İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

“Enflasyon Muhasebeli” – NUHCM 2023/12 Finansal Tablo Analizi

Merhaba dostlar, bu yazımda Nuh Çimento Şirketi’nin 2023 yıllık finansal tablolarını analiz edeceğiz.

Burada yapacağım yorumlar yatırım tavsiyesi kapsamında değerlendirilemez.

Enflasyon muhasebesi uygulanmış bir şirketin finansal tabloları nasıl etkilenmiş onu anlamak için bu yazıyı eğitim tadında hazırladım.

Analizimi yaparken Fastweb Mali Analiz Pro ve Kamuyu Aydınlatma Platformu (KAP)’dan faydalanacağım.

Enflasyon muhasebesinden söz etmişken bu kavramı biraz açmak lazım.

Analize başlamadan önce enflasyon ve enflasyon muhasebesinin ne olduğu hakkında bir girizgah yapalım.

Enflasyon Nedir?

En basit tanımı ile paranın satın alma gücünün belirli bir süre içinde azalmasına enflasyon denir. Enflasyon, fiyatlar genel düzeyinin sürekli ve hissedilir artışını ifade eden çeşitli mal ve hizmetlerin fiyatlarını içeren bir sepetin, aile bütçelerinin tüketim ağırlıklarına göre değerindeki değişimle ölçülür. Bu sepete endeks denir. Endeksin genel düzeyindeki artışa enflasyon denir.

Fiyat Artışı ile Enflasyonu Karıştırmayın

Fiyat artışı tek bir ürünün bir defaya mahsus olmak üzere artmasıdır. Enflasyon ise yukarıda da bahsettiğim gibi pek çok ürün grubu ve hizmetin bulunduğu endeksin fiyatının artmasıdır. Enflasyon bir orandır ve artış hızını ifade eder. Yani enflasyon azaldıkça fiyatlar azalmaz fiyatların artış hızı yavaşlamış olur.

Enflasyon Muhasebesi

Enflasyon muhasebesi konusuna geldiğimizde; yüksek enflasyonu olan bir ekonominin para birimini kullanan işletmeler, finansal tablolarını, cari dönem ölçü birimine göre ifade edilmemiş, parasal olmayan kalemleri, genel bir fiyat endeksi kullanarak geçerli finansal raporlama çerçevesinde enflasyona göre düzeltirler.

Basit bir ifade ile örnek verecek olursak, geçmişe giderek 2010 yılı Ocak ayında bir şirket kuralım.

Sıfırdan yeni bir fabrika kuruluşu için 10.000.000 TL tutarında bir sermaye ile yatırım yapılıyor, bir bina satın alınıyor, yer altı ve yer üstü tesisler düzenleniyor, makine ve teçhizat alımı yapılıyor, fabrikanın faaliyetlerinde kullanılmak üzere taşıt satın alımı yapılıyor ve satın alınan tüm bu amortismana tabi iktisadi varlıklar o günkü maliyet değeri ile muhasebeleştiriliyor.

Şirketin aktifleri içerisinde yer alan bu kalemler maddi duran varlık kalemi altında sınıflandırılıyor.

2024 yılına gelindiğinde ise bu kalem 2010 yılından bu güne amortismanı ayrılmış net maliyet değeri üzerinden gösterilmeye devam ediliyor.

Bu durum da finansal tablo kullanıcılarına gerçeği yansıtmayan bir veri sunuluyor. Finansal tablo kullanıcısı olarak biz borsa yatırımcıları olarak kendimizi düşünsek de aslında bu kullanıcılar içerisinde işletmeye finansman sağlayan kredi veren finansal kuruluşlarda var.

Bu durum da işletmenin varlıklarının gerçek değerini yansıtmadığı için kredi kullanmak isteyen işletmeyi öz kaynakları ve ödenmiş sermayesi yetersiz göründüğünden olumsuz yönde etkileyebiliyor.

Bir diğer finansal tablo kullanıcısı vergi otoritesi olan devlet var. Devlet, açıklanan finansal sonuçlara göre şirketleri kurumlar vergisine tabi tutuyor. Bilançodaki veriler gerçeği yansıtmadığı için şirketler aslında reel anlamda kâr etmez iken kâr ediyormuş gibi görünüyor ve etmediği kârın vergisini vererek şirketi bu bakımdan da olumsuz etkiliyor. Dolayısıyla enflasyon muhasebesinin uygulanması taraflar için daha doğru ve gerçeğe uygun bir yol olacaktır.

Konumuza dönelim, bilançoda tarihi maliyet ile izlenen ve gelir tablosuna yansıtılan parasal olmayan kalemleri, cari dönem değerini gösterecek şekilde raporlanabilmesi için 2010 yılından 2024 yılına kadar geçen sürede oluşan enflasyon belirli bir düzeltme katsayısı kullanılarak cari dönem değeri bulunur.

Düzeltme işlemi yapılırken hem birikmiş amortismanlar hem net maliyet değeri cari döneme kadar belirlenmiş endeks katsayısı ile düzenlenir.

2010 yılından 2024 yılına gelindiğinde yukarıda örnek vermiş olduğumuz işletmenin maddi duran varlıkları faydalı ömürlerine göre amortismana tabi tutulur ve 14 yıl sonra baktığımızda birikmiş amortisman 7.500.000 TL, net maliyet değeri 2.500.000 TL görünür.

Aradan geçen 14 yılda Türk Lirasında yaşanan yüksek enflasyon ve değer kaybı paranın satın alma gücünü erittiğinden bilançoda görünen 2.500.000 TL net maliyet değeri ve birikmiş amortisman olan 7.500.000 TL ile aynı tesisi, binayı, makine teçhizatı ve taşıtı yenilemek mümkün olamamaktadır.

İşte bu durumda bilanço, finansal tablo kullanıcılarına eksik, gerçeğe uygun olmayan bilgi sunuyor.

Biz şu an örnek olması bakımından basit bir enflasyon katsayısı kullanarak-tabi ki burada kullanmış olduğum sistemden çok daha karmaşık ve kompleks bir konu ama mantığını anlamak bakımından basit bir katsayı hesaplaması kullanıyorum- net maliyet değeri ve birikmiş amortismanları enflasyona göre cari değerine getirirsek net maliyet değeri 2.500.000 TL’den 28.494.571 TL’ye %1.039 oranında artış görünüyor. Aynı şekilde birikmiş amortismanları da cari değerine getirdiğimizde 7.500.000 TL’den 85.483.713 TL’ye %1.039 oranında artış görünüyor. Net defter değeri ve birikmiş amortismanların cari değerlerini topladığımızda 113.978.284 TL olarak daha gerçeğe uygun bir değere ulaşılıyor.

Yani bu işlem aslında 2010 yılında yatırılan 10 milyon TL sermayenin bugünkü satın alma gücünü gösteriyor. Bu durum şirketin varlıklarını artırıcı ve finansal tablo kullanıcılarına daha sağlıklı gerçeğe uygun raporlama imkânı sunuyor.

Yukarıda bahsettiğim işlemler parasal olmayan kalemler için geçerliydi. Parasal olan kalemlerde istisnai durumlar-belirli bir endekse bağlı olma durumu-hariç enflasyon muhasebesi uygulanmayacak. Ancak geçmiş dönemde bilançoda tutulan parasal kalemler, cari dönemde enflasyona karşı değerini koruyamamışsa bu durumda parasal kazanç(kayıp) olarak gelir tablosunda raporlanacak.

Örneğin bilançonun geçmiş döneminde nakit ve nakit benzerlerinde 100 TL varlığı olsun. Cari döneme gelindiğinde eğer enflasyon oranında paranın satın alma gücünü koruyarak 100 TL’yi 164,77 TL yapamamışsa, 100 TL hâlen bilançoda 100 TL olarak görünmeye devam ediyorsa bu durumda 64,77 TL parasal kayıp yazılacak. Net parasal kazanç(kayıp) kalemine geldiğimizde detaylı bir şekilde anlamaya çalışacağız.

Enflasyon muhasebesi düzeltmesi, gelir tablosunda, özkaynak değişim tablosunda ve nakit akış tablosunda da değişikliklere ve düzeltmelere sebep olmaktadır.

Buraya kadar enflasyon muhasebesinin en basit mantığını anladıysak artık Nuh Çimento’nun finansal tablolarına geçerek gerçek bir enflasyon muhasebeli finansal tablo analizine başlayabiliriz.

Bilanço Analizi

Aşağıdaki tablo Nuh Çimento’nun bilançosu. Sağ tarafta siyah ok ve kutu ile işaretlenen bölümü 31 Aralık 2022 yıllık finansal raporundan aldım. Sağ taraf enflasyon muhasebesi uygulanmadan önceki durumu gösteriyor. Yine aynı tablo da karşılaştırma yapabilmek için 2021 bilanço verileri de mevcut.

Sol taraftaki tablo ise 1 Şubat 2024 tarihinde KAP’da yayımlanan 31 Aralık 2023 dönemine ait enflasyon muhasebesi uygulanan cari dönem değerlerini yansıtan bilanço.

Sol taraftaki tabloda kırmızı işaretli ok ve kutucuk ile gösterilen kısım 2022 yılına ait bilançonun cari döneme göre düzenlenmiş mevcut durumunu gösteriyor.

Yani siyah ok ve kutucuk enflasyon muhasebesi uygulanmamış bilanço, kırmızı ok ve kutucuk enflasyon muhasebesi uygulanan 2022-2023 bilançosu.

Bilançonun varlıklar tarafında biraz daha kapsamlı bir analize başlıyoruz

Toplam varlıklara TL bazlı baktığımda 2021/12 döneminde Şirket, 3.473 milyon TL toplam varlığa sahip imiş. Enflasyon düzeltmesinden önceki 2022/12 döneminde toplam varlıklar 6.942 milyon TL olmuş. İki dönem arası artış oranı %100.

Daha sonra 2022/12 dönemi aktifleri bilançoda geriye dönük enflasyon muhasebesi uygulanarak cari dönem satın alma gücüne getirildiğinde düzeltme sonrası 2022/12 döneminde toplam varlık artışı %136 olarak gerçekleşmiş.

2022/12 enflasyon muhasebesi uygulanan toplam varlıklar ile 2023/12 dönemini karşılaştırdığımızda %14,78’lik bir artış görünüyor (TUİK enflasyon verisine göre “sözde” reel artış).

Düzeltilmemiş bilançoya göre toplam varlıkların artış oranı %170,75 (Nominal artış).

Toplam varlıklara USD bazında baktığımda, enflasyon düzeltmesinden sonraki dönem, düzeltme öncesi döneme göre USD bazında kur farkından ve enflasyon düzeltmesinden dolayı afaki rakamlara çıkıyor ve %135,89 artmış görünüyor. 2023 dönemine dolar bazlı baktığımda yine kur farkından dolayı dolar bazlı ciddi bir düşüş görünüyor.

Dolayısıyla geçmişe dönük düzeltilmiş tablolarda USD bazlı analiz yöntemini bir kenara bırakmak durumunda kalıyorum. Düzeltilmiş tablolarda USD bazında geçmişe dönük analiz yapmanın neden olamayacağını yazının ilerleyen bölümlerinde ifade etmeye çalışacağım.

Aşağıdaki tablodan enflasyon düzeltmesinin 2022/12 dönemi üzerindeki etkilerine baktığımızda genel olarak tüm parasal kalemlerde (çoğunluk dönen varlıklar) %64,77 oranında bir düzeltme görülüyor.

Stoklar (Parasal olmayan kalem) en fazla %67 artmış. Bu demek oluyor ki Nuh Çimento’nun stok devir hızı yüksekmiş geçmişten kalan stok yokmuş. Eğer geçmişten kalma maliyet değeri ile muhasebeleştirilmiş stoklar duruyor olsaydı stokların enflasyona göre düzenlenmesinde daha yüksek düzeltme katsayıları ve daha yüksek artış oranları görebilirdik. Olumlu.

Duran varlıklar tarafına indiğimizde yine parasal kalemler olan finansal yatırımlar ve diğer alacaklar kaleminde %64,77 oranında artış görüyoruz.

Peki bu %64,77 nereden geliyor diyeceksiniz?

Aşağıda görmüş olduğunuz grafiği TÜİK’den aldım. 31 Aralık 2022 – 31 Aralık 2023 arası TÜFE artış oranı. Yani son bir yıllık Türk Lirasındaki değer kaybını baz alarak 2022/12 dönemindeki tüm parasal kalemleri son bir yıllık enflasyon oranında artırarak o günkü parasal varlıkları bugünkü satın alma gücüne getirmişler.

Yani Şirket’in kasasındaki bir yıl önce 100 lira varsa o 100 liranın bugün(31.12.2023)satın alma gücü TUİK’e göre 164,77 TL. Bilançodaki geçmiş dönem tüm parasal kalemler bu mantık ile düzenlendi. Bu durum düzeltilmiş tablolarda USD bazlı performans analizini anlamsız hale getirdi.

Duran varlıklar tarafına baktığımda (%210,22), yatırım amaçlı gayrimenkullerde (%815,64), maddi duran varlıklarda (%312,43), kullanım hakkı varlıklarında (%408,08), maddi olmayan duran varlıklarda (%500,29), diğer maddi olmayan duran varlıklarda (%690,39) yüksek katsayılı artışlar görüyoruz.

Bu artışların sebebi bu kalemler parasal olmayan geçmiş yıllarda maliyet muhasebesi yöntemiyle muhasebe kaydı tutulan kalemler. Bu varlıklar kayıt altına alındıkları tarihten itibaren 31 Aralık 2023 tarihinde TUİK’in belirlemiş olduğu endekse göre düzenlendiği için diğer parasal varlıklara göre çok yüksek artışlar görünüyor.

Bu sebep ile az önce yukarıda da ifade etmiş olduğum cümleyi tekrar ederek: “Toplam varlıklar 2022/12 enflasyon düzeltmesinden sonraki tabloda afaki rakamlar gerçekleşti ve USD bazlı yüksek iniş ve çıkışlar ortaya çıktı. Bu durumda düzeltilmiş tablodaki USD bazlı performans analizini anlamsız bir hale getirdi.

Bana kalırsa 2022/12 dönemindeki düzeltilmiş değerler de tam olarak gerçeği yansıtmıyor. Çünkü yeniden değerleme yöntemi kullanılmadı defter değeri üzerindeki kalemlerin üzerine TÜİK tarafından belirlenmiş bir enflasyon katsayısı ile değerler nominal bazda artırıldı.

Geçmiş dönem verileri de sonuçta TÜİK’e göre belirlenmiş bir enflasyon oranı ve katsayısına göre düzenleniyor. TÜİK verileri ne kadar gerçeği yansıtıyor? Bu ayrı bir tartışmanın konusu.

Yani enflasyon muhasebesi her ne kadar finansal tablolarda gerçek değeri yansıtmak için yapılmış olsa da gerçeği tam olarak yansıtmadığını düşünüyorum.

Örneğin Nuh Çimento’nun düzeltilmemiş 2022 tabloları ile düzeltilmiş 2022 tablolarına baktığımda ortalama olarak tüm parasal olmayan kalemleri ve parasal olmayan yükümlülükleri maliyet değeri üzerine endeks katsayısı eklenerek cari doneme getiriliyor. Yani bu parasal olmayan kalemlerdeki artışlar bana çok gerçekçi gelmiyor.

Eğer parasal olmayan (duran varlıklar) kalemlerde yeniden değerleme yöntemi (gerçeğe uygun) kullanılarak finansal tablolar hazırlansaydı o zaman benim için daha önemli ve karşılaştırılabilir olurdu.

Bu bakımdan, tamamen kişisel kanaatimi ifade edecek olursam, geçmiş düzeltilmiş tablolara dönük hem TL bazlı, hem USD bazlı karşılaştırmalı performans analiz yapmak ve değerlemeye çalışmak çok gerçeğe uygun sonuçlar doğurmayacaktır diye düşünüyorum. Burada yine kişisel düşünceme göre aktif ve pasiflerin üzerindeki enflasyon muhasebesinin etkilerini anlamak için oran analizi yapılabilir.

Aşağıdaki tabloda aktif kalemlerini toplam varlıklara oranladım.

Örneğin dönen varlıklar 2021/12 döneminde toplam varlıkların %47,5’i iken, 2022/12 döneminde enflasyon düzeltme öncesi %51,3 düzeyine çıkmış.

2022/12 enflasyon düzeltme sonrasında %35,9’a düşmüş. Cari dönem itibarıyla %31,9’a düşmüş.

Duran varlıklarda bu değişime paralel olarak toplam varlıklar içerisindeki ağırlığı 2021/12 döneminde %52,5’den 2023/12 cari dönemde %68,1’e çıkmış.

Baktığım zaman majör değişikliği maddi ve maddi olmayan duran varlıklar ve yatırım amaçlı gayrimenkuller kalemlerindeki artışlarda görüyorum.

Cari dönem itibarıyla toplam varlıkların;

%32,2’si nakit benzerleri ve toplam finansal yatırımlar,

%32,7’si maddi ve maddi olmayan duran varlıklar,

%10,4’ü ertelenmiş vergi varlığı,

%8,9’u yatırım amaçlı gayrimenkuller,

%7,8’i ticari alacaklar,

%5,9’u stoklardan oluşuyor. Bu kalemlerin toplamı ise toplam varlıkların %97,9’unu oluşturuyor.

Bu veriler doğrultusunda Nuh Çimento’nun varlık yapısında duran varlıklardaki enflasyon muhasebesinin düzeltme etkisinden kaynaklanan majör bir etki ile dönen varlıklar ağırlığı oran olarak azalmış görünüyor. Toplam aktif yapısında duran varlık tarafı daha fazla ağırlık kazanarak 2022/12 dönemi düzeltme öncesine göre daha gerçeğe uygun veri sunmuş. Varlık dağılımı olarak olumsuz bir durum göremedim.

Nuh Çimento’nun pasif tarafı ile devam edelim.

2022/12 dönemi düzeltilmiş kısımda kısa vadeli yükümlülüklerin yine yukarıda dönen varlıklarda olduğu gibi %64,77 son bir yıllık enflasyon oranında artırılarak düzeltildiğini görüyoruz.

Uzun vadeli yükümlülüklerde düzeltme sonrası %250’lik bir artış görünüyor bunun sebebi ise ertelenmiş vergi yükümlülüğünden kaynaklanıyor. Yukarıda nasıl ki duran varlıklar yüksek oranlarda değerlendirildi ise ertelenmiş vergi de aynı şekilde parasal olmayan bir kalem olduğundan o şekilde geçmiş dönemden itibaren düzenlenerek 24 kat civarında bir artışa sebep olmuş ertelenmiş vergi yükümlülüğünde. Toplam uzun vadeli yükümlülüğün 2023/12 cari dönem artışına baktığımızda %91’lik bir artış görünüyor. Uzun vadeli borçlanma cari dönemde %283 artmış. Muhtemelen yeni kredi kullanıldı. Dipnotlara inerek bakmak gerekiyor.

Özkaynaklara baktığımız zaman 2021/12 döneminden 2022/12 düzeltme öncesi döneme %109,15’lik bir artış görülüyor. Daha sonra enflasyon düzeltmesi uygulanmış 2022/12 tablosunda özkaynaklar düzeltilmemiş döneme göre %153,91 artmış görünüyor.

2022/12 enflasyon muhasebesi uygulanan toplam özkaynaklar ile 2023/12 dönemini karşılaştırdığımızda %16,28’lik bir artış görünüyor (TUİK enflasyon verisine göre “sözde” reel artış).

Düzeltilmemiş bilançoya göre toplam toplam özkaynakların artış oranı %195 (Nominal artış).

Bilançonun pasiflerinin oran analizine baktığımda enflasyon muhasebesi uygulanmasından sonra özkaynaklarının pozitif olarak güçlendiğini görüyorum. Olumlu

2021/12 döneminde %62,5 olan özkaynak oranı 2023/12 cari dönemde %71,3 oranına çıkmış. Yani toplam 100 liralık varlığı var ise bunun 71,35 TL’si Şirket’in kendisine ait. Geri kalan 28,65 TL yabancı kaynak, yani borç. Olumlu.

Kısa vadeli yükümlülüklerin toplam kaynaklar içindeki ağırlığı %24,3’den %11,6’a düşmüş. Olumlu.

Toplam finansal borçların oranı %21,5’den %13,3’e düşmüş. Olumlu.

Toplam kaynakların cari dönem itibarıyla;

%48,1’i geçmiş yıllar kârı, kârdan ayrılan kısıtlanmış yedekler ve net dönem kârından,

%16,2’si özkaynağa dayalı finansal araçlara yatırımlardan kaynaklanan kazançlar ve diğer kapsamlı gelirlerden,

%13,3’ü finansal borçlardan,

%7,5’i ertelenmiş vergi yükümlülüğünden,

%4,3’ü ticari borçlardan oluşuyor. Bu kalemlerin toplamı kaynakların %89,4’ünü oluşturuyor. Şirket, güçlü bir özkaynak yapısına sahip durumda görünüyor. Bilanço tarafında enflasyon muhasebesinden olumlu etkilenmiş. Özkaynaklarının büyük kısmı da (%67,4) otofinansman yöntemi ile elde edilen kârlardan oluşuyor. Olumlu.

Likidite rasyoları ve işletme sermayesi verileri ile devam edelim.

Cari oran 2,74 ile tarihi zirvesi olan 2016/9 dönemine neredeyse yaklaşmış görünüyor. Gayet güçlü bir görünüm. Sektörünün ise oldukça üzerinde, olumlu.

Likit oran 2,16 ile gayet güçlü bir seviyede.

Nakit oran 1,43 ile gayet güçlü bir seviyede.

Toplam borçlar/ Toplam varlıklar

2022/9 döneminde kaldıraç oranı %42,07 seviyesinde iken enflasyon düzeltmesi sonrasında kaldıraç oranının düşüşünü 2022/12 döneminde görüyoruz. Son cari dönem itibarıyla %28,65 borç oranı mevcut. Olumlu.

Net borç/ FAVÖK -0,21 ile net nakit pozisyonunda, olumlu.

Son 10 yıllık net işletme sermayesinin net satışlara ve FAVÖK oranları grafiklerine baktığımda, son 10 yılın net işletme sermayesi pozitif ve istikrarlı imiş.

Formül= (Dönen varlıklar-Kısa vadeli yükümlülükler)/Yıllık Net Satışlar & FAVÖK

Son 10 yıllık operasyonel net işletme sermayesi (ONİS)’nin net satışlara ve FAVÖK oranları grafiklerine baktığımda, son 10 yılın operasyonel net işletme sermayesi pozitif ve istikrarlı imiş.

Formül= (Ticari Alacaklar+Stoklar-Ticari Borçlar)/Yıllık Net Satışlar & FAVÖK

Net finansman gideri/ net satış grafiğine baktığımda Şirket’in işletme sermayesini finanse etmek için finansman giderine katlanmak durumunda olmadığını yorumluyorum. Genel olarak da finansman geliri olmuş zaten. Olumlu.

Gelir Tablosu

Aşağıda enflasyon muhasebesi uygulanmadan önce ve enflasyon muhasebesi uygulanmış 2022/12 döneminin gelir tablosu bulunuyor.

Yukarıda karşılaştırmalı sunmuş olduğum KAP’ta yayımlanmış tabloların analizini yapmaya çalışacağız.

Genel çerçeveyi çizmek adına ilk olarak yukarıdaki tabloyu aşağıda Excel üzerinde sunarak yıllık enflasyon düzeltmesi öncesi ve sonrası olarak artış oranlarını ekledim. Daha önce gelir tablosunda olmayan ama artık enflasyon muhasebesi ile hayatımıza giriş yapan net parasal pozisyon kazançları(kayıpları) kalemini sarı renk ile işaretledim. Kırmızı işaretli bölümler gelir tablosunda önem verdiğim kalemler.

İlk olarak enflasyon muhasebesinde hasılat kaleminin nasıl düzenlendiğine basit bir örnek vererek başlamak istiyorum.

A şirketi 2022 yılı 12 aylık dönemde 100 TL hasılat kaydetmiş olsun.

2023 yılı sonuna gelindiğinde ülkedeki yüksek enflasyondan dolayı enflasyon muhasebesi uygulanmaya karar verildi. Bu durum da 2023 yılı 12 aylık dönemi bittiğinde 2022 ile 2023 arasındaki enflasyon artışı oranında, 2022 yılı hasılatı, 2023 dönem sonunun satın alma gücüne endekslemek için dönem içerisindeki enflasyon oranını yuvarlak hesap TÜİK’e göre %65 kabul edersek endeks kat sayısı 1,65 olacaktır. Bu durumda enflasyon muhasebesi uygulanmamış gelir tablosunda 2022/12 dönemi 100 TL hasılat görülürken, enflasyon muhasebesi uygulanmış 2022/12 dönemi hasılatı 1,65 endeks katsayısı kullanılarak 165 TL’ye çıkarılacaktır.

2023 yılı içerisinde A şirketinin 200 TL hasılat kaydetmiş olduğunu düşünürsek, düzeltilmiş tabloya göre: 200/165-1=0,21*100=%21 oranında TÜİK’e göre reel olarak satışlarını artırmış olacaktır.

Düzeltilmemiş tabloya göre: 200/100-1=100*100=%100 oranında nominal olarak satışlarını artırmış olacaktır.

Bir diğer husus, finansal tablolarda enflasyon muhasebesi düzeltmesi 2022 ve 2023 yıllık olarak düzenlendi. Dolayısıyla önümüzdeki 2024/3-6-9 çeyrekleri tamamlanmadan bir önceki yılın çeyrekleri ile karşılaştırmak anlamsız sonuçlara yol açacaktır.

Bir başka konu ise enflasyon muhasebesi uygulanan 2022 tablosunu dolar bazına çevirerek bugün ile kıyaslamak. Düzeltilmiş tablolarda USD bazlı bakmanın neden yanlış sonuçlara sebep olduğunu da kendi öznel düşüncem ile ifade etmek isterim.

2022 yılında ortalama dolar kurunu 16,5 TL kabul edelim. 2023 yılı içinde 23,75 TL kabul edelim. 2022 yılında A şirketinin dolar bazlı hasılatı 100/16,5= 6,06$ imiş. Biz ne yapıyoruz? Son bir yıllık TL’deki değer kaybını, bugünün satın alma gücüne %65 artırarak getiriyoruz ve bir de üstüne düzeltilmiş değer üzerinden o günkü USD kuru ile çarpıyoruz. Yani 2022/12 dönemini 165/16,5= 10$’a çıkartıyoruz. Sonra 2023 yılındaki hasılat rakamı olan 200 lirayı 23,75 TL döviz kuru ile böldüğümüzde 8,42$’a düştüğü için “aaa bakın A şirketi dolar bazında -%15,79 satışlarını düşürmüş” diyoruz. Bu yanlış bence.

Burada bakılması gereken, o günün düzeltme öncesi $ bazlı hasılatı 6.06$ ile bugünün 8,42$’ını karşılaştırmaktır. Bu durumda: 8,42/6,06-1=0,3895*100=%38,95 nominal dolar bazlı satış büyümesini buluruz. Dolar enflasyonunu da çıkardığımızda ABD Tüfe Aralık ayında yıllık %3,4 gelmişti. 38,95-3,4= %35,54 dolar bazlı reel büyümeyi buluruz.

Enflasyon muhasebesi uygulanmış finansal tablolara geçmiş yıllara dönük USD bazlı neden bakmamamız gerektiğine örnek verdikten sonra devam ediyorum.

Hasılat, satışların maliyeti ve brüt kâr kalemleri ile başlayalım.

Aşağıda görmüş olduğumuz hasılat kaleminde düzeltme öncesi ve sonrası arasında %89,56 fark var. Satışların maliyetinde %109,73, brüt kâr da %37,61.

Aşağıdaki tablo da hasılat, enflasyon düzeltmesi uygulanmadan önceki dönem ile cari dönemi kıyasladığımızda nominal %73’lük artış görünüyor. Satışların maliyeti %82,91, brüt kâr %47,86.

Aşağıdaki enflasyon düzeltmesi öncesi dönemi ilgili dönemin ortalama döviz kuruna bölerek cari dönem hasılatının cari dönem döviz kuru ile kıyaslamak sağlıklı bir yöntem olabilir. Ancak yukarıda enflasyon düzeltmesi uygulanmış geçmiş dönem tablolarda USD bazlı bakmamızın bir anlamı olamayacağını hatırlarsanız ifade etmiştim.

Aşağıda enflasyon düzeltmesi uygulanmadan önceki dönemi ilgili dönemlerin USD/TL kuruna bölerek USD bazlı analiz yaptığımda, hasılatın USD bazında %20,63 satışların maliyeti %27,46, brüt kârın %3,04 arttığını görüyorum.

Ortalama USD kuru gelir tablosu için Fastweb’den alınmıştır. Bilançoda dönem sonu USD kuru kullanılırken gelir tablosunda yıl ortalaması kullanılmaktadır.

Burada satışların maliyetinin satışlardan yüksek olarak artmasının majör sebebi, cari dönem için uygulanan enflasyon muhasebesinin stoklarda ve amortisman üzerindeki etkisinden kaynaklanıyor.

Enflasyon düzeltmesi uygulanan 2022 yılı tablolarını o dönemin ortalama USD kuruna böldüğümüzde hasılatın -%36,37, satışların maliyetinin -%39,24, brüt kârın -%25,14 düştüğünü görüyorum. Bu yöntem bana çok doğru gelmiyor.

2021 yılı ortalamasından 2022 yılı ortalamasına USD kuru %86,16 artış ile 16,55 TL’ye çıkıyor. 2023 yılında ise %43,52 artış ile 23,75 TL ortalamaya çıkıyor. 2023 yılında TÜFE oranı 12 aylık ortalaması %53,86. TL, USD karşısında TÜFE’ye göre ortalama olarak %10 daha değer kaybedebilirmiş.

Burada hasılat artışını nasıl değerlendirmek lazım? Dört farklı yol deneyebiliriz.

1- Cari döneme enflasyon düzeltmesinden sonra TL bazlı bakarsak 2022 yılına göre -%8,68 reel düşüş görünüyor.

2- Cari döneme enflasyon düzeltmesinden önceki döneme TL bazlı bakarsak %73,10 nominal artış görünüyor.

3- Cari döneme enflasyon düzeltmesinden önceki dönemi ilgili dönemin ortalama döviz kuru (16,55 TL) bölersek USD bazlı %20,63 reel artış görünüyor. (USD TÜFE’den arındırılmadan)

4- Cari döneme enflasyon düzeltmesi uygulanmış dönemi ilgili dönemin ortalama döviz kuru (16,55 TL) bölersek USD bazlı -%36,37 reel düşüş görünüyor. (USD TÜFE’den arındırılmadan)

Enflasyon düzeltmesinde bir önceki yılın hasılat rakamı cari dönem satın alma gücüne getirilmek durumunda demiştik. Bunun içinde son bir yıllık TÜFE oranının bilançodaki parasal kalemlerde kullanıldığını analiz ederek tespit etmiştik. Ancak gelir tablosunda hasılat tarafında baz alınan satış tarihleri için daha farklı bir hesaplama metodolojisi uygulanabileceğinden TÜFE artış oranını da aşabileceğini görmüş olduk. 2022 yılı enflasyon muhasebesi düzeltmesi sonrası satışlarını %89,56 artırabildiğini gördük.

Burada bana en gerçeğe yakın yaklaşım 1. yol geliyor.

Burada 1. yol ve 3. yol kullanılabilir ancak 3. yol da USD kurunda baskılanma olduğu için 3. yolda gerçeği yansıtmıyor. Diğer bir yol olarak da 2. yol tercih edilebilir gerçek enflasyon oranından çıkarttığınızda muhtemelen yine 1. yolun sonucuna yakın bir sonuç çıkacaktır. 4. yolu ise hiç sağlıklı bulmuyorum. Dolayısıyla ben analiz yöntemi olarak 1. yolu tercih edeceğim.

Burada analiz yöntemlerinin artısını eksisini anlamaya çalışmak için 4 farklı analiz yöntemi denedim ve 1. yolda devam etmeye karar verdim.

Analiz kapsamında enflasyon düzeltmesi uygulanmış verileri dikkate alarak TL bazlı analiz ile analizime devam edeceğim. Enflasyon muhasebesi uygulanmış veriler ışığında ilerlemekten başka yol göremiyorum.

Aşağıdaki tabloda satışların reel olarak -%8,68 oranında düştüğünü görüyorum. Satışların maliyeti ise -%12,79 düşmüş. Brüt kâr %7,45 artmış.

Marjlara baktığımda ise enflasyon düzeltme öncesi 2021 yılında brüt kâr marjı %28,02, iken 2022 yılında %27,97 imiş.

Enflasyon düzeltmesi sonrası, 2022 yılında brüt kâr marjı 7,67 puan düşüş ile %20,31’e iniyor. Cari dönemde 3,59 puan artış ile brüt kâr marjı %23,89’a ulaşıyor. Enflasyon düzeltme öncesine göre brüt kâr marjı bakımından 4,08 puan kaybettiğini görüyorum. Nuh Çimento enflasyon muhasebesi etkisini brüt kâr marjında hafif sıyrıklarla atlatmış olarak yorumluyorum. Olumlu.

*Brüt kâr marjının düşmesinin majör sebebi maddi duran varlıklara uygulanan enflasyon düzeltmesinden dolayı satışların maliyeti içerisindeki artan amortisman ve itfa giderleridir.

Brüt kâr kaleminden sonra faaliyet giderlerinden devam edelim. Faaliyet giderinin reel olarak %16,87 arttığını görüyorum. Alt kırılımlarına baktığımda genel yönetim giderlerinde %34,69 artış, pazarlama giderlerinde -%9,60 düşüş görürken araştırma ve geliştirme giderlerinde 34 kat reel artış görüyorum. Araştırma ve geliştirme giderlerindeki majör artışın sebebini şirkete sormakta yarar olacaktır. 2022 düzeltilmiş dönemde araştırma ve geliştirme giderlerinin faaliyet giderlerine oranı %0,07 iken cari dönemde %2,16’a çıkmış. Ciddi bir artış!

Hasılat kalemi -%8,68 düşerken faaliyet giderlerinin %16,87 artması tabi ki olumsuz bir durum. Fakat yine de satışların maliyetindeki -%12,79’luk düşüş sebebi ile faaliyet giderlerinin %16,87 artmasına rağmen net esas faaliyet kârı %4,07 artış göstermiş. FAVÖK artışı ise %3,92. Olumlu

Marjlar tarafına baktığımda ise faaliyet giderleri marjı %5,36’dan %1,50 artış ile %6,85’e çıktığını görüyoruz. Bir önceki seneye göre artışı olumsuz iken 2021 yılına göre bakarsak daha yüksek seviyede %8,73 imiş! 2021 yılına göre olumlu.

Araştırma ve geliştirme giderlerinin payı önceki yıllarda en yüksek %0,00422 seviyelerinde iken cari dönemde %0,15 seviyelerine çıkmış. Gelir tablosunda araştırılması ve sorulması gereken önemli bir gelişme!

Net esas faaliyet kâr marjının bir önceki döneme göre %2,09 artarak %17,04 seviyesine çıktığını görüyorum. Olumlu. Önceki yıllarda %22,79 ve %19,30 seviyelerinde imiş! Enflasyon muhasebesinden hafif sıyrıklarla atlatmış olarak yorumluyorum. FAVÖK marjları içinde aynı şeyleri söyleyebilirim.

Esas faaliyetlerden diğer gelirler ve giderler kalemleri ile devam ederek esas faaliyet kârına gidelim.

Esas faaliyetlerde diğer gelirlerden şirketin genel olarak olumlu etkilendiğini görüyorum. Esas faaliyet kârı da bir önceki döneme göre %3,30 artmış. Olumlu.

Marjlar tarafına baktığımda esas faaliyet kâr marjı bir önceki döneme göre %2 artarak %17,28 olmuş. Olumlu. Düzeltme öncesinde %23,05 seviyelerinde imiş!

Esas faaliyet kârından sonra yatırım faaliyetlerinden gelirler ve giderler kalemlerine bakalım.

Yatırım faaliyetlerinden gelirlerin ve giderlerin azalmasına rağmen finansman geliri gideri öncesi faaliyet kârı %1,87 artmış. Olumlu.

Marjlar tarafına baktığımda bir önceki döneme göre %1,98 artarak finansman gelir gideri öncesi faaliyet kâr marjı %19,15 olmuş. Düzeltme öncesinde %25,42 seviyelerinde imiş!

Finansman gelir giderleri ve enflasyon muhasebesi ile hayatımıza giren net parasal pozisyon kazançları kayıpları kalemleri ile devam edelim.

Şirket’in genel olarak finansman giderlerinin ve finansman gelirlerinden yüksek olduğunu görüyorum. Detaylarına finansal rapor dipnotlarından bakılarak öğrenilebilir. O şekilde daha sağlıklı bir yorum yapılabilir ben daha yüzeysel bir analiz yaptığım için dipnotlara inmiyorum. Net parasal pozisyon kazançları tarafında şirketin enflasyon muhasebesi sebebi ile cari dönemde 95 milyon bir önceki dönemde 253 milyon TL kayıp yaşadığını görüyorum. Bunun sebebi elinde tuttuğu finansal varlıkları enflasyona karşı iyi değerlendirememiş olmasından kaynaklanıyor. Fakat yine de vergi öncesi kâr da %7,12 artış yaşanmış bir önceki döneme göre. Olumlu!

Marjlar tarafına baktığımda vergi öncesi kâr marjı önceki döneme göre %2,53 artarak %17,16 seviyesinde gerçekleşmiş. Düzeltme öncesi dönemlerde marjlar %25 seviyelerinde imiş!

Vergi gelir giderleri kalemlerine baktıktan sonra net dönem kârına gidelim. Cari dönemde dönem vergi gideri 601 milyon TL olurken ertelenmiş vergi geliri 316 milyon TL olduğundan net vergi gideri 284 milyon TL olarak gerçeklemiş ve dönem kârı bir önceki yıla göre %-6,27 düşerek 2.014 milyon TL olarak gerçekleşmiş.

Marjlar tarafına baktığımda net dönem kâr marjı %0,39 artarak %15,04 seviyesinde gerçekleşmiş. Düzeltme öncesi dönemde %26,96 seviyelerinde imiş!

Enflasyon muhasebesine rağmen fena olmayan sonuçlar açıklamış Şirket. Çok olumsuz bir durum göremedim. Benim için en olumsuz nokta hasılatını reel olarak artıramamış olması oldu. Hasılatını artırmaya başarabilseydi eğer çok daha güzel sonuçlar görebilirdik. Tabii hasılat noktasında sektörün durumu önemli olacaktır. Bunun için de ayrıca bir sektör analizi yapmak gerekir. Gelir tablosunu bitirdikten sonra nakit akışları kısmına özet geçerek analizi tamamlayalım.

Şirket’in istikrarlı bir şekilde işletme faaliyetlerinden nakit akışı yaratabildiğini görüyorum. Çok olumlu.

Yatırım faaliyetlerinden maddi duran varlıklar ile ilgili yatırım harcamaları olduğunu görüyorum. Olumlu.

Finansman faaliyetlerinden ise genel olarak negatif eğilimde olduğunu görüyorum. Yani ortaklarına temettü dağıtıyor ve finansal borçlarını ödüyor. Olumlu.

Daha sonra enflasyon muhasebesi ile yeni çıkan bir kalem nakitteki enflasyon etkisinden dolayı negatif etki yaşadığını görüyorum. Net parasal kazanç kayıp kalemini etkileyen majör kalemlerden birisi burası. Tabi ki halka açık bilgilerden bu hesapları yapabilmemiz mümkün değil biz bize açıklandığı kadarıyla net durumu görüyoruz enflasyon muhasebesi kısmında. Çünkü çok kompleks bir konu.

Enflasyon muhasebeli şirket analizine örnek olarak anlatmak istediklerim bunlardı. Tabi ki dipnotlara inilerek çok daha detaylı analiz yapılabilir. Elimde olan bir şirket değil, sadece bilgilendirme ve eğitim maksatlı hazırladım. Umarım faydalı olmuştur.

Yazı esnasında sürçülisan ettiğim, hatalı olduğum bir nokta var ise düzeltilmekten memnuniyet duyacağımı ifade etmek isterim.

Çekince ve Uyarı Metni

Burada yapmış olduğum çalışma eğitim çalışması olup kendime notlarımdır. Uzman değilim. Yatırım danışmanı değilim. Lütfen yatırım kararlarınızı SPK lisanslı yatırım kuruluşlarından alınız. Buradaki yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez. Yapacağınız kâr veya zararlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi araştırmalarınızı yapmanızı öneririm.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerik korunmaktadır !!