Merhaba dostlar, yeni bir yazı serisi olarak öncü göstergeler ve sektör analizlerine dair edindiğim bilgi ve yorumları “Öncü Göstergeler & Sektör Analizi” kategorisinde yayınlamaya karar verdim. Başlıyorum.
Havacılık Sektörü
Türkiye havacılık sektörüne dair verileri Ulaştırma Bakanlığına bağlı olan Devlet Hava Meydanları İşletmesi Genel Müdürlüğü sitesinde yer alan “İstatistikler” başlığından alıyoruz. Öncelikle havacılık sektörü ile ilgili bir temel durumdan bahsetmekte yarar var.
Havacılık sektörü, mevsimsellik etkisinin bariz olduğu bir sektör, sektörde en iyi çeyrek 3. çeyrek oluyor. 4. çeyrekte hem yolcu sayısı, hem gelirler açısından mevsimselliğin etkisiyle 3. çeyreğe nazaran daha kötü performans sergiliyorlar.
Havacılık sektörü 2019 yılındaki zirve seviyelerden düşüş sonrasında üzerine koyarak ilerledi, tarihi zirvelerine ulaştı ve sonrasında tarihi zirvelerini de geçti.
Dış hat yolcu sayıları ve toplam yolcu sayıları 2024 yılında da 2019 yılı ve öncesindeki tarihi zirvelerini geçmiş durumda olsa da, iç hatlar tarafında 2024 yılında 2019 ve öncesindeki tarihi zirveleri aşılamadı. Fakat burada dahi iç hat yolcu sayıları 16 yıllık tarihsel ortalamaların çok üzerinde seyrediyor. İç hatlarda kasım ayında gelen 7,4 milyon bandındaki iç hat yolcu sayısı, Covid öncesindeki ve 2015-2019 yılları aralığını kapsayan kasım ayı iç hat yolcu sayısı ortalamasının altında seyretmeye devam ediyor. Zaten şu anda havacılıkta katalizatör dış hatlar ve ayrıca dış hatların kârlılık açısından iç hatlara nazaran daha verimli olduğunu vurgulamakta yarar var.

Dış hat yolcu sayısı, 16 yıllık tarihsel ortalamalarının ve 2019 öncesi zirve seviyelerinin üzerinde seyretmeye devam ediyor. Özellikle kasım ayında gelen 8,9 milyon civarında yolcu sayısı havacılık sektörü dış hat yolcu sayısı anlamında son 16 yılın en iyi kasım ayı yolcu sayısına vurgu yapıyor.
Havacılık sektörü için 2024 yılı toplam yolcu sayıları anlamında neredeyse her ay 16 yıl içerisinde, toplam yolcu sayısı anlamında gelen en iyi ay oldu. Bu yolcu sayısı Orta Doğu ve Rusya’da bir krizin yaşandığı döneme rağmen gerçekleşti. Tabi ki bu artışta vurgulamanın yararlı olduğu bir konuda globalde Türk havacılık şirketleri son dönemlerde pazar payını arttırıyor bu da, yolcu sayılarında hareketlilik yaşanmasındaki önemli sebeplerdendir. Her ne kadar mevsimsellik sebebiyle aylık bazda yolcu sayısında gerileme olsa da yıllık bazda gerçekten iyi gidiyorlar.

Dış hat yolcu sayısındaki gidişata dair en önemli gösterge, Turizm Bakanlığı tarafından yayımlanan yabancı gelen ziyaretçi sayısıdır.
Türkiye’deki havacılık şirketlerinin ve sektör temsilcilerinin tamamı, dış hat yolcu sayısına dair en önemli gösterge olarak bu veriyi takip etmektedir. Kasım ayı itibariyle yabancı ziyaretçi sayısı yıllık bazda %8 artarak 2,8 milyon seviyesine yakın yabancı ziyareti oldu ve bu rakam tüm zamanların en yüksek kasım ayı ziyaretçi sayısı oldu. Turizm verisi olarak nitelendirilen gelen yabancı ziyaretçi sayılarında 2024 yılının her ayı neredeyse tarihsel veri aralığının en iyi ayı oldu ve bu durum havacılık sektörü dış hat yolcu sayısındaki artışın en önemli itici gücü oldu.
Hatırlatmakta yarar var ki; dış hat yolcu sayısı ile gelen yabancı ziyaretçi sayısı birbirini etkileyen verilerdir. Bu iki veriyi birlikte takip etmekte yarar var.
Gelen yabancı ziyaretçi sayısı ile ilgili son olarak şunu söyleyebiliriz: Tarihi rekorlar ile geçen 2024 yılında henüz aralık ayı verisi gelmeden 2023 yılının üzerine çıktı. Tarihi rekorlara imza atılan 2024 yılı son 5 yılın en iyi turizm verilerine ulaştığımız yıl oldu. Kalkınma planı açısından 2024 yılında 60 milyar dolar turizm geliri beklenirken 2028 yılında 100 milyar dolar bekleniyor, yani buradaki projeksiyonda hem turizm hem havacılık için olumlu sinyaller veriyor.

Havacılık sektörü kasım ayı toplam yolcu sayısı 16,3 milyon bandında geldi. Toplam yolcu sayısı mevsimselliğin de olumsuz etkisiyle aylık -%28,5 düştü, yıllık bazda ise %10 düzeyinde büyüdü.
Kasım ayında gelen toplam yolcu sayısı tıpkı ekim ayında olduğu gibi, son 16 yılın en iyi kasım ayı verisi oldu. Havacılık sektörü için 2024 yılı toplam yolcu sayıları anlamında neredeyse her ay 16 yıl içerisinde toplam yolcu sayısı açısından en iyi ay oldu. Bu başarılı performansın bir yansıması olarak henüz aralık ayı yolcu sayıları gelmeden 2024 yılı toplam yolcu sayısı 2023 yılının üzerinde geldi. Aralık ayı verisinde de muhtemelen son 16 yıllık aralık ayı toplam yolcu sayısı anlamında bir rekor kırılacaktır ve muhtemelen 14-14,5 milyon bandının üzerinde bir yolcu sayısına aralık ayında ulaşacağını tahmin edebiliriz. Henüz gelmemiş verilerde tahmin için kullanılan bazı istatistiksel analiz yöntemleri var; zaman serisi analizi vb. gibi. Fakat bunu yapmak yerine ay ay gelen veriyi takip etmenin çok daha yararlı ve işlevsel olduğunu söylemeliyim. Burada vurgulamakta yarar gördüğüm bir nokta var.

2024 yılında havacılık sektöründeki bu tarihi rekorlar, global uçak üretiminde darboğazın yaşandığı bir dönemde oldu. IATA (Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği) an itibariyle globalde 17.000 adet bekleyen uçak siparişinin olduğunu son yayımlanan güncel makalesinde ifade etti. Bu uçak sipariş teslimatının tamamının karşılanması uzun yıllar alacak olmakla birlikte 2025 ve 2026 yılları arasında teslimatların hızlanacağını IATA tarafından yapılan projeksiyona dair grafik üzerinden görmekteyiz. Bu uçak üretimindeki darboğaz ile ilgili şunu söylemekte yarar var: Görece bu durum havacılık şirketlerinde olumsuz bir etki yapıyor, çünkü talep canlı, kapasitelerini arttırmak istiyorlar, para da var. Ama uçak yok! Sektördeki havayolu şirketleri bu durum karşısında kapasitenin üzerindeki talebe yetişmek için uçak filo şirketlerinden kiralama yapıyorlar tabi bu kiralama maliyeti kârları törpülüyor. Ama filo kiralama şirketlerinde veya 2. el uçak satan şirketlerde networkleri iyi olanlar, sektörde prestijli olanlar, bu kiralama ve 2. el satın alımları yaptığı için bir şekilde talebe cevap verip bunu yapamayanlara nazaran rekabet avantajı kazanıyor.

Havacılık sektörü kargo tonaj verisi incelendiğinde, kasım ayında 398.472 kargo tonaj düzeyine ulaşıldı. Kargo tonaj mevsimselliğin etkisiyle aylık bazda bir gerileme yaşamış olsa da yıllık bazda, tonaj bazlı %24 bandında büyüme yaşadı. Aynı zamanda son 16 yıllık kasım ayı verisi içerisinde tüm zamanların en iyi verisi de gerçekleşti. Dış hatlar gibi kargo tonaj kısmı da iyi gidiyor ve tarihsel seviyelerin üzerinde.
Peki bu kargo kısmının özellikle havacılık sektöründe tarihsel rekorlara imza atmasının temel sebebi ne? En önemli soru burası! Çünkü bu yazılarda biz şu arttı azaldı tarzında bir yorumdan ziyade, “neden arttı, neden azaldı?” Sorularını da anlamaya çalışıyoruz.
Buradaki artışta en temel sebep Kızıldeniz’de yaşanılan nakliye sorunları. Burası küresel ticaretin %12 seviyesinde gerçekleştiği yer. Ve şu anda orada olan jeopolitik kriz sebebiyle deniz taşımacılığı inanılmaz düzeyde olumsuz etkileniyor ve temel bir kural olarak deniz taşımacılığının aleyhine olan durum hava taşımacılığının lehine oluyor. Bu yüzden global hava taşımacılığında kargo tonaj tutarlarında artış gözlemliyoruz ama Türkiye burada global muadillerinden çok daha pozitif etkileniyor.
Burada en önemli avantajlardan biri Türkiye’nin bulunduğu jeopolitik konuma ek olarak THY gibi makro çapta ve global hava taşımacılığı alanında dünyanın en büyük üç oyuncusundan biri olması etkili. Buna ek olarak kargo kısmındaki artışın bir diğer sebebi de şu: Çin’den Avrupa’ya olan e-ticaret hacminde ve express kargo alanında son yıllarda ciddi bir genişleme var ve bu durumda en elverişli nakliye şekli olan hava yolu kargo ve yük taşımacılığı ciddi manada olumlu etkileniyor.
IATA (Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği) hava kargo taşımacılığındaki bu olumlu görünümün 2025 yılında da devam edeceğini ifade etmekte, aynı şekilde Türkçe adıyla Uluslararası Havalimanları Konseyi “ACI”da kargo tarafındaki olumlu ivmenin 2025 yılında devam edeceğini söylemektedir.
Buna ek olarak bir noktaya daha değinmekte yarar var. Evet, hava kargo kısmı tonaj olarak artıyor, peki fiyat olarak ne durumda? Bu sorunun cevabı için global çapta ve yerelde hava yolu kargo’nun, deniz yolu kargoya göre göreceli kg başına fiyatını gösteren bir rasyo var. Bu rasyo şu anda hava yolu kargo taşımacılığının lehine gidiyor. Yani tonaj arttığı gibi hava yolu kargo şirketlerinde hava yolu kargo taşıma kilo başı fiyatı da artıyor ve bu fiyat deniz yolu kargo taşıma fiyatının çok üzerinde artıyor.

Havacılık sektöründe günlük ve haftalık bazda, Avrupa’daki hava trafiğini takip edebildiğimiz önemli bir veri kaynağı da Eurocontrol, bu kaynak üzerinde şirketlerin aylık bazda yolcu ve kargo trafiği verisine ulaşabiliyoruz. Ayın günleri içerisinde havacılık şirketlerimizin günlük uçuş trafiği verisini Eurocontrol üzerinden takip edebiliriz.
Aşağıdaki görselde görüldüğü üzere, günbegün uçuş trafiğini takip edip bunu Excele işleyip aylık bazda gelecek şirketimizin yolcu ve kargo verileri gelmeden önce bir tahmin yapma imkanı sunuyor, bu veri seti her ne kadar yolcu ve kargo gibi net detayları günlük bazda alamasak da, uçuş trafiği üzerinden bir fikir edinebiliriz bu konular hakkında. O yüzden bu veri setini takip etmekte yarar var. Günbegün bu veriyi izleyecek vakti olmayan kişiler ise Eurocontrol tarafından iki hafta da bir yayımlanan kapsamlı havacılık trafik bültenini inceleyip sektörel gidişata dair özellikle sektörel trafik hakkında önemli bilgiler edinebilir.

Havacılık sektörüne dair en önemli ve en güvenilir kuruluşlardan biri olan “Airports Council International” Türkçe adıyla Uluslararası Havalimanları Konseyi diye bir kurum var, genel olarak tahminlerinde yüksek bir doğruluk oranıyla çalışıyorlar son yıllarda. Bu kurum tarafından yayımlanan ve güncelleştirilmiş versiyonun 2024 yılının eylül ayında yayımlanan projeksiyonu inceleyeceğiz. Bu projeksiyonda, küresel toplam yolcu trafiği incelenmiş ve 2025 yılının her çeyreği projeksiyona dahil edilmiş bu projeksiyon verilerine göre 2025 yılında her çeyrek 2024 yılının her çeyreğinin üzerinde bir performans gösterecek küresel yolcu trafiği anlamında. Buna ek olarak bu projeksiyona göre 2024 yılının son çeyreği yolcu trafiği açısından geçen yılın aynı çeyreğine göre daha iyi bir performans gösterecek. Bizim şu ana kadar incelediğimiz aylık bazdaki veriler de projeksiyonun söylemini doğruluyor.

“Airports Council International” tarafından yayımlanan aynı raporun devamında küresel yolcu trafiğine ek olarak küresel kargo trafiği üzerine de 2025 yılı için verilmiş bir projeksiyonu da mevcut. Malum havacılık şirketlerinin totalde en temel gelir kalemleri yolcu ve kargo tarafından oluşuyor bunlara dair fikir edinmek gelirler üzerine bir fikir yürütmek açısından gayet yol gösterici olacaktır. Kargo trafiği üzerine yapılan projeksiyona göre global kargo trafiği 2025 yılında 2024 yılından daha iyi bir performans gösterecek. Çeyrekler bazında baktığımızda ise 2025 yılının her çeyreğinde kargo trafik verilerinin 2024 yılının her çeyreğinden daha iyi geçeceğini söylüyor. Bu projeksiyona göre 2024 yılının son çeyreği kargo trafiği açısından geçen yılın aynı çeyreğine göre daha iyi bir performans gösterecek bizim şu ana kadar incelediğimiz aylık bazdaki veriler de projeksiyonu teyit eden bir resim çiziyor.

Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği tarafından yayımlanan raporda ise bölgesel ve global bazda yolcu sayılarındaki yıllık büyüme oranları 2027 yılına kadar bir projeksiyon ile bize sunulmuş. Bu rapordaki projeksiyona göre havacılık sektöründe yolcu sayılarında büyümenin azalmakla beraber projeksiyon dönemi sonuna kadar artacağını görmekteyiz. Büyümede özellikle Asya-Pasifik kısmı çok temel bir itici gücü oluşturuyor ve bu bölgelerde faaliyet yürüten şirketlerde yolcu sayısı anlamında önemli büyümeler görebiliriz. Projeksiyonda değinmek istediğim bir nokta var: 2024 yılının 2023 yılına nazaran yaşadığı büyüme oranını biz 2025 yılında 2024 yılına nazaran aynı düzeyde göremeyeceğiz daha düşük bir büyüme oranı göreceğiz gibi durmakta bunun temel sebebi de 2023 yılındaki baz etkisi kaynaklı olacaktır.

“IATA” Türkçe adıyla “Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği” tarafından 2024 yılı aralık ayının başında yayımlanan “Global Outlook for Air Transport”adlı raporda sunulan projeksiyonlar gerçekten havacılık sektörü için önemli bilgiler içeriyor. Globalde havacılık sektöründe 2025’te net kârın dolar bazlı %16 düzeyinde bir yıllık artış ile 36,6 milyar ABD doları düzeyinde olacağını ve net kâr marjının %3,6 düzeyinde olacağı tahmin ediyor. Yani havacılık sektöründe kârlılık 2024 yılından daha iyi olacak globalde. Buna ek olarak 2025 yılında yolcu başı net kâr tutarı da 6,4 dolardan 7 dolara çıkacağını tahmin etmekte ki, yolcu başı net kâr havacılıkta önemli metrikler arasındadır.


Havacılık sektöründe en önemli maliyet kalemlerinden biri de jet yakıt maliyetleridir. Türkiye’de ve global havacılık sektöründe giderlerin %30 seviyesindeki kısmı yakıt maliyetleridir yani en önemli gider kalemlerinden biridir. Bu yüzden bu veri gayet önemli. Bu konuda en önemli veri seti PLATTS tarafından yayımlanan Jet Fuel Price Index verisidir. Bu veri dünya çapındaki jet yakıtı fiyatlarının ağırlıklı ortalaması alınarak yapılır. Buradaki değerin aşağı yönlü hareket etmesi havacılık sektöründe maliyetleri azaltır ve kâr marjlarının yukarı yönlü hareket etmesine katkı sunar. Son dönemlerde endeks 2022 ve 2023 yılı seviyesinin aşağısında bir fiyatlamaya sahip ve bu havacılık sektörü ve marjları için gayet olumlu.

Endeks kısmına ek olarak jet yakıt fiyatları verisine baktığımızda jet yakıtlar 13 aralıkta güncellenen fiyatlarla şu anda 89,23 dolar/varil fiyat seviyesinde 2022 yılında burası 180 dolar seviyesini görmüştü. Şu an ki fiyat seviyesi jet yakıt marjlarında kasım ayı ortalamasının da altında seyrediyor yani hem yolcu ve kargo aralık ayında kasım ayına nazaran havacılık şirketleri açısında daha iyi gidiyor hem de maliyetler aralık ayında kasım ayına göre düşmüş aylık bazda olumluya bir gidiş var. Burada jet yakıt fiyatlarının 2022 ve 2023 yıllarına göre 2024 yılında daha düşük seyrettiğini ve bu durumun havacılık sektörü için olumlu olduğunu söyleyebiliriz. Buna ek olarak Uluslararası Hava Taşımacıları Birliği 2024 yılı tahminlerinde jet yakıt marjlarının 113 dolar/varil seviyesinde olacağını söylemişti ki şu anda bunun çok daha aşağısında seyrediyor. Bu da olumlu bir durum. Buna ek olarak jet yakıt fiyatlarının havacılık sektörü ve şirketlerine etkisi anlamında çok önemli bir ayrıntı var. Bunu söylemekte yarar var, o da şudur: Bizim gördüğümüz jet yakıt fiyatlarını havacılık şirketleri 3 hafta geriden gelerek alırlar bu yapılan sözleşmeler kaynaklıdır. Bizim 13 aralıkta 89,23 dolar/varil fiyat kısmını havacılık şirketleri 3 ocak tarihindeki jet yakıt alımlarında görürler burada fiyatların yansımasının üç hafta geriden geldiğini bilmek yatırımcılar için önemli bir noktadır.

Jet yakıt ile ham petrol arasındaki farkı ifade eden crack spreed havacılık sektöründe önemli bir metrik bu spreed ne kadar azalırsa havacılık sektörü şirketleri için maliyet azalımı ve kâr marjı artması anlamında o kadar faydalı olur. 13 aralıkta güncellenen fiyatlarla şu anda bu spreed 15,09 düzeyinde bulunan makas kasım ayı ortalama seviyelerinin aşağısında bulunuyor ve başta dediğimiz gibi bura ne kadar azalırsa havacılık sektörü şirketleri için o kadar iyidir. Şu anda maliyete dair kısımların genel olarak havacılıkta iyi gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. Bu makas 2022 ve 2023 yıllarında 60 düzeyinin üzerine çıkmıştı şu anda 2022 ve 2023 değerlerinin aşağısında ve havacılık sektörü için gayet olumlu.

Şu anda evet jet yakıt fiyatları havacılık sektörü lehine bir görüntü çiziyor. Peki 2025 yılında jet yakıt fiyatları ne düzeyde olacak? Burada yine IATA tarafından yayımlanan “Global Outlook for Air Transport A World with Lower Oil Prices” adlı raporun verileri yol gösterici olacaktır. IATA 2025 yılında jet yakıt ortalama fiyatının 2024 yılı ortalama fiyatının aşağısında 87 dolar/varil fiyat seviyesinde olacağını tahmin ediyor. Havacılık sektöründe giderler içerisinde %30 gibi yüksek bir paya sahip olan jet yakıt fiyatlarındaki bu düşüş tabi olarak havacılık sektöründeki şirketlerin operasyonel kâr marjlarının 2025 yılında 2024 yılından daha yukarıda olacağını gösteriyor. Kısacası kârlılık gibi giderlerde 2025 yılı havacılık sektörü lehine bir görünüm çiziyor.

Bir önemli not olarak şunu söylemekte yarar var: Havacılık sektöründe genel bir eğilim olarak jet yakıt fiyatları düştükçe uçak bilet fiyatlarında da düşüş olur. Bu durumu aşağıdaki grafikte çok net bir biçimde görüyoruz. Jet yakıt endeksi düştükçe bilet fiyatları geriliyor. Bu eğilim 2025 yılında da devam edecek. Bazen kötü bir niyete sahip olmamakla beraber son dönemde uçak bilet fiyatları düşüyor bu havacılık şirketleri için çok kötü tarzında yorumlayan bireyler olabilir. Hayır durum tam olarak böyle değildir. Öncelikle havacılık sektörü birçok uçuş bölgesinde yoğun bir rekabetin olduğu bir sektör bu rekabette misal Delta gibi global havacılık şirketlerinin kendine ait rafinerileri var. Jet yakıt maliyetleri düştüğünde rekabet kızışır bu yüzden yolcu bilet fiyatları aşağı çekilir iki koşuldan, jet yakıt fiyatlarının aşağı inmesi düşen yolcu bilet tutarından daha yüksek olduğu için daima kâr marjını havacılık şirketleri lehine destekler ve havacılık şirketleri bu durumdan kârlı çıkar. Buna ek olarak havacılık şirketleri bilet fiyatlarını dolar bazlı düşürmekle beraber yan gelirleri çok düşürmez bu da yine havacılık şirketlerini destekler.

Konut Sektörü
TUİK tarafından yayımlanan, konut satış istatistiklerine göre Türkiye genelinde 2024 yılının kasım ayında 153 bin adet bandında konut satışı gerçekleşti.
Konut satış istatistiklerine ait son 12 yıllık veriye göre bu tüm zamanların en yüksek 2. kasım ayı konut satış adedine tekabül ediyor. Kasım ayına ait tarihi rekor 2021 yılının kasım ayında gerçekleşmişti. Kasım ayında gerçekleşen 153 bin adetlik konut satışı aynı zamanda 2024 yılı içerisinde satılan en yüksek 2. aylık konut satış adedi. 2024 yılındaki en yüksek satış adedi bir önceki ay yani ekim ayında gerçekleşmişti. Kasım ayında gelen konut satış adetlerinde aylık bazda bir düşüş oldu burada dikkat çekmek istediğim nokta şurası: Dikkat ederseniz bir önceki ay yani ekim ayı verisi konut fiyatlarında reel kazanç elde edilemeyen son aydı ve sonraki aylarda reel kazançların aylık bazda görüleceği belirginleşmeye başlamıştı. Bir eşik nokta gibiydi ve gerçekten yatırımcılar rasyonel bir tavır ile bu ayda çok yüksek bir talep gösterdi. Yıllık bazda ise konut satış adetlerinde %63,6 gibi güçlü bir büyüme gösterdi. Henüz aralık ayı verisi gelmemesine rağmen 2024 yılındaki toplam konut satış adedi 2023 yılının üzerine çıktı ve geçen yılın ilk 11 ayına göre ise %16,5 düzeyinde bir artış yaşadı.2024 yılının aralık ayında gelecek veride mevsimsellik etkisi sebebiyle konut satış adedinin kasım ayında gelen 153 bin adedin üzerinde gelmesinin bir ihtimal olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. Çünkü genel olarak konut sektöründe yılbaşı sonrası konut satış fiyatın yukarı çekilmesi gibi bir eğilim mevcut. Bu eğilim ise yatırımcı davranışı açısından genellikle yılın son ayında olumlu ve önemli bir hareketliliğin olmasına katkı sağlıyor. Ekim ve kasım ayında oluşan yüksek satış adetlerinin oluşmasında yıllık bazda reel olarak artmayan konut fiyatlarını olası bir faiz döngüsünün terse dönüp kredi musluklarının açıldığı zamanda reel kazanç ile satıp fırsata çevirmek isteyen bakış açısı temel ve itici faktör durumunda bulunuyor.

Konut satış adetlerinde artış var evet, peki bu konutları alanlar bunu kredi ile mi alıyor yoksa nakit olarak mı?
Burada ipotekli satış dediğimiz satış tarzı, kredi ile satın alımı ifade ediyor. Grafikte görüldüğü üzere, 2020’li yıllarda toplam konut satışlarının %57 yakın seviyedeki kısmı kredi ile alımlar ile yapılır iken 2024 yılına gelindiğinde kredi ile konut alımları %7 seviyelerine kadar düşmüş 2024 kasım ayında ise %14,2 seviyesine önemli bir yükseliş oldu.
Bu yıl içerisinde ipotekli alım, yani kredi ile konut alımının toplam konut alımına oranın en yüksek olduğu seviye oldu. Yani yatırımcılar en basit şekliyle şunu düşünüyor. Ben kredi ile konut alsam dahi konut fiyatları olası bir faiz indiriminde fiyatlama açısından önemli bir artış yaşayacak. Benim aldığım seviyenin üzerine çıkacak ve benim krediyi erken kapatıp konutu satmam durumunda %2-2,5 bandındaki konut kredisini erken kapatma cezasına rağmen önemli bir kâr marjı elde edeceğim ve yaptığım alım-satımdan kârlı çıkacağım. Türkiye’de yatırımcı davranışlarında her ne kadar rasyonel tavırlar az gözükse de Türk insanı al-sat konularında özellikle otomotiv ve ev gibi enstrümanların al-sat konusunda bayağı rasyonel ve realist düşünüyor. Burada o rasyonel ve realist tavrı çok açık görüyoruz.

İpotekli satışlara ek olarak, daha çok halk arasında nakit alım olarak da bilinen ipotekli olmayan satışlara bakalım. İpotekli olmayan satışların toplam satışlar içindeki payına baktığımızda, 2024 yılının kasım ayında %85,7 seviyesinde gerçekleşti. Son 13 yıllık konut satış istatistikleri verisindeki ortalama ipotekli olmayan satış toplam satış ağırlığına baktığımızda genellikle %70-75 bandında son 2 yıldır kredi musluklarının daralması ve yüksek konut faiz oranları sebebiyle buranın tarihsel ortalamalarının çok üzerine çıktığını görüyoruz. Hatta 2024 yılı başında ipotekli olmayan satış toplam satış oranı %93 düzeyine yaklaşarak tüm zamanların tarihsel rekorunu kırmıştı. Kredi hacmi genişlemesi ve düşük konut faiz oranları ile birlikte nakit alımların oranının daha da düşüp tarihsel ortalamalarını yakınsayacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

Konut satış adeti verisinde her ne kadar TUİK tarafından yayımlan PDF metin açıklayıcı olsa da bu veri setinde en kapsamlı verileri ve analizleri istatistiksel tablolar başlığında yayımlanan Excel uzantılı dökümanlardan alıyoruz. Bu dökümanlarda olup da bir trend halinde PDF metinde göremediğimiz konulardan biri de il ve ilçeler bazında konut satış adetleri verisidir. Bu veriye baktığımızda konut satış adetlerinde Türkiye genelinde kasım ayı konut satış adetleri ekim ayının gerisinde kalmakla beraber Türkiye konut sektörü için şüphesiz ki en önemli il olan İstanbul’da durum biraz daha farklı. Kasım ayında İstanbul’daki konut satışları ekim ayının da üzerine çıktı ve 5 aydır istikrarlı bir şekilde artma trendini sürdürdü. İstanbul konut satış adetleri aylık bazda %6, yıllık bazda ise %73 düzeyinde güçlü bir artış yaşadı. İstanbul’da ülke geneline aykırı bir durum olarak satış adetlerinin aylık bazda artmasında barınma sorunun tüm ülkede bir sorun olmasına rağmen İstanbul’da barınmanın bir kriz olması önemli bir faktör. Buna ek olarak İstanbul bölgesinin konut fiyat endeksinde piyasanın hareketli olduğu durumda en hızlı artış gösteren bölge olduğunu hatırlamakta yarar var. Bu bölgede konut alanların marj anlamında daha yüksek bir beklentiye sahip olması kasım ayında reel olarak artan konut fiyatlarına rağmen kâr marjının hâlâ fazla olduğu düşüncesinin bir yansıması olabilir. İstanbul bölgesindeki konut satış adetlerindeki bu artışın elinde birikmiş stoku olan ve İstanbul bölgesi ağırlıklı konut satışı yapan şirketler açısından olumlu bir durum olduğunu ifade etmekte yarar var. İstanbul ilçeleri bazında satış adet verisini TUİK sadece yıllık bazda yayımladığı için burada 2024 yılına ait herhangi bir güncel veriye sahip değiliz ama genel olarak ve özellikle 2023 yılı verisinden yola çıkarak İstanbul konut satış adetlerinde açık ara farkla en büyük ağırlık Esenyurt ilçesinde sonrasında ise Beylikdüzü, Başaksehir ve Pendik en fazla ağırlığı olan ilçeler oluyor.

TUİK tarafından inşaat maliyet endeksi verileri diğer verilere göre bir ay geriden geliyor. Ana veri kalemlerimiz genelde bir ay geriden gelirken inşaat maliyet endeksi verisi iki ay geriden geliyor. Malum birçok endeks ile ilgili söylediğimiz durum burada da geçerli, endeksler genelde kümülatif gittiği için çok düşmez hep yükselir ama yıllık değişim oranları ve aylık değişim oranları bazen baz etkisi, bazen faaliyetler ile ilgili gidişatlar sebebiyle gerileyebilir. Ekim ayına dair inşaat maliyet endeksi yıllık değişim oranı %37,9 düzeyinde geldi. Bu yıllık değişim oranı 2022 ve 2023 yılındaki yıllık değişim oranlarının çok aşağısında buna ek olarak ekim ayına ait yıllık enflasyon değişim oranı olan %48,5 seviyesinin de aşağısında yani inşaat maliyetlerindeki artış enflasyonun altında seyrediyor.

Kasım ayına ait, TCMB tarafından yayımlanan konut fiyat endeksi verilerine baktığımızda ekim ayında 151 seviyelerinde olan endeks kasım ayında 155 seviyelerine yükseldi. Şimdi burada haklı olarak “hani konut fiyat endeksi azalmıştı bu grafikte arttığını görüyoruz” diyebilirler, öncelikle endeksler doğası göre kümülatif ilerler bu yüzden artma olur. Örneğin TÜFE endeksi, yani enflasyon verisi daima artar ama bazen azaldı denir, azalan yıllık değişim veya aylık değişim oranıdır endeksin kendisi değil. Burada da konut fiyat endeksi artıyor hem aylık hem yıllık bazda artmış lakin burada önemli olan artması veya azalması değil reel olarak azalıp artması yani enflasyona karşı artması veya azalması.

Endekste değişim oranlarına baktığımızda ise yıllık değişim oranı %29,4 seviyesinde geldi. Aylık değişim oranı ise %2,84 seviyesinde geldi. Her ne kadar yıllık bazda konut fiyatları enflasyon altında artsa ki bunu TCMB grafiğinden çok rahat görüyoruz, yani reel olarak bir kazanç sunmasa da aylık bazda %2,24 gelen enflasyon verisinin üzerinde geldi ve aylık bazda enflasyon üzeri bir artış yaşadı. Son üç ayda ilk defa enflasyon üzerinde bir artış yaşandı aylık bazda. Bu ay uzun bir süre sonra konut fiyatlarında reel olarak bir artış gördük. Ama yıllık bazda reel durumu TÜFE ile düzeltilmiş grafikte gördüğümüz üzere %12 düzeyinde reel kayıp yaşamış durumda.


TCMB verisine ek olarak Bahçeşehir Üniversitesi’nin sahibinden.com üzerinde yayımlanan emlak kategorisindeki ilanları merkeze alarak oluşturduğu ve aylık olarak yayımlanan konut sektörü üzerine olan raporun ekim ayı verisinde (bu veri genelde bir ay geriden geliyor) yılbaşından bu yana konut fiyatlarında yıllık bazda reel olarak bir artış olmadığını açık bir şekilde görmekteyiz.

Bu anlatılanlara ek olarak önemli bir nokta; konut fiyat endeksindeki kasım ayındaki yıllık değişim %29,4 düzeyindeydi lakin bir ay geriden gelmesine rağmen inşaat maliyet endeksinde yıllık değişim %38 bandına yakındı, yani konut sektöründe maliyetler konut satış fiyatından daha fazla artmış bu koşullarda konut satan bir şirket marjlar anlamında olumsuz etkilenebilir bu yüzden bu koşullarda konut yapan birçok şirket faizlerin düşmesini ve tabi olarak konut fiyatlarının artmasını bekleyip marjlar anlamında kârlı çıkmayı beklemek için stok tutma politikasına girişecektir. Bu koşullarda konut yapmayan ve daha öncesinde konut stoğunu oluşturan şirketler ise bu dönemde dahi stoklarını eritme girişimi sergileyecektir. Bu yüzden geçmişte yapılmış konut stoğuna sahip olan şirketler bu dönemde hala avantajlı olmaya devam ediyor. Buna ek olarak kurumsal düzeyde iyi bir iş yapısına sahip olan GYO şirketleri ham maddelerin alımlarını önden alıp aplus müşterilere makul kâr marjlarıyla satış yaptığı için onlar bizim bu veride gördüğümüz maliyet endeksi fiyat endeksinden daha fazla arttı, o yüzden biz negatif marj durumundayız gibi bir konumda değiller satışlarında belirledikleri kâr marjlarına riayet ederek satışları yapıyorlar bu şirketler için sadece tek sorun yeterince krediye dayalı ipotekli satış yapamamaları sebebiyle satış hacminin görece dar kalmış olması.
Konut sektöründe malum sadece konut alış ve satışı yapılmıyor. Buna ek olarak bazı şirketlerde bilhassa AVM kiraları kaynaklı gelirler önemli bir metrik olarak öne çıkıyor. Bu yüzden “Akademetre Research” tarafından yayımlanan AVM endeksi verileri konut sektöründe yatırımcıların takip etmesi gereken önemli bir öncü göstergedir. Bu endeks kapsamında yayımlanan verilerden olan metrekare verimlilik endeksi en önemli datayı oluşturuyor. Bir AVM’nin kiralanabilir alanının ne kadar verimli gelir ürettiğini analiz eder bu data formül olarak ise toplam ciro/m2 bazında kiralanabilir alan formülünü kullanır. Metrekare verimlilik endeksi 2024 yılı ekim ayı verisinde bir önceki yılın aynı ayı ile karşılaştırıldığında ve enflasyondan arındırılmamış olarak incelendiğinde %57,1 oranında artarak 3615 puana yükseldi. Ekim 2024 için açıklanan yıllık enflasyon oranının %48,58 olduğu düşünüldüğünde, metrekare verimlilik endeksindeki artışın enflasyonun üzerinde olduğu görülmektedir. Aylık bazda endekse baktığımızda endeks %7,2 arttı ekim ayı enflasyonunun aylık bazda %2,8 olduğu düşünüldüğünde metrekare verimlilik endeksindeki artışın aylık bazda enflasyonun üzerinde olduğu görülmekte. Konut fiyatlarında yıllık bazda reel bir büyüme olmasa da AVM kiralarında hem aylık hem yıllık bazda reel bir büyüme var burası önemli bence.

Otomotiv Sektörü
ODD Verileri
Otomotiv sektörel yurt içi satış adetleri verisi Ford yurt içi satış adeti verisinden bir gün sonra gelmişti, buradan yola çıkarak verilerin güzel gelebileceği tahmin ediliyordu ve de öyle oldu. Kasım ayında aylık satış adetleri 121 bin seviyesinde geldi ki, bu 15 yıllık kasım ayı yurt içi satış adetleri içerisinden en iyi 2. veri. En iyi birinci veri 122 binler civarıydı ve 2016 yılında olmuştu. Ayrıca bu yılın tüm aylar içindeki en yüksek verisi de bu ay ki kasım ayı verileri oldu. Verilerin iyi gitmesinde şirketlerin yıl sonuna yakın yaptığı fiyat indirimleri ve tüketicilerin yılbaşı itibariyle fiyatlarda artış olacağı sebebi ile alımları öne çekmeye dair tüketici talebi, filo şirketlerinin satın alımları yılın son döneminde arttırma davranışı, yurt içi piyasada satışların artmasının temel sebebi. Bu tüketici eğilimi ve şirketlerin fiyatlama politikasının aralık ayında devam edip satış adetlerindeki bu olumlu trendin devam etmesi ihtimal dahilinde. Pazardaki bu büyümeden otomotiv kısmının hafif ticari araçlara nazaran daha fazla faydalandığını ifade etmekte de yarar var. Geçen yılın kasım ayına nazaran da yurt içi piyasa daha iyi performans gösterdi. Aylığa ek olarak kümülatif bakıldığında otomotiv sektörü yurt içi satış verileri geçen senenin gerisinde seyretmeye devam ediyor. Muhtemelen yılı satış adetleri bakımından geçen yılın gerisinde tamamlayacak gibi gözüküyor ama benim kişisel düşüncem aralık ayında 160 bin satış adeti ve üzerinde bir performans gelebilir ve bu durum geçen seneki satış adetlerine yakınsayacaktır yılın genelini bırakıp 4. çeyrek özelinde bakarsak yüksek ihtimalle geçen yılın 4. çeyreğinin üzerinde tamamlanacak ve çoğunlukla yurt içi satış ağırlıklı otomotiv şirketlerinin 4. çeyrek satış adetleri 3. çeyreğin üzerinde olacak ve finansallarda bunu göreceğiz.

1A)Otomotiv Sektörü İhracat Adetleri (OSD)
Otomotiv sektörünün ihracat adetlerine yönelik OSD tarafından yayımlanan verilere baktığımızda otomotiv sektörü toplam ihracatı kasım ayında 89.739 adet oldu. Toplam ihracat aylık bazda -% 8 yıllık bazda -%5 düştü ve aynı zamanda 15 yıllık kasım ayı ortalama satış adeti olan 90.064 sayısının gerisinde kaldı. Yani her yönüyle kasım ayı otomotiv sektörü ihracat adetlerinde bir gerileme yaşandı. Şu an itibariyle eğer aralık ayında 108 bin adet bandında bir aralık ayı satış adeti gelmezse ki bence gelmez zaten gelirse tüm zamanların en güçlü ikinci en güçlü ihracat aralık ayı verisi olur o da zor 2024 yılı ihracat adetleri bakımından 2023 yılının gerisinde kalan bir yıl olacak.

Türkiye otomotiv sektörü ihracatının kasım ayında çok iyi gitmediğini ifade ettik. Peki Avrupa’da durum nasıldı kasım ayında? Öncelikle Türkiye’de otomotiv sektörüne dair nasıl her ay veri takibi yapabiliyorsak Avrupa pazarı için de aynı şekilde Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) tarafından her ay düzenli yayımlanan veri kümesi var onu düzenli inceleyebiliriz. Burada verileri Avrupa genelinde inceleyebildiğimiz gibi ülke ülke olarak da inceleyebiliriz. Bu sebeple önemli ve değerli bir veri setidir. Kasım ayında Avrupa’da da otomotiv sektöründe durum çok iyi gitmedi. Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği (ACEA) tarafından perşembe günü yani dün yayımlanan 2024 yılı kasım ayı verilerine göre Avrupa’da yeni araç kayıtları geçen yılın aynı dönemine göre -%1,9 düştü. Avrupa otomotiv pazarında en büyük daralma ise Türkiye’nin otomotiv ihracatında en önemli pazarı olan ülkelerde gerçekleşti. Avrupa kısmında önemli bir veri olarak şunu söylemekte de yarar var.

Fransa bizim otomotiv ihracatımızın ortalama %12,2’sinin yapıldığı bir ülke Fransa’da kasım ayında otomotiv pazarı -%12,7 küçülürken Otomotiv ihracatımızın yaklaşık %10’nu yaptığımız İtalya’da kasım ayında otomotiv pazarı kasım ayında -%10,8 oranında küçüldü. Otomotiv ihracatımızın yaklaşık 12,3 yaptığımız ve en önemli ikinci otomotiv ihracat pazarımız olan İngiltere’de kasım ayında otomotiv pazarı -%1,8 oranında küçüldü. Otomotiv ihracatımızın %12,5 kısmını yaptığımız ve en yüksek düzeyde otomotiv ihracatı yaptığımız pazarımız olan Almanya’da pazar yatay bir görünüm sergiledi. Bizim en önemli pazarlarımız olan bu ülkelerdeki düşüş tabi olarak yurt dışı satışlarımızda bir daralmanın olmasına sebep oldu.

Avrupa otomotiv kısmında son olarak ve önemli bir veri olarak şunu söylemekte de yarar var: Kasım ayında elektrikli araç pazarı -%9,5 daralırken benzinli ve dizel araç pazarı -%7,8 daraldı.
Yani Avrupa’da elektrikli araç pazarında küçülme daha fazla oldu ve bu durumdan görece benzinli ve dizel araçlar daha az etkilendi
Otomotiv sektörü globalde mevcut olan sıkı para politikasından olumsuz etkileniyor. Bu durum kasım ayı verilerinde daha bariz bir şekilde gözüküyor. Sonuç itibariyle otomotiv sektörü döngüsel bir sektör ve faiz duyarlılığı gerçekten çok yüksek. Kredi hacminin dar, faizlerin yüksek olduğu konjonktürde mevsimsel artışları bir kenara bırakırsak genel olarak olumsuz etkileniyor. 2025 yılında yerelde faiz döngüsünün terse dönüp kredi musluklarının açılması global tarafta bilhassa Avrupa kısmında devam eden faiz indiriminin sürmesi ve kredi hacminin artması koşulu gerçekleşirse 2025 yılında bilhassa 2025 yılının ikinci yarıyılında yurtdışı tarafta daha iyi performansı sergileyebilir ve ihracat adetlerinde artış gözlemlenebilir. Burada tabi ülke bazlı gelişmeler ve koşullarda önemli, malum bizim otomotiv ihracatımızın neredeyse %50’lik kısmı Almanya, İngiltere, Fransa ve İtalya’ya yapılıyor bu bilgiye Uludağ İhracatçılar Birliği verisinden ulaşıyoruz bu ülkedeki ekonomik aktivitenin gidişatı ve koşulları her bir ülkeyle ilgili yayımlanan reel sektör PMI verilerinden takip etmekte yarar var. Buna ek olarak ihracatta en önemli satış pazarımız Avrupa bölgesi ve bu bölgede 2022 yılındaki arz kısıtları sebebiyle birikmiş bir talep vardı sonrasında arz sorunları çözüldü ama ekonomik aktivite yavaştı o yüzden tam olarak birikmiş talep cevaplanmadı. 2025 yılındaki bir faiz döngüsü, ekonomik aktivite canlanması durumunda bu ötelenmiş-birikmiş talebin cevaplanma portansiyeli satış adetlerinin büyümesi için önemli bir itici güç olabilir.
Otomotiv sektöründe ihracat adetlerine kategori bazında baktığımızda adetler içerisinde en fazla ağırlığı olan otomobil-binek ve kamyonet kategorilerinde gidişat şu şekilde oldu kasım ayında: Otomobil-binek kategorisinde aylık bazda -%4 düştü yıllık bazda yatay hareket etti. Kamyonet kategorisi aylık bazda -%13, yıllık bazda -%46 düştü. Kamyonet kategorisindeki aylık ve yıllık bazdaki gerileme ihracat satış adetlerindeki gerilemede en itici faktör konumunda bulunuyor. Otomobil-binek kategorisinin ihracatının kasım ayında kamyonet kısmına göre çok daha güçlü ve diri olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz.

1B)Otomotiv Sektörü Üretim Adetleri (OSD)
Otomotiv sektörü üretim adetleri verisine baktığımızda orada da tıpkı ihracat adetleri gibi aylık ve yıllık bazda bir gerileme var. Otomotiv sektörü, üretim adetleri 2024 yılının kasım ayında 120.822 adet olarak geldi. Üretimde aylık bazda -%4 yıllık bazda -%16 geriledi ayrıca 15 yıllık kasım ayı ortalama üretim adeti sayısı olan 129.105 adetinin gerisinde kaldı. Mevcut ekonomik aktivite de elle tutulur bir hareketlilik olduğu zamanda elbette otomotiv sektöründe bu üretim adetleri artacaktır lakin şu anda otomotiv sektörü böyle bir durum görmemekte. Üretimde en fazla ağırlığı olan kategori olan otomobil kategorisinde Oyak Renault kasım ayında %41,5 üretim pazar payıyla açık ara pazar lideri olduğu, ikinci en ağırlıklı kategori olan kamyonet kısmında Ford Otosan’ın pazarı domine eden bir üretim pazar payı ile açık ara pazar lideri olduğunu söylemekte yarar var. İhracatta olduğu gibi 2024 yılı 2023 yılının gerisinde kalacak 2023 yılında toplam üretilen araç sayısı 1,5 milyon bandında iken şu anda 1,3 milyon bandına yaklaştı aralık ayında bu makasın kapanması neredeyse imkansız olduğu için üretim açısından 2024 yılının 2023 yılından daha kötü bir yıl olacağını rahatlıkla söyleyebiliriz.

1C)Otomotiv Sektörü Global Projeksiyon
Avrupa Otomobil Üreticileri Birliği “European Automobile Manufacturers’ Association” Avrupa’da ve globalde en prestijli sektörel derneklerden birisi. Avrupa’da otomobil satışlarının 2024 yılında yıllık bazda %2,5 düzeyinde artacağını tahmin etmekteydi. 2025 yılına dair yayımlanan projeksiyonunda ise Avrupa’da yeni araç kayıtlarının 2024 yılına göre artarak 13 milyon bandına geleceği ve bunun gayrisafi yurt içi hasıla ile paralel hareket edeceğini vurguluyor. Salt bu grafikte bile ekonomik aktivitedeki büyümenin otomotiv sektörü üzerine etkisini çok bariz görüyoruz. Bizim birinci pazarımız olan Avrupa’da ekonomik aktivite büyürse bizim otomotiv şirketlerimizin satış adetleri de büyüyecektir. Burada Avrupa’da devam eden faiz indirimleri çok ama çok belirleyici olacak.

Markets and Markets tarafından yayımlanan “Global Automotive Industry Outlook, 2024” adlı rapora göre toplam otomotiv pazarının 2024-2030 yılları arasında %2,4 düzeyinde sınırlı bir seviyede bir büyüme yakalayarak 104 milyon adede ulaşacağını öngörmektedir. Bu büyümede önemli bir indikatör ve itici güç, net sıfır emisyon hedefleri doğrultusunda elektrikli ve otonom araç pazarı olacaktır. SUV tarzı araçların gelecek dönemlerde popülaritesinin artacağı da söylenebilir.

Markets and Markets tarafından yayımlanan başka bir araştırma raporuna göre, 2024 yılında pazarın 2023 yılına göre %3,1 düzeyinde sınırlı bir büyüme yaşayacağı tahmin edilmektedir. 2024-2030 yıllarını kapsayan 6 yıllık süreçte global otomotiv sektörünün %2,4 yıllık bileşik büyüme oranı yakalayacağı ifade edilmektedir. Bu raporda önemli bir vurgu otomotiv elektrikli araç şarj noktalarında önümüzdeki yıllarda çok güçlü bir büyüme yaşanacağı genel mantık hep böyledir büyüyen bir sektörde çoğu zaman o sektöre yönelik hizmet sağlayan başka bir sektör daha agresif büyüme sağlayabiliyor. Burada da elektrikli araç şarj noktası üretimi yapan şirketlerin gelecek yıllardaki büyümeden maksimum faydalanacağını söyleyebiliriz.

Abiresearch tarafından 2024 yılının 3. çeyreğinin sonu itibariyle yayımlanan“Vehicle Shipments and Mobility Services Market Data Overview: 3Q 2024” rapora göre 2024 yılında evet otomotiv sektöründe %3,3 gibi bir büyüme olacak ama bu 2023 yılındaki yıllık büyümenin gerisinde kalıyor. Bölgelere göre küresel araç satışlarını gösteren ilgili grafikte bunu destekliyor.

Son olarak projeksiyon kısmında dünyada saygın bir imaja sahip SP Global tarafından yayımlanan otomotiv sektörüne dair 2024 yılı projeksiyonuna göre, otomotiv sektöründe global toplam satış adetlerinin 88,3 milyon seviyesine gelmesi ve yıllık bazda %2,8 düzeyinde bir artış yaşaması tahmin edilmektedir. Otomotiv sektörü globalde mevcut olan sıkı para politikasından olumsuz etkileniyor bu yüzden otomotiv sektörel ihracat verileri ve global otomotiv sektörü projeksiyonlarında otomotiv sektörü için hep ılımlı ve ufak düzeyde büyüme rakamları öngörülüyor.
Sonuç itibariyle otomotiv sektörü döngüsel bir sektör ve faiz duyarlılığı gerçekten çok yüksek. Kredi hacminin dar, faizlerin yüksek olduğu konjonktürde mevsimsel artışları bir kenara bırakırsak genel olarak olumsuz etkileniyor 2025 yılında yerelde faiz döngüsünün terse dönüp kredi musluklarının açılması global tarafta bilhassa Avrupa kısmında devam eden faiz indiriminin sürmesi ve kredi hacminin artması koşulu gerçekleşirse 2025 yılında hem yurt içi hem yurt dışı tarafta daha iyi performans sergileyebilir.
Burada yapmış olduğum yorumlar kendime notlarımdır. Uzman değilim. Yatırım danışmanı değilim. Lütfen yatırım kararlarınızı SPK lisanslı yatırım kuruluşlarından alınız. Buradaki yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez. Yapacağınız kâr veya zararlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi araştırmalarınızı yapmanızı öneririm.
Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla
Sektör analizi başarılı, devamını dilerim. Emeklerinize sağlık.
Bu seriye başlamanız çok iyi olmuş. Devamını bekliyoruz