İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Pazar Yerinin Sinekleri Hakkında

“Dostum, kaç kendi yalnızlığına! Seni büyük adamların sesleri yüzünden şaşkına dönmüş; küçüklerin sivri dikenleriyle didiklenmiş olarak görüyorum. Orman ve kaya bilgece sessiz kalmaya layıktır. Aynı şey sevdiğin geniş dallı ağaç için de geçerlidir. Deniz kenarında sessizce durmaktadır. Pazar, yalnızlığın bittiği yerde başlar. Pazarın başladığı yerde, büyük aktörlerin gürültüsü ve zehirli sineklerin uğultusu başlar. Dünyada en iyi şeyler bile, onları gösterecek kimse bulamazsan, işe yaramazlar. Halk bu göstericilere büyük adam der.

Halk, büyükten pek anlamaz, yani yaratıcıdan. Ama büyük şeylerin bütün oyuncuları ve aktörlerinin bir anlamı vardır. Dünya yeni değerler yaratanların etrafında döner. O kimseye görünmeden döner. Ancak aktörlerin etrafında halk ve şöhret dönmektedir, böyledir dünyanın işleyişi. Aktörün ruhu vardır, ancak zayıftır ruhun vicdanı. O her zaman inanır en çok inandırabileceği şeye, yapar inandıklarını!

Yarın yeni bir inancı olur, bir sonraki gün başka yeni inancı. Halk gibi hızlı duyuları ve değişken havaları vardır. Altüst olmak; bu onun için kanıt demektir. Harika bir şey yapmak, bu onun için ikna etmek demektir. Ve kan, bütün nedenlerden dolayı onun için en iyisidir.

Sadece kulaklarına giren bir gerçeğe, yalan ve hiç der. Gerçekten, o dünyada sadece büyük olan tanrılara inanır! Pazar yeri ciddi anlamda soytarılarla doludur. Halk bu büyük adamlarla övünür! Bunlar, onun için zamanın ustasıdır. Ama zaman onları baskı altına alır. Seni bu yüzden baskı altına alırlar. Ve senden sadece evet ya da hayır demeni isterler. Lehinin ve aleyhinin arasında bir yere oturmak istersen, o zaman vay hâline! Sen, gerçekliğin aşığı, baskı alanlarını ve dönekleri kıskanma! Gerçeklik hiçbir zaman bir döneğin koluna asılamamıştır.

Üzerine baskı uygulayanlardan kendini koru: Sadece pazar yerinde ‘Evet mi? Ya da hayır mı?’ diye sana baskı kuracaklardır. Bütün derin kuyuların deneyimi yavaştır. Uzun süre, derinliklerine neyin girdiğini bilene kadar beklemek zorundadır.

Bütün gerçek büyüklükler pazar yerinin ve şöhretin ötesindedir. Yeni değerlerin yaratıcıları pazar yerinden ve ihtişamından uzak yaşamaktadır. Dostum, kendi yalnızlığına kaç. Zehirli sinekler tarafından görüyorum ısırıldığını. Sert ve güçlü havanın estiği bir yerlere kaç! Dostum kendi yalnızlığına kaç! Sen küçük ve çok sefilce yaşayan adamlara yakın yaşadın. Onların görünmez intikamından kaç! Onlar sana intikamdan başka bir şey değillerdi.

Onlara karşı artık kolunu kaldırma! Onlar sayılamayacak kadar çoklar, sana sinek avcılığı yapmak düşmez. Bu küçük ve sefiller sayılamayacak kadar çoktur. Dahası niceleri görkemli yapıları yağmur damlaları, yabani otlarla mahvetmiştir. Sen bir taş değilsin, ama damlaların çokluğu yüzünden seni bile delmişler. Kırılacak birçok damladan dolayı paramparça olacaksın.

Seni zehirli sineklerden, yüz yerinde kanayan yaralar açılmış, yorulmuş olarak görüyorum. Gururun bir kere olsun öfkelenmek istemiyor. Onlar senin bütün masumiyetin karşılığında kan istiyorlar, onların kansız ruhları, kana hasret ve bu yüzden bütün masumiyetini ısırırlar. Ama sen derin adam, sen küçük yaralarının acısını bile çok derinden hissedersin; daha şifa bulmadan aynı zehirli solucan bedenini tekrar ısırır. Benim için, o pisboğazları öldüremeyecek kadar gururlusun. Ama bütün zehirli adaletsizliğini senin üzerine taşıyarak kaderin olmasına izin verme sakın!

Dahası seni överek etrafında vızıldıyorlar: Onun övgüsüdür yılışıklığı.

Onlar olmak istiyorlar senin tenine, kanına yakın. Seni bir Tanrı’yı ya da şeytanı övdükleri gibi övüyorlar; Tanrı’nın ya da şeytanın önündeymiş gibi etrafında dönüyorlar. Bunun ne önemi var! Onlar sadece yılışık ve dalkavuk olmaktan başka hiçbir şey değiller. Ayrıca genellikle sana hoş gösteriyorlar kendilerini. Fakat bu olmuştur her zaman korkaklığın bilgeliği. Evet, zekidir bu korkaklar!

Dar ruhlarıyla senin hakkında çok fazla düşünürler, sen her zaman onlar için düşündürücü bir şeysin! Çokça düşünülen her şey, sorgulanabilir hale gelir. Bütün erdemlerinden dolayı seni cezalandırıyorlar. Seni sadece hatalarından dolayı affediyorlar.

Sen nazik ve sadece mantıklı biri olduğun için, şöyle diyorsun:’ Bu küçük varlıklar masumlar.’ Ama onların dar ruhu şöyle düşünüyor: ‘Bütün büyük varlıklar suçludur.’ Onlara karşı nazik olsan bile, hâlâ kendilerini senin tarafından hor görülmüş hissederler ve senin iyiliğine gizli acılarla karşılık verirler. Senin sessiz gururun, her zaman onların zevkini bozar; şayet bir kez olsun gururlu olacak kadar alçak gönüllü olursan aklını çelerler.

Biz, insanda fark ettiğimiz bir şeyi, alevlendiririz de. Bu yüzden kendini koru küçüklerden! Senin önünde kendilerini küçük hissederler ve hainlikleri sana karşı görünmez bir kinle yanar tutuşur.

Onlarla geldiğinde, kaç kez aptal olduklarını ve güçlerinin ölmekte olan bir ateşin dumanı gibi onlardan nasıl geçtiğini fark etmedin mi? Evet dostum, sen en yakınların için kötü bir vicdan azabısın. Çünkü onlar sana layık değiller. Bu yüzden senden nefret ediyor ve kanını emmek istiyorlar. Senin en yakınların, her zaman zehirli sinekler olacak; sendeki büyük olan şey, onları daima daha zehirli ve daha fazla sinek yapacak. Uç dostum, yalnızlığına, sert ve kuvvetli havanın estiği yere uç. Senin kaderin, sinek avcılığı değil.”

Böyle Buyurdu Zerdüşt.

Friedrich Nietzsche

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerik korunmaktadır !!