Bu son zamanlarda yaşadığım şeyleri düşünürken geçmiş yıllar gözümün önünden geçiyor ve bundan 13 -14 yıl önce yani 15 -16 yaşlarında bir çocukken o zamanlar burç yorumlarını çok okurdum
(o zamanlar inanırdım daha sonra bilimsel araştırmalarını yaptım ve bilimsel olarak bir gerçekliği olmadığını görünce bırakmıştım inanmayı )
Kendim Oğlak burcuyum bir tane Oğlak burcu yorumunda tam kapsamlı anlatıyordu işte diyordu,
Oğlak burcu erkeği çok çalışkandır azimlidir falan ve hayatı 29 yaşına kadar kendisini aramakla hayatının amacını bulmakla geçer o güne kadar her işi dener ve 29 yaşına girdiği zaman dan sonra hayatında değişim başlar diyordu bende hakikaten yıllarca bekledim 29 yaşımda ne olacak acaba dedim.
Ve bu son 14 yılda cidden her işi denedim her fırsatı denedim nerelerde çalışmadım ki.. Eski yazılarda okuduysanız bilirsiniz.
Neyse şimdi o gün okuduklarım ve geçmiş hayatım gözümün önünden geçerken diyorum sanırım burç yorumunda ki gibi hayatımda değişimler gerçekten oluyor çünkü 27 yaşımda başladı uyanma 28 yaşıma kadar sorgulamaya arayış içine girdim tabi bu sırada başıma bir sürü olumsuz şeyler geldi kişisel özel hayatımda tatsız olaylar, dost çevremde bazı kazıklar gibi gibi.
Yalnız kalıp düşünecek çok vaktim oldu en son hatırlıyorum her akşam işten eve gelip yemeğimi yiyip yatağıma uzanıp elimde telefon ile bütün sosyal medya platformları arasında surf yaptığımı hatırlıyorum yani akşam 20:00’de evde isem gece 00:00’a kadar hiç bir şey yapmadan beni hiç ilgilendirmeyen alakasız hayatıma hiç bir katkısı olmayan insanların yalan hayatlarını stalklayıp zamanımı öldürdüğümü fark ettim bu durum çok canımı sıkmaya başladı.
Hayatımın amacı bu olamaz diye düşünmeye başladım ben ne yapıyorum? dedim .
Daha önce bir çok şeyler için mücadele etmiştim hayallerim vardı hedeflerim vardı o hedeflere bazı imkansızlıklardan dolayı ulaşamamıştım yarı da bırakmak zorunda kalmıştım ve amaçsız kalmıştım artık ne yapacağımı bilmeden geçiyordu günlerim. Sonra birden bire kendimi bütün sosyal medyaları sildiğimi bütün arkadaşlardan iletişimi kestiğim yalnızca kendimi geliştirmek için çalışırken bulduğumu fark ettim, bunu nasıl yapıyordum bende bilmiyordum, sanki hipnotize olmuş gibi.
Aslında uykusuzluktan öldüğüm halde sabahın köründe beni kaldırıyordu o şey sanki “artık zamanın geldi 29 yaşın yaklaşıyor ve halen kendini geliştiremedin “gibi bir şey beni içeriden itiyordu tek hatırladığım şey gece- gündüz , sabah – akşam, evde, iş’te bir şeyler öğrenmeye çalıştığım idi kimse ile görüşmedim aylarca evden işe, işten eve odamda yalnız kaldım ve ders çalıştığımı hatırlıyorum şimdi de geriye dönüp bakınca yıllar önce okuduğum o burç yorumunda ki gibi 29 yaşıma girdim ve hayatımda değişimler başlayacak gibi hissediyorum, yıllar önce burç yorumunda da dediği gibi bu saatten sonra hayatımın değişeceğine bende inanmaya başladım o yazıyı da buldum paylaşacağım. Hatta o yıllarda o kadar çok hoşuma gitmişti ki o yazı 16 yaşımda Facebook’da notlarıma eklemiştim yazının sonunda ekleyeceğim 🙂
Daha öncede farkında olmadan “29 yaşıma girmek üzereyken hayattan anladığım şu” diye ilk yazmaya başladığım yazılarımda farkında olmadan bu yola girmişim diye düşünüyorum.
Bana göre şu an elde edilmiş hiç bir başarı yok.
Sadece kendimi geliştirmeye çalışıyorum insanların ve benim için çok kıymetli hocalarımın övgülerinden sonra bir şeyleri farklı yaptığımı fark ettim, yoksa ben her insanı benim yaptığım gibi şeyler yapıyorlar zannediyorum aslında bana çok normal geliyor ben olağan üstü bir şey yapmadım ve yaptığımı da düşünmüyorum.
Ama ileride bir şeyler yapabileceğimi düşünüyorum mesela finansal okur yazarlık alanında kendimi geliştirirsem ileride çok faydasını göreceğim yeniden okul okumaya başlayacağım ileride onun da faydasını göreceğim ,Blog açtım ve buralarda yazmaya başladım insanların da ilgisini çekti ilginç bir şekilde ben çok şaşkınım yani bu kadar ilgi görmesine. Ben herkesin böyle şeyler yaptığını zannediyorum çünkü benim geçmiş yaşantım hep azim ve çalışmak ile dolu o yüzden şaşkınım.
Artık o günlere nazaran daha iyiyim
İnsanların hayatlarına dokunmak bilgileri paylaşmak da güzel hissettiriyor, öğretmek de güzel hissettiriyor bunlar beni mutlu ediyor, artık eskisinden çok daha mutluyum, yani o işten gelip saatlerce insanları stalklamaktansa, bir şeyler öğrenip insanlara anlatmak, faydalı işler yapmak beni daha çok mutlu ediyor, çünkü sabah kalkıyordum ben niye yaşıyorum yahu diyordum her günüm diğerinin aynısı idi ve çok sıkılıyordum hayattan zevk almıyordum bir araba, kamyon çarpsa da kurtulsam diyordum ve amaçsız işe yaramamak sadece iş yerinde çalışmak beni sığırdan farksız hissettiriyordu.
Çünkü bir amaç hedef koyamıyordum ben dünyaya bunun için gelmiş olamazdım insanlığa bir faydam olmalı diyordum ölüp gittiğimde arkamdan ismim kalsın istiyordum ama bunu nasıl yapacağımı bilmiyordum şimdi bir şeyler buldum gibi hissediyorum o yüzden çalışıyorum hem kendime faydam olsun hemde insanlara öğrendiğim şeylerden bir şeyler öğretebilirsem ne mutlu bana diyorum en azından hayatta bir işe yaradığımı düşünüyorum böyle yaparak..
Umarım istediğim gibi olur, benim amacım çok para kazanmak değil aslında, ben şu an da zevk alıyorum hayattan mücadele ederek, çalışarak. Benim istediğim kendimi gerçekleştirmek bir başarı kazanmaksa onu yapmak, çok para kazanmak mesele değil benim için. Ama madem ki para kazanmayı başarı sayıyorlar ve parasız insana, insan gibi yaşam hakkı tanımıyorlar, bende hakkını vereceğim nasıl para kazanılıyormuş ve başarılı olunuyormuş. Bunu yaparken de insanlara da bildiklerimi öğrendiklerimi anlatıp paylaşacağım bu şekilde yaşamdan keyif almaya bakacağım ..
Şimdi de o yıllar önce beni etkileyen Burç yorumunu ekleyeyim bu arada halen burçlara inanmıyorum ama o yazıyı paylaşmak istiyorum sadece
Oğlak Burcu Genel Özellikleri
Oğlağın hayatı iki devreye ayrılır. 30 yaşından öncesi ve sonrası. Bu yaş, doğumunda etkili olan Satürn’ün devir zamanıdır. Bu gezegen Güneş etrafındaki turunu tamamlamak için 29 yıl ve 167 güne ihtiyaç duyar. İlk 30 yılda Oğlak kendini bir arayış içinde bulur.
Burcuna adını veren Oğlağın emin adımlarla dik duvara tırmanışından, bu dönemde eser yoktur. Kendinden emin değildir. Bir erkek keçi kadar tehlikelidir.
30 yaşından sonra Oğlak, gençliğinde kendisine çok pahalıya mal olan deneyimleri yerli yerine oturtur. Yani o, tam anlamıyla “sonradan açılan” biridir. Karşı cinsle ilişkiyi genelde “gerçek bir gecikme” ile keşfeder ve mesleki başarıları diğer burçlardan daha geç ortaya çıkar. Denilebilir ki hayatı ciddi bir mesele olarak görmesi onu başarı merdiveninin zirvesine çıkarabilir.
Dışarıdan bakınca kendinden emin, güçlü, sarsılmaz ve mesafeli görünür, ama içinde özen, sevgi ve ilgiye özlem duyar.
Hastalık derecesinde hassastır ve kendini sükunetle dış dünyadan soyutlar. Duygularını göstermek bu burçta doğanlar için doktorluk mesleğinin zorluklarıyla kıyaslanabilecek bir meseledir.
Oğlak titizliğiyle tanınır, her şeyi çok fazla ciddiye alır. Sözlerini vaktinde yerine getiren ve yapılmış anlaşmalarda güvenilebilecek biridir. Yalan, iki yüzlülük ve riyakarlık onun için şeytan işidir. İdealleri gerçeklik, değerler, doğallıktır. Yüzeysellikten ve yapay olan her şeyden nefret eder.
Çoğu insan titiz ve zorlu Oğlağı sıkıcı bulur. O da bunu bilir ve bundan acı duyar. Korkunç bir mizah gücüyle tepki verir, kendi zayıflıklarını teşhir etmekten çekinmez. Kimse de ona karşı çıkamaz ve birlikte olduğu insanların zayıflıklarını yakıcı bir alayla eleştirir. Bu yüzden sürekli tepki alır.
Diğer burçların yanında Oğlağı iki özellik iyi tanımlar; sabır ve mantıksızlığa karşı hassasiyet. İkisi birlikte Oğlağın olayları ve insanların hayret edilecek kadar çok bir görüşle anlamasına yardım eder. Buna rağmen pek şanslı değildir. Kendini, kendi kurduğu hapishaneden serbest bırakmayı ne kadar isterdi…Yine de bunu nadiren yapabilir.
Oğlağın iyilik perisi, zamanıdır. Tüm muhaliflerini bertaraf etmeye yardım eder. Oğlak burcunda doğanlar zamanı çok iyi kullanır. Bir hamlenin nasıl planlanacağını iyi bilir, bunu meslekte, toplumda ve aşkta kanıtlar. Oğlağın parolası azimdir. Temel sözü ise”ben organize ediyorum.”
Oğlak yaptığı şeyi titizlikle yapar. Kararlar daima aşırıdır, hiç bir ayrım yoktur. Oğlağın en zayıflığı kibirdir. Dünyayı savaştan, anarşi ve ahlaki çöküntüden kurtarmak isteyen insanlar hep bu burçta doğmuşlardır. Bu konuda kararı, ancak konuya uzmanca hakim olduğunda verir. İtiraza tahammül edemez. Başkalarının eleştirileri onu niye ilgilendirsin ki! Oğlak hava kirliliğine karşı savaşmak için her şeyi yapar.
Şüphesiz, bu bir abartıdır ve bir Oğlakla beraber yaşayan kişi onun yapısını ”karanlık” yönünü tanımıştır: Oğlak hoşgörüsü olmayan biridir. Kendisine karşı çıkılmasına hiç katlanamaz. Onun zeka ve mantığına hitap etmek daha akıllıca bir iştir. Eğer Oğlak hafifçe gülümsediyse, artık tehlikeli değildir.
O, alışkanlıkların insanıdır ve kendini en çok, kat ettiği yolda iyi hisseder. Güven dolu bir rutinlikte hissizleşip, hantal ve kuruntulu bir işkoliğe dönüşebilir. Toplumda nazik ve hoş sohbet biri olarak bilinir. Kendini hemen öne atmaz. Ona yaklaşmak kolay değildir, ancak onu bir arkadaş olarak kazandığınızda, Zodyak’taki tüm burçlar arasında daha güvenilir birini bulamazsınız.
Oğlak sabırlı ve çalışkan bir işçidir. Sınır tanımayan bir hırsı vardır. Belirlediği amaçlara ulaşmada gösterdiği sabır asla tükenmez. Karar verdiği her şeyi önceden düşünür, analiz eder ve ölçüp biçer. Ulaştıklarıyla uzun süre mutlu olamaz. Daima daha fazla ve yukarı tırmanmak ister. Fikir zenginliği, girişimciliği, ve olağanüstü yetenekleri sayesinde bir sanayi imparatoru olabilir. Cazibesi ya da ilişkileriyle değil, eserleriyle başarılı olur.
Oğlak Erkeğinin Özellikleri
OGLAK ERKEKLERININ SERT VE DUZGUN HATLARI VARDIR. ZEKI BAKAN
GOZLERIYLE DIKKAT CEKERLER.
Genclik yillari biraz sancili gecebiilir.Tutkularinin esiri olmaz.O bir bilgedir.O yonetici dogmustur.
Duygulari derin, sevgisi buyuktur.Cok durusttur.Evinde huzur, guven ve duzen ister.
Çevresinde kendi ördüğü tuğladan bir duvar vardır. Utangaç, ama güçlü ve çetindir. Hoştur, ama müthiş ihtiraslıdır. O efsanevi sessiz, dünyevi kovboy gibi Oğlak erkeği de yalnız olmayı tercih eder gibidir. Ama değil, gerçekte yalnızlığı sevmez.
Gizliden gizliye, Oğlak çok beğenilme özlemi çeker. Uçan bir trapez üstünde kalabalıkların nefesini kesmek ister. Özel rüyalarında keçi, şifa bulmaz bir romantiktir, ama Satürn O’nun bu doğal yapısını zincire vurmuştur. Bu sert disiplin gezegeni O’ndan sakin bir davranış, gerçekçi hareketler ve ciddi niyet bekler. Bu O’nun çelişkisidir ve çoğu zaman katlanması güç bir çelişkidir. Bazen içindeki bu çelişkiyi ters bir tavırla örter ve bazen de hiç beklenmeyen ve duruma ters düşen bir şakacılıkla sizi şaşırtır. Bu değişik davranışları aslında hep gerçek duygularım örtbas etmek için yapar. Ama bunlar ekseriya en komik cinsten olur. Oğlaklar böyle abuk sabuk davrandıkları ve şakaları hokkabazlığa çevirdikleri zaman iyice saçmalarlar.
Şimdi, aklı başında, güvenilir Oğlak erkeğini ters yüz edin, karşınızda özgür rüzgârların tatlı kokusunu şifa verici bulan neşeli, nazik bir hayalperest bulacaksınız. Bu adam heyecan açlığı ve macera susuzluğu çekmektedir, içlerinden ancak parmakla gösterilen birkaçı bu yalnız ruhu gizli zindanından azat edebilir.
Eğer bir kitabı kabına bakarak değerlendirmeye eğiliminiz varsa, burçlar size son derece faydalı olabilir. Siz o Oğlak ahbabınızın harika bir öğretmen, ama berbat bir âşık olabileceğini düşünebilirdiniz. Sizde öyle bir izlenim yaratmıştır ki, ismini sizin hatıra defterinizde göreceğine sosyal kayıtlarda görmeyi tercih edebilirdi. Şimdi O’nun, bir kış gecesinde yanan sıcacık bir odun ateşi kadar sıcak bir yüreği olduğunu keşfediyorsunuz. Biliyorum, bu sizi çok sevindirdi. Ama, hemen O’na kollarınızı açıp bağrınıza basmadan ve sizi kanatlarına alıp Ay’a uçurmasını beklemeden önce, durun bir dakika. Biraz önce size söylediğim o sürprizler O’nun iç yapısının bir parçasıdır. O’nun iç dünyasını keşfederseniz heyecanla titreyecek ve etkilenecektir. Ama iç dünya demek, iç dünya demektir. Böyle dikkatsizce kendinden geçtiği anlarda, mutluluk rüyalarının elinden kaçarak ortalıkta serbestçe uçuşmasına asla izin vermeyecektir. Siz bunların O’nun iç dünyasında varolduğunu bilin, yeter. Oğlağınızın düğün çiçekleri arasında çıplak ayakla sekeceğini beklemek gafletine hiç düşmeyin. O’nun aslı olan Satürn kişiliğini değiştiremezsiniz.
Sizin yapacağınız şey anlattığı kaba saba köpek hikâyelerine gülmektir; tâ ki, daha akıllıca hikâyeler anlatacak cesareti kendinde buluncaya kadar. Bir iki alevin dışarı vurmasına izin verecek kadar güven hissedinceye değin, muhafazakâr görünüşünün altında bastırılmış ateşler yandığını anladığınızı O’na belli edebilirsiniz. O’nun gerçekçi rüyalarını herkesinkinden daha renkli bulduğunuzu, çünkü hiçbir rüyanın gerçekleştiği andaki kadar parlak olmadığını söylerseniz, daha güzel hayaller kurması için O’nu cesaretlendirmiş olursunuz. Bir-gün tırmandığı dağın zirvesine ulaşacak ve siz de azimli keçinizle alabildiğine iftihar ederek, O’nun pratik hayallerine inandığınız için alabildiğine mutlu olarak O’nun yanındaki yerinizi alacaksınız.
Oğlaklar, sanki kendilerine hiç kompliman yapılmadan da yaşayabilirlermiş gibi davranırlar. Kendisine kompliman yapan olursa takındığı tavır, bunun doğruluğuna inandırıcı bir kanıt olur. Siz hiç Oğlak erkeğinize güzel bir şey söyleyip de iltifatınızın O’nun yüzündeki ifade gibi donup kaldığını gördünüz mü? Durun, acele etmeyin. Keçinin kendini aldatmakta gösterdiği ustalık, sizin de yanıltılabileceğinizi göstermez. Aslında O, kendisine iyi, akıllı, yakışıklı, arzu edilen, ilginç bir insan olduğunun söylenmesi için korkunç bir ihtiyaç duymaktadır. Ne var ki, ihtiyaç duyduğu şeyleri pek açığa vurmadığından, karşılığım da alamaz. Sonuç olarak, bu adam biraz huysuzdur ve birisi kendisine açıkça hayranlık gösterdiği zaman ne yapacağını bilemez. Bu yüzden de mahcubiyetini örtmek için ya münasebetsiz bir şaka yapar, ya da duymamazlıktan gelir. Bu reaksiyon iltifat edenleri öylesine dondurur ki, bir daha asla bu suratsıza iltifat etmemeye karar verirler. Böylece bu adamın iltifattan nefret ettiği izlenimi uyanır ve gittikçe hiç iltifat duyamaz olur. Bu bir fasit dairedir. Belki de bu ondan çok sizin hatanızdır. Gelecek sefere O’na sözlerden yapılmış bir buket verdiğinizde kulaklarına bakın. Nasıl pembeleştiklerini görüyor musunuz? Gözlerinin nasıl hafifçe pırıldayıp kırpıştığını, burnunun nasıl usulca oynadığını farkediyor musunuz? Son derece memnun. Dans edip zıplamıyorsa, ya da Leo, Aslan gibi. otların üstünde yuvarlanmıyorsa, bu tâ derinden mutlu olmadığı veya kendisini üç metre daha büyümüş hissetmediği anlamına gelmez. Kendisinin gerçekten ne harika bir insan olduğunun görülmesine ihtiyacı vardır. Yaratılışı ve yıldızlar bunu ilan etmesine izin vermezler. O’nun basın ajanı siz olacaksınız.
Bu adam, bahçıvanların “geç çiçeklenen” dedikleri cinstendir. Gençliğinde bir baykuş kadar ciddidir. Olgunlaştıkça yavaş yavaş açılır ve eğer tipik bir Oğlak’sa grubunun içindeki en genç görünüşlü, en genç davranışlı ihtiyar olarak ömrünü tamamlar. Şimdi, bu iyi değerlendirilmesi gereken bir husustur. Başka erkeklerle yıllarca akılsızca uçarılıklara katlandıktan sonra sıkıcı bir yaşlılığı gözlemek zorundasınız. Ama bir Oğlakla, önceleri biraz hevesiniz kursağınızda kalırsa da, sonradan sizi nelerin beklediğim bir düşünün! Oğlak âşığınız, aşkınızın baharında belki sizi kapağı gibi Paris’e kaçırmayacaktır. Ama, kırk elli yıl sonra, başka erkeklerin gıcırdayan eklemlerinden yakındıkları bir sırada, sizi ay ışığında Taç Mahal’i görmeye götürebilir. Doğrusu hiç de kötü bir değiş tokuş değil. Eğer önce ağır mezeliklerle tıka basa midenizi doldurup, sebzeyi sonradan adet yerini bulsun diye yiyen biriyseniz, Oğlak size göre değil. Oğlak erkeğiyle evlilikle sonuçlanan bir aşk, tatlıyı ait olduğu yerde, yemeğin sonunda yemek gibidir.
Doğal olarak, Oğlağın yaşlanmasındaki tersine gidiş, size sadakat hanesindeki lehte bir puan olarak görünebilir. Öyledir. Aşkınız henüz genç ve çiçeği burnundayken, Oğlağınızın yanlış yollara sapması gibi üzüntüleriniz olmayacağı doğrudur. Yaşlandıkça biraz avarelik edebileceği de doğrudur. Gene de diğer burçların çoğuna göre Oğlak sadakat yönünden en güvenlisidir. Çünkü Oğlak erkeği aile mihrabında yanan bir tütsüdür. Geç çiçek açmağa başladığı yıllarda ufak tefek kaçamaklara kalkışsa da, bunlar hiçbir zaman aile ocağının, çocukların ve sizin yerinizi alamayacaktır. Aile bağlarına huşu derecesinde hürmet gösterir. Bunun içine hem sizinle kurduğu aile, hem de çocukluğundan beri yürekten bağlandığı kendi ailesi girer.
Annesine hakaret etmek veya erkek kardeşine soğuk davranmak olmaz. Dikenli kaktüs kadar sevimli olsalar bile. kocanızın ailesini sevmeğe hazır olun. Aksi halde yalnız onları savunmakla kalmayacak, eğer anlaşmazlıkların sürüp gitmesine izin verirseniz bu iki aileye olan bağlılığı arasında bir seçim yapmak derdi O’nu asık suratlı ve yüzü gülmeyen kasvetli bir insan haline getirecektir. (Allah muhafaza, dünyada istenmeyecek birşey varsa, o da bir Oğlağın asık suratı ve kasvetidir,)
Aile ve akrabalarından açıkça nefret eden ya da ailesi ile bağlarını kopartmış ve bir daha dönüp arkasına bakmamış olan bir Oğlak’a düşebilirsiniz. O’nun bu bağımsızlığının yüzeyini biraz kazırsanız, altında, O’nun yapısına uymayan bu davranışına sebep olan geçmişe ait derin duygusal bir yara bulacaksınız. Birçok Oğlak erkeği, arkadaşları bekârlık hayatının nimetlerinden yararlanmak için evlerinden ayrıldıktan çok sonraki yaşlara kadar aile yuvasında yaşamağa devam eder. Hem de genellikle erkeklerin çoğuna göre geç âşık olur ve meslek hayatını rayına oturtmadan önce pek evlenmezler.
Oğlaklar soy sop ve kusursuzluk arayan bir gözle, dikkatle çevrelerini gözden geçirirler. Oğlak, iyi anne olacak bir kızı seçecektir. Sonra bu kız iyi yemek yapacak, iyi ev kadını olacaktır. Daha sonra, iş arkadaşlarında ve dostlarında iyi izlenim yaratacak kadar iyi giyinecek ve tercihan geçmişi, davranışları, yetişmesi ve zekâsıyla onlardan bir gömlek üstün olacaktır. En sonunda da, güzel olup olmadığına ve kendi fiziksel duygularına hitap edip etmediğine şöyle çabucak bir göz atacaktır. Saçlarınız bakımsızmış, parfüm şişeniz hoşmuş, bacaklarınız Dünya Güzelinin sizden nefret etmesini gerektirecek cinsten değilmiş; bunların pek de öyle sorun olmadığını hemen anlayabilirsiniz. Ailenizin Kim Kimdir listesine girmiş olduğunu, çok ünlü bir aileyle dostluğunuzu gösterin, yeter. Haftada bir kez annesini öğle yemeğine çağırın ve bütçenize ne kadar dikkat ettiğinizi görmesini sağlayın. Bir dahaki sefere O’nunla çıkarken dört yaşındaki kız kardeşinizi yanınıza alın. Ailenin tek çocuğuysanız, komşunuzun yeni yürüyen bebeğini emanet alın. Mis gibi keten bir mendille ve nazikçe sık sık bebeğin minik burnunu silin. Ona, Belediye Başkanının Şehri Güzelleştirme Komitesine girmek istediğinizden bahsedin, ağır başlı yürüyün, konuşmanızın araşma birkaç Fransızca cümle serpiştirin. Bebek arabasındaki bir bebeği gördüğünüz zaman ona biraz glu glu yapın. Karşılaştığınız en akıllı centilmen olarak babasına saygı göstermeyi ihmal etmeyin. Arada sırada, Carnegie’nin imparatorluğunu kurmasına yardım eden büyük amcanızdan, ya da Waterloo’da Wellington’un kumandasında savaşmış olan bir büyük dedenizden söz edin, (hangisi olduğu önemli değil.) Eğer bir de güzelseniz, bundan iyisi olamaz. Ama güzellik asla O’nun kuzeni Bessie için ördüğünüz küçük halının yerini tutamaz. Eğer ailesinin yaptığı sınavdan iyi not alıp geçemezseniz, sizinle asla evlenmeyeceğine dair garanti verebilirim. Tabii, istisnaları vardır ama o kadar azdır ki, sizin Oğlağın onlardan biri olduğuna kumar oynamanız için düpedüz ona karşı kayıtsız olmanız gerekir.
Ailesi sizi istedikten sonra ya da en iyisi kendisi evlenme teklif ettikten sonra, ayağınızı diretin. Sımsıkı. Şunu bilsin ki, ailesini içtenlikle seviyorsunuz ama, yatağını ve evini paylaşmak için seçtiğiniz kişi yalnızca kendisidir. Yoksa, pek çok Cumartesi gecesini Charlie Amcasına yemek pişirerek veya küçük kız kardeşinin buluğ çağı bunalımlarını adatmasına yardım ederek geçireceksiniz demektir.
Oğlak’lar karşı cins önünde her zaman biraz tedirgin olduklarından, bazen hoş olmayan durumlar karşısında acemice imalarda bulunur, beceriksizce kinayeler yaparlar. Bütün bunlar utangaçlıklarım ve daha atak insanların aşın ihtiraslarına karşı duydukları merakı gizlemek içindir. Bunlara bakıp da sakın ha sizin Clyde’in Bonnie’si gibi olmanızı istediği düşüncesine kapılmayın. Siz bir Mae West ya da Teksas Guinan’ı değilsiniz. Siz bir hanımefendisiniz, bunu asla unutmayın. Ö gecenin göze çarpan kadınına gizlice meraklı bir bakış atarsa da, bu hanım asla O’nun evleneceği kadın olamaz. Bu size belki evde kalmış Abigail Halanın öğüdü gibi gelebilir, ama inanmazsanız bir deneyin. Minimini bikininizi giyin, kirpiklerinize yeşil rimel sürün, parfüme bulanın ve O’nu başkalarının yanında öpün. Belki günün birinde beyaz duvak takıp nikah masasına oturursunuz, ama yanınızda Satürn’lü bir damat olmaz.
Oğlak kocanıza verebileceğiniz en güzel hediye bir şiir kitabıdır. Ne kadar romantik olursa o kadar iyi olur. Eğer O’na daha ilk günlerde sevgisini ifade etme sanatını öğretmezseniz; iyi bakılan , çok sevilen, gönülden takdir edilen, kocasının aziz varlığı bir kadın olabilirsiniz, ancak duygusal bir açlığa mahkum olmaktan da kendinizi kurtaramazsınız. O zaman artık sizi sevdiğini hiç söylemediğinden yakınmanın bir yararı olmaz. İncinmiş bir safiyetle ve şaşkınlıkla homurdanarak (bunun derecesi doğuştan ne kadar güçlü bir Satürn olduğuna bağlıdır) size dönüp bakacak ve sükûnetle “sen delisin” diyecektir. “Nişan yüzüğünü taktığım zaman ‘seni seviyorum’ dediğimi ve küçük Calvert’in doğduğu gün de bunu tekrarladığımı çok iyi hatırlıyorum”
Size baktığına, çocuklarını doğurma, yerleri silip süpürme, takımlarını parlatma şerefini size verdiğine göre, sizi ne kadar sevdiğini anlamanız gerektiğini düşünecektir. Bir Oğlağa göre zevzekçe sözlerle yapılan ilanı aşklar romantik aşk zambağını yaldızlamaya kalkışmak demektir. “Yani ne istiyorsun” diye sorabilir “Richard Burton’nı mı?” O zaman size düşen, yüksek sesle “evet” demektir. Bu o’nu biraz irkiltebilir. Bir Richard Burton olmayacaktır, ama o şok esnasında, yeri geldikçe tatlı bir sesle, “sevgilim” diye mırıldanmanın erkekliğine halel getirmeyeceğini de anlayabilir.
Baba olarak, kelimenin tara anlamıyla “Baba” olacaktır. Her zaman sofranın başında O oturacak; piknikte bile bu böyle olacaktır. Bir ağacın altına kağıt örtüyü serip etrafına toplandığınız zaman; karınca yuvasının yanındaki zehirli sarmaşığın üstüne oturuyor da olsa, Oğlak babanın yeri sofranın baş köşesinde olacaktır. O her zaman saygı ve itaat bekleyecek, her işte ısrarla rutin ve disiplin arayacaktır. Ne var ki, bunun karşılığını dürüst bir bağlılık, Hattâ fedakârlıkla ödeyecek, belki de büyük, mutlu bir doğum günü partisine ve çok neşeli bir yılbaşı partisine izin verecektir. Oğlak babaların cezayı esirgeyip çocuğunu şımartmasını hiç beklemeyin. Dişçiye gidip gitmediklerine, ev ödevlerini yapıp yapmadıklarına her zaman dikkat edecek, gerektiğinde arada sırada yakındaki koruluğa yürüyüşler yapılmasına ses çıkartmayacaktır. Kendi organizasyon ve güvenilirlik duygusunu şiddetle çocuklarına da aşılamaya çalışacaktır. Bu, çocukları tabii fazla incitmeyecek, olsa olsa biraz kollarını yumuşatacaktır. O’na, anne babalığın ciddi bir sorumluluk olduğu kadar zevkli bir iş de olduğunu hatırlatın. O’nu Charles Dickens tipi bir baba olarak düşünün. Çocuklarınıza yatmağa giderken babalarını bol bol öpmelerini öğretin. Kocanızı da çocuklarım top oynamaya, balık tutmaya, yüzmeye götürmesi için teşvik edin. Eğer biraz sertse, fazla ileri gitmemek şartıyla, çocuklarınızın uzun sürede bundan yarar göreceklerini unutmayın. Torunları dizlerinde zıpladığı zaman son derece hoşgörülü bir büyükbaba olacaktır. Oğlak dedeler harika çocuk bakıcısı olurlar. Hattâ ben, ikinci göbekten torunuyla birlikte paten kayarak mahallede dört dönen birini tanıyorum.
Bir Oğlak erkeği evlenmekte acele edip pişman olmakta gecikmekten ziyade, evlenmekte gecikir ve pişman olmakta acele eder. Oğlak’la yapılan evliliklerin çoğu sağlamdır. Ama eğer bir keçi evlilikte yanıldığını anlarsa derhal çekip gidecek ve O’nu geri çevirmek için eşinin ikinci bir şansı olmayacaktır. Oğlak boşanmaktan nefret eder. O yüzden boşanma olayı pek olmaz; ama bir de olursa herşey bitmiş demektir. Açık söylemek gerekirse, bir kere boşandı mı; tam boşanır.
Sizin Satürnlü kocanız alışverişe çıkma, mektup yazma, bankaya gitme, müzeleri ve sanat galerilerini ziyaret etme, silahını ve silah koleksiyonunu temizleme alışkanlıklarında olduğu gibi, sevişme günlerini de takvime bağlayacaktır. Bu size soğuk ve duygusuzca görünebilir. Ama unutmayın ki, başka kocaların duygularını ifade etmek için şiire sığındıkları yulardan çok sonra, O halâ aşkın fizik yönüyle de ilgilenecektir. Bu, en başta söylediğime dönüş demektir. “Tatlı yemeğin sonunda yenir.” Emekli olduktan sonra aşk tekniğini geliştirmek için daha çok zamanı olacaktır. Bu, sigortadan da daha iyi değil mi? Bir Oğlak kocayla aynı zamanda yağmurlu bir güne karşı, yalnızlığa, pis çirkin dünyanın fırtınalarına karşı da sigortanız olacak. Duygusu olan her kadın Satürn bağlılığının kıymetini bilir. O, gözlerinde yıldızlar uçuşarak, ihtiraslı, çiçekli konuşmalarla size ilanı aşk eden ateşli bir âşık olmayacak belki. Ama, sizi bütün o kadınca korkularınızdan koruyacak. O, yumuşak bir kalbi olan sert bir adamdır, o sımsıcak ocağı yakmak için önce odunu kesecek, sonra da ellerinizi şefkatle tutarak sizinle birlikte ocağın önüne oturacaktır. Yıllar geçip giderken saçlarınızda çoğalan akların, artan kilolarınızın ve yüzünüzdeki kırışıkların hiç önemi yoktur. O’nun için siz daima O’na “seni seviyorum'” dedirten genç kız gibi görüneceksiniz. Siz bunu düşünüp durmaktan vazgeçince, O da ne diye tekrar tekrar söylemek gereğini duysun? Böylesine uzun sürdükten sonra, bir kez söylemek yeter..
Kaynak: http://www.forumrenkli.com/gunluk-burc-yorumlari/4465-oglak-burcu-hakkinda-hersey.html#ixzz7O5BRNrrI
İlk yorum yapan siz olun