle şey diyor bu kadar yol geldik.

Neyse kaydımızı yapıyoruz bir şekilde. Zar zor akşam oluyor odamıza yerleşiyoruz. Ertesi sabah aç karnına kalkıyoruz tartı saati tartılacağız sikletlerimiz belli olacak ben de gittim tartıldım İstanbul şampiyonasında 86 kg da dövüşüyordum oraya da 86 kg olarak geldim ama o gün 87kg geliyorum 1 kilo fazlam çıkıyor tartıda, tartan hakem diyor fazlan var 1 kilo bir üst siklet olan 91 kg çıkarsın diyor.

Ben diyorum çıksın hocam ne olacak madem dayak yiyeceğiz sağlam yiyelim diyorum.

Sırf 1 kilo vermemek için bir üst siklete çıktım 91 kg o adamlar daha yüksek kilodan iniyor boksla uğraşanlar bilir adamlar 300 gramın hesabını yaparlar ne kadar ağırsan o kadar güçlü vurursun benim umurumda değil en fazla dayak yerim ne olacak diyorum ve 91 kg kabul ediyorum.

Sonra hocanın yanına gidiyorum hoca diyor ne yaptın tartıyı? Tamam hocam diyorum tartıldım 91 kg yazdırdım 1 kg fazlam var oğlum manyak mısın sen diyor niye 91’e çıkıyorsun 1 kg verirdik. Ben boş ver hocam her türlü yiyeceğiz dayağı, bari esaslı sağlam bir dayak olsun diyorum ve o şekilde maçlar başlıyor. E tabi biz ağır siklet olduğumuz için en son dövüşüyoruz assolistler gibi.

Önce hafif kilolardan başlar 46 dan 91 lere kadar gelir bu şekilde yaklaşık beş gün biz maç izledik, yedik içtik, alt maçları izledik. Tabi ne antrenman var ne bir şey, hoca da bir şey demiyor, yeyip içip yatıyoruz geziyoruz otelin içinde.

Son maç günü geldi yanımızda bir çocuk vardı genç 16 yaşlarında çok iyi dövüşür kendi sikletinde. Bizim salonun çocuğu, ona dedim gel biraz antrenman yapalım. Çocukla gittik halı sahaya bana lapa tuttu ben tekme yumruk atıyorum ama 40 saniye dayanamadım yoruldum ve yere çöküp ağzımdan zar zor soluyarak bir yandan da terli, dedim: “Oğlum Arap (çocuğun lakabı) bak birazdan Bektaş beni ringde zıplatacak, bu halde bir şey olmaz benden fena dayak yiyeceğiz haberin olsun.” dedim .

Neyse maç saati geldi az bir salata yedim açık büfeden her gün tıka basa yerdik o gün yemedim : ) adam ağzımızdan çıkartır sonra yumruğu koyduğunda : )

Neyse kıyafetimizi giydik ringe çıkarken hoca diyor hadi oğlum parçala şunu göster bilmem ne, ben de içimden he gösteririm diyorum ringe çıkıyorum ama benim niyetim maç kazanmak değil orada hocayı rezil etmeden bir mücadele vereyim gideyim derdindeyim.

Neyse çıktım ilk round güzel başladı güzel teknik oynadık hatta bir ara yumruğu koydum kaskı fırladı kafasından birkaç kere yerlere fırlattım bunu Muay Thai’de güreş ile Kick Boks’un sokak dövüşünün karışımı gibi bir şey zaten Thailandlılar eskiden savaşlarda kullanıyormuş bu dövüşü. Muay Thai de Thailand Boksu demek zaten. Neyse bir ara bu beni tuttu sarıldı vuruyor dizi dirseği suratıma, karnıma kaburgamı kıracak dişlerimi dökecek ben de o sırada diyorum ulan hakem bizi niye ayırmıyor?


Sonra diyorum ulan bu Muay Thai…ve benim ilk Muay Thai maçım. Ben hep Kick Boks dövüştüm. Kick Boks’da sarılmak, güreşmek falan yok. Hakem girer hemen araya, ama bunda da ben öyle bekliyorum alışmışım sonra baktım olacak gibi değil tabi bütün bunları düşünürken darbe yiyorum, suratıma dirsek, karnıma diz, mazlum gibi dayak yiyorum resmen, sonra salonda ki diğer hocanın sözü aklıma geldi. Böyle durumlarda belini göbeğini adama daya ki sana diz vuramasın o an onu düşünüp yapıştırdım kendimi adama bunu ringin iplerine doğru sıkıştırdım adam dediğimde benden uzun ben 1.84 adamım o adam 1.90 benden ağır siklet farkı da var zaten ringde kolları kaslı falan görünce ürkmedim değil.

Neyse öyle iplerde boğuştuk falan ben bunu savurdum attım yere beraber düştük. Bu şekilde 1. round güzel geçti ikinci round da hoca aynı böyle devam olacak şampiyon falan köşemde veriyor gazı ama ben nefes alamıyorum kondisyon sıfır ben kendime hayret ediyorum 2. round oldu bu sefer yorulmaya başladım aynı şekilde boğuşmalar sonra 3. round ortasında artık kollarım kalkmayacak vaziyete geldi adam beni evire çevire dövüyordu ama ben bırakmıyordum hakem girdi bitirmek istedi hakeme diyorum devam edeceğim hakeme kızıyorum bitirdi diye ama adam canımı kurtarmış nefes alamıyorum. Gardım inik o şekilde maçı kaybettik. İndim ringten nasıl bir rahatlama geldi. Gülmeye başladım üzerimden büyük bir yük kalktı. Dönüşte telefonum bozuldu kimseye ulaşamadım.

Hoca diyor olsun yine mücadele ettin hatta milli takım antrenörü maç esnasında benim hocaya sormuş kim bu çocuk diye benim öğrencim demiş hoca beğendiğini söylemiş zaten onun öğrencisi ile kapıştık ve güzel bir hatıra oldu diğer arkadaşlarda maçlarını kaybettiler üç sporcu idik zaten. İstanbul’a gülerek geri döndük biz maç kaybettiğimiz için gülüyoruz hoca da arabada çıldırıyor ulan adamlara bak dayak yediler şunların mutluluğuna bak diyor. Acaba suç ve hata kimde düşünmek gerek üç sporcu da kaybettiyse?

Ben daha sonra adamı inceledim internetten adam benden on yaş büyük otuz beş yaşında üç yıldır Türkiye şampiyonuymuş o zaman. Thailand’da falan taa 2013’lerde profesyonel maçları varmış artı bir sürü boks müsabakası maçları var ben maçtan sonra öğreniyorum bunları. Yani benden çok çok tecrübeli ve ben o an diyorum ben kimle dövüşmüşüm diyorum. Kendimle gurur duyuyorum ve adamın sosyal medyadan çalıştığı antrenörleri falan kaliteyi görüyorum biraz da elit bir tayfa ile çalışıyor o gün diyorum işte sen bunca şeye rağmen çok iyi iş çıkardın kendinle gurur duy oğlum İbo.


Sonra İstanbul’a döndüm bir kız arkadaşım vardı ondan ayrıldık. Onun üzerine otuz beş gün sonra annem yoğun bakımda vefat etti sonra antrenmanda burnum kırıldı spora ara verdik sonra işim de büyük krizimi yaşadım hesap kitap yapmaya başladım bir süre sonra işi değişmek zorunda kaldım ev aldım vesaire derken sporu bırakmak zorunda kaldım ve ilk ve son Muay Thai maçım oldu. Kick Boks’da daha fazla maçım vardı ama Muay Thai’de ki ilk ve son maçım benim için unutulmaz ve çok iyi bir hatıra oldu. Bana göre ben o maçı kaybetmedim hatta o antrenmansızlık ile benimle 3 round kapışan adam eğer ben iyi antrenmanlı ve işini profesyonel yapan bir hocam olsaydı ne olurdu acaba?

İbrahim Gör

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerik korunmaktadır !!