İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Öncü Göstergeler & Sektör Analizi – Kasım 2024 (2)

SİGORTA

Sigorta sektörüne dair bilgileri, Türkiye Sigorta Birliği tarafından yayımlanan mali tablolar ve istatistikler üzerinden her ayın son haftasında düzenli olarak takip edebiliyoruz.

Burada sigorta şirketlerine ve sektöre dair çok kapsamlı bilgi havuzuna sahibiz, bu arada en çok kullandığımız iki veri var: Birincisi prim üretimleri sıralaması verisidir. Bu veriden hem şirketlerin aylar bazında pazar payı verisini takip edebiliyoruz hem de hayat ve hayat dışı alanların pazar payının seyrini görebiliyoruz. Burada bir dipnot olarak pazar payı verisi aktif büyüklüğüne göre de yapabilir, bu durum da hayat dışından ziyade hayat kısmı pazar payı büyüklüğünde öne çıkacaktır ama ben sigortacılık faaliyetlerinden elde edilen teknik kârı merkeze aldığım için prim üretimine göre pazar paylarını oluşturdum. 

İkinci  en önemli veri setlerinden biri de satış kanalı bazında yazılan primleri takip ettiğimiz kısım. Buradan sektörün ve şirketlerin prim üretim tutarları verisine ulaşıyoruz. Zaten sigorta şirketlerinde en basit haliyle gelirler prim gelirleri ve yatırım gelirleri olarak ikiye ayrılır. Basit ve halk diliyle anlatırsak siz sigorta şirketi olarak, poliçeler üzerinden prim topluyorsunuz bu prim tutarlarını değerlendirmek için bu paraları hisse senetlerine görece daha az riskli olan bono, vadeli mevduat ve benzeri, gibi sabit getirili enstrümanlara koyuyorsunuz ve buradan da yatırım geliri elde ediyorsunuz.

Satış kanalı bazında yazılan primler veri seti içinden prim gelirlerini takip ediyoruz yatırım gelirlerini ise şirketlerin yayımladığı sunumlarda yer alan yatırım portföy dağılımı ve bu portföyün getirisi üzerinden inceliyoruz. Burada önemli nokta şudur ki: Yatırımcılar direkt yatırım gelirine bakmamalı, yatırım gelirlerinden yatırım giderlerinin çıktığı net yatırım gelirleri kalemine bakmalı. Yatırım gelirlerinde esas olan burasıdır.

Prim gelirleri demişken burada bir kaç temel şeyden bahsetmek istiyorum müsaadenizle, üzülerek söylüyorum son dönemde  sigorta sektöründe başarının tek ölçüsü prim üretimiymiş gibi bir algı oluşmaya başladı, bu durumu sosyal platformlarda çok bariz görüyoruz, oysa aslında prim üretiminin tek başına pek bir anlamı yoktur. Esas olan, şirket kârlılığıdır  ve şirket kârlılığının en önemli unsuru da kuşkusuz teknik kârlılıktır. Sigorta sektöründe teknik kârlılığı ölçen en iyi rasyo bileşik rasyodur. Operasyon rasyosu da denilir, zaten bu rasyo, şirketin yatırım gelirlerini dışlayıp sigortacılık gelirlerine odaklanır. Hasar oranı, masraf oranı ve komisyon oranının toplanması sonucunda bulunur. Bileşik oran da 100 başabaş noktasıdır, buradan ne kadar aşağı inerse şirket için sigortacılık faaliyetleri anlamında o kadar kârlıdır.

Mümkünse bileşik rasyonun en iyi versiyonu olan net bileşik rasyoyu hesaplamak ve analize dahil etmek daha yararlı olacaktır. Bileşik rasyo hesaplanması birazcık karmaşıktır, eğer bu rasyoyu hesaplamak istemiyorum ben prim artışına bakayım diyorsanız bileşik  rasyo kadar kaliteli ve doğru olmasa da teknik kârlılığın tam bir resmini ortaya koymasa da ve en önemlisi hasar gideri dışındaki giderleri sürece dahil etmese bile en azından salt prim tutarına bakmaktan çok daha mantıklı ve doğru olan buna ek teknik kârlılık üzerine en azından bir fikir edinmenizi sağlayan  hasar/prim oranına bakılabilir. Çünkü prim tutarına bakmak prim tutarı şu ayda bu kadar geldi  aylık bazda  %XX arttı, yıllık bazda %YY azaldı demek, inanın teknik kârlılık üzerine bize hiç bir fikir vermiyor ve vermeyecektir.

En basit haliyle halkın anlayacağı bir şekilde ifade edersek, hasar/prim oranı şudur: Bir sigorta şirketi, bir varlığı sigortalar ve bunun karşılığında sigorta poliçeleri üzerinden prim tutarı alır eğer sigortalanan varlıkta bir hasar/zarar oluşursa sigorta firması bir tazminat, bir bedel öder. İşte bu bedele biz hasar ödemeleri deriz. Gerçekleşen hasarların kazanılmış primlere oranlanması ile bulunur. Basite indirgeyerek anlattığım için muallak hasar karşılıklarını, devreden Brüt KPK’ları (Brüt Kazanılmamış Prim Karşılıkları) hiç dahil etmeden anlatıyorum. Buna ek olarak ise reasürör paylarının arındırılması sonucu bulunan net tutarlar üzerinden hesaplanan Net Hasar/Prim oranını da anlatmıyorum.

Hasar prim oranı ise topladığınız 100 TL prime karşılık ne kadar hasar tazminatı ödediğinizi gösterir. Söz gelimi bir şirket poliçe sahiplerinden 100 TL prim toplamış olsun ve bunun karşılığında da 50 TL hasar tazminatı ödemiş olsun, bu durumda hasar/prim oranı %50 bandında olacaktır. Hasar/prim oranı yorumlanırken bu oran ne kadar düşükse veya ne kadar düşme eğiliminde ise o kadar iyidir. Bileşik orandaki gibi kesin yüzdesel aralıkları bu rasyoda ifade etmek zordur, zira şirketin büyüme ve kârlılık politikasına, içinde bulunan makro koşullara göre bunun yorumu değişir ama genel olarak bu oran %90 üzerine çıkmazsa daha iyi olur, zaten %100 seviyesi ve üzeri olduğunda siz topladığınız primden daha fazla hasar ödediğiniz için ilgili branştan teknik kâr kısmına zarar olarak düşersiniz. Genel kural olarak hasar prim oranı ne kadar düşük olursa o kadar iyidir, %50 ve aşağısı ise çoğunlukla çok iyi bir seviye olarak kabul edilir. Bileşik rasyo veya hasar/prim oranı üzerinden bahsederken son bir ilave olarak şunu eklemekte yarar var bu rasyolar direkt ana branşlardaki prim tutarlarının toplamından oluşan kümülatif prim tutarı üzerinden hesaplanabileceği gibi, ana branşlar dediğimiz genel zarar, kaza, yangın ve doğal afet, sağlık  vb her bir ana branş kategorisi için tek tek de hesaplanabilir. Sigortacılık açısından daha kapsamlı ve daha doğru analizler için ana branş bazında bu rasyoları oluşturup analize koymak daha sağlıklı bir yöntemdir ve sigorta şirketleri operasyonlarını yürütürken de çoğunlukla bu rasyoları bu şekilde kullanırlar.

Sigorta sektörel verileri 3 başlıktan oluşuyor; hayat dalı,  hayat dışı dalı ve bunların her ikisinin toplamından oluşan genel toplam verisidir. Öncelikle hayat dışı dalın globalde sigorta sektörü içindeki payını globalde sigorta sektörü üzerine en önemli kuruluşlardan biri olan Swiss Re Institue tarafından yayımlanan raporlarda gördüğümüz üzere %55-60 düzeyindeyken bizde %80-90 bandında gidiyor yani globale nazaran çok daha güçlü bizdeki hayatdışı alan, tabi bunun tersten okuması da uzun vadede büyüme alanı, hayat alanına göre daha sınırlı.

Uzun vadeli sigorta yatırımı kapsamında -ki burada uzun vade derken bir kaç yıl değil belli ki bir kaç on yıl merkeze alacaksak- hayat dışı kategoriyi değil hayat kategorisini tercih etmek daha doğru olacaktır. Hayat kategorisinde kasım ayı toplam prim üretimi 9,8 milyar bandında geldi. Hayat prim üretimi aylık  %6,4, yıllık ise %76,1 düzeyinde büyüdü. Yıllık bazda hayat dalında yaşanılan büyüme de muhakkak ki enflasyonunda katkısı var ama buradaki büyüme yıllık bazda enflasyonun da üzerinde. Bu büyümenin bir getirisi olarak hayat kategorisi, ekim ayında %12,2 olan pazar payını %12,3 seviyesine çıkardı. Hayat kategorisi son 3 aydır pazar payını geçen yılın aynı aylarındaki pazar payının üzerine çıkartmayı başarmış durumda ve bu gayet olumlu. Önemli bir not olarak hayat sektöründe krediye bağlı diye tanımladığımız birikimsiz sigortalar var bunların ağırlığı genelde birikimli sigortalardan fazla ve ortalama %55-60 bandında seyrediyor son zamanlarda. Eğer faiz döngüsü terse dönüp kredi hacmi genişlerse burası inanılmaz düzeyde olumlu etkilenecek. Şu ana kadar prim artışında bu birikimsiz sigortalar düşük kredi hacmine göre gerçekten iyi performans sergilediler enflasyon etkisi var ama o etkiyi çıkartsak bile yine de bir büyüme var, faiz döngüsü terse dönerse burası çok daha iyi performans sergileyecek.

Hayat kısmındaki  büyümede bireysel emeklilik sisteminin gelişmesi ve bu alanda devlet tarafından sunulan teşvik ve iyileştirmeler sonucunda bireysel emeklilik sistemindeki hem fon tutarının hem de katılımcı sayısının artması büyümede önemli dinamiklerden biri konumunda bulunuyor. Hayat kısmında malum BES tarafının çok büyük bir önemi var. Nasıl ki hayat tarafında prim kısmını Türkiye Sigortalar Birliği üzerinden görebiliyorsak Emeklilik Gözetim Merkezi üzerinden de BES’e dair birçok öncü veriye ulaşabiliyoruz. 3. çeyrek bilançolarının sonu olan eylül ayının sonu itibariyle BES sisteminde katılımcı sayısı 9.330.396 adet iken kasım ayının sonu itibari ile bu sayı 9.453.459 adede ulaşmış durumda. BES tarafında katılımcı sayısındaki artış trendinin devam ettiğini rahatlıkla söyleyebiliriz. 

Tabi burada katılımcı sayısına ek olarak istersek EGM üzerinden sözleşme adetleri üzerinden de gidebiliriz günün sonunda tek bir katılımcı birden fazla sözleşme de imzalayabilir. Bu veriye baktığımızda kasım sonu itibari ile sözleşme adetleri 11.641.466 olarak gözükmekte ve katılımcı sayısı gibi burada da artan bir trend mevcut.

Buna ek olarak hayat kategorisinde EGM verilerinden biz yönetilen fon büyüklüklerini de şirket bazlı görebiliyoruz. Malum hayat sigorta şirketlerinde teknik kâra hayat ve hayat dışından gelen primlerle birlikte destek veren diğer kısım emeklilik teknik gelir başlığında yer alan emeklilik fonlarından elde edilen gelirler, yönetilen fon büyüdükçe buradan elde edilen gelir artıyor ve ortalama olarak hayat şirketleri toplam yönettikleri emeklilik fonlarından şirket bazlı değişmekle beraber %1,40-1,50 civarında bir fon yönetim/işletim ücreti alıyor ve bu kısımda en önemli gelir kalemi verisi burasıdır. Buradaki sektör ve şirket bazlı tutarları EGM üzerinden çekiyoruz burada fonlar büyümeye devam ediyor hayat tarafında. Buna ek olarak  aynı başlıkta en önemli ikinci gelir kalemi yönetim gider kesintisi kalemi burası genelde yıllık alınıyor ve asgari ücret artışına paralel buradaki kesinti kalemleri de güncelleniyor yukarı yönlü.

Hayat dışı kategorisinde kasım ayı toplam prim üretimi 67 milyar bandında geldi. Hayat dışı prim üretimi aylık  %9,3, yıllık ise %67,6 düzeyinde büyüdü. Yıllık bazda hayat dalında yaşanılan büyümede muhakkak ki enflasyonunda katkısı var, buradaki büyüme yıllık bazda enflasyonun da üzerinde ama yıllık bazda hayat kategorisinin gerisinde kalıyor büyüme oranı. Bu sebep dolayısıyla hayat dışı kategoride ekim ayında %87,8 olan  pazar payı kasım ayında %87,7 düzeyine geriledi. Hayat dışı kategorisi son 3 aydır pazar payını geçen yılın aynı aylarındaki pazar payının maalesef gerisinde seyrediyor.

Sigorta toplam (hayat+hayat dışı) sektörel prim üretimi  kasım ayında 77 milyar bandında geldi.  Sigorta toplam prim üretimi aylık %8,9, yıllık ise  %68,6 düzeyinde arttı. Sektörde kasım ve aralık ayları en iyi geçen aylar çünkü acenteler ve banka desteğiyle çalışanlarda acentelere ek olarak banka kanalları genel merkeze verdikleri prim taahhüdünü yakalamak için tabiri caizse vitese basıyor. Mevsimsel olarak da sektörde aralık ayları en güçlü prim üretiminin gerçekleştiği aylar zaten. Bu sebeple iyi gelen kasım ayı prim üretim verilerine ek olarak  aralık aylarında da prim üretim verileri artarak devam edecektir ve bu alanda faaliyet yürüten şirketleri destekleyecektir bu prim üretimleri. 

Ansgr kasım ayı prim üretimi, 6.077 milyon TL geldi. Prim üretimi aylık bazda %17 arttı, yıllık bazda ise %38 artış gösterdi. Ansgr bulunduğu hayat dışı kategorisindeki aylık prim üretiminin üzerine çıkmakla beraber yıllık bazda hayat dışı kategorisine göre maalesef oransal bazda bir büyüme yakalayamadı ve hayat dışı kategoriden daha az büyüdü. Prim üretimleri açısından bu durumun doğal bir çıktısı olarak ise Şirket’in hayat dışı kategoride sahip olduğu pazar payı azaldı. 2024 yılı ekim ayında %9,20 olan pazar payı kasım ayında %9,19 düzeyine geriledi. Şirket 2024 yılının tüm aylarında pazar payı açısından 2023 yılındaki pazar payının gerisinde kaldı. Şirket son iki yıldır bariz bir şekilde pazar payı kaybetmeye devam ediyor. Peki bu pazar payı kaybının sebebi nedir?

Şirket genel bir politika olarak fiyat rekabetinden kaçınıyor  halk diliyle ifade edersek; yani kaliteli ürün satıyorum uygun fiyata satmam bakış açısı olarak da nitelendirilebilir. Çünkü şirket kârlılığı merkeze alıyor ve bu yüzden fiyat rekabetinden kaçınıyor. Buna ek olarak bazı alanlarda da artık büyümeye niyeti yok. Söz gelimi kaza gibi alanlarda, büyüme gibi bir niyeti yok. Bu alanda kendi açısından yeterli doygunluğa ulaşmış durumda. Şirket genel bir politika olarak ise daima tüm branşlarda ilk 3’te olmayı hedefliyor ve bu hedefleri noktasında çok güçlü.

Şirketin yatırım portföyü kısmına baktığımızda ise sabit getirili bonolar, tahviller mevduat gibi enstrümanlar var ağırlıklı olarak ve buralarda her çeyrek üzerine ekleyerek sabit getiri elde etmeye devam ediyorlar. Şu anda henüz faiz döngüsü için yatırım portföyü kısmında alınmış bir aksiyon mevcut değil, zaten faiz döngüsü de kademe kademe yapılacağı için portföyün ortalama faiz döngüsü düşse dahi makul seviyelerde kalmaya devam edecek ama gerektiği durumda İş Bankası tarafı, malum bu portföy kısmında çok doğru aksiyon alıyorlar, gerektiği zamanda güçlü bir aksiyonu rahatlıkla alacaklardır. Faiz döngüsünün değişiminin, yani düşüşünün Şirket’in sigortacılık faaliyetlerine etkisine bakmak için bileşik rasyoyu önce bilmek gerekiyor, yazının ilk kısımlarında bileşik rasyoyu ifade etmiştim. Tekrar vurgulamak istiyorum. Yani üzülerek söylüyorum son dönemde  sigorta sektöründe başarının tek ölçüsü prim üretimiymiş gibi bir algı oluşmaya başladı oysa aslında prim üretiminin tek başına pek bir anlamı yoktur esas olan, şirket kârlılığıdır  ve şirket kârlılığının en önemli unsuru da kuşkusuz teknik kârlılıktır. Sigorta sektöründe teknik kârlılığı ölçen en iyi rasyo bileşik rasyodur. Operasyon rasyosu da denilir, zaten bu rasyo şirketin yatırım gelirlerini dışlayıp sigortacılık gelirlerine odaklanır. Bileşik oran da 100 başabaş noktasıdır buradan ne kadar aşağı inerse şirket için sigortacılık faaliyetleri anlamında o kadar kârlıdır. Faizlerin aşağı inmesi hayat dışı kategori anlamında bileşik oranı aşağı çeker yani teknik kârlılığı yukarı çeker ve bu durum hayat dışı alanda faaliyet gösteren şirketler için olumludur. Kısacası hayat dışı kategoride yer alan şirketler gibi  Ansgr faizlerin aşağı inmesinden olumlu faydalanacaktır. 

Raysg kasım ayı prim üretimi 2.7 milyar TL bandında geldi. Prim üretimi aylık bazda %4 arttı, yıllık bazda ise %118 arttı. Yıllık bazda prim tutarı artışının hem hayat dalında hem hayat dışında bulunan şirketlere nazaran en yüksek olan şirket konumunda bulunuyor. Buna ek olarak bulunduğu hayat dışı kategorideki yıllık prim üretim artışının çok üzerinde bir büyüme gösterdi. Bu durum şirketin pazar payı verisine de yansıyor. Şirket 2024 yılının tüm aylarında 2023 yılındaki pazar payının üzerine çıkmayı başardı ve istikrarlı bir şekilde geçen yıla nazaran pazar payını arttırıyor. 2024  kasım ayında geçen yılın kasım ayına göre hayatdışı kategoride pazar payının en güçlü artış yaşadığı şirket Raysg oldu. Yılın başında hayat dışı kategorinin en büyük 9. şirketi iken artan pazar payı kazanımlarına bağlı olarak şu anda prim üretimi sıralaması açısından hayat dışı kategorinin en büyük 8. şirketi olarak pazar sıralamasını da arttırmış durumda. Peki Ray sigortada bu pazar payı kazanımının temel sebebi nedir? Öncelikle Ray Sigorta Vienna Insurance Group adlı Avusturya kökenli olan ve 30 ülkede faaliyet yürüten bir şirketin hakim ortağı olduğu bir şirket, Ray Sigorta’nın %90’dan fazlasına sahipler. Bu grup son yıllarda net bir şekilde Ray Sigorta’nın pazar payını ve pazar payı sıralamasını arttırmayı hedefliyor son dönemde Şirket’in BİST’e kote olan şirketler içerisinde pazar payını geçen seneye nazaran istikrarlı bir şekilde arttıran tek şirket olmasının arkasındaki motivasyon buradan geliyor, aynı grup 2025 yılında pazar payında agresif büyüme sürecini devam ettireceklerini beyan ediyor muhtemelen 2025 yılında da Raysg artan pazar paylarını göreceğiz.

Ray Sigorta’nın prim üretimi diğer şirketler gibi artmakla beraber yıllık bazdaki artışlar hem enflasyonun hem de diğer şirketlerin çok üzerinde bir büyüme yakalıyor. Bu büyümede en temel dinamik Şirket’in acentelerle kurduğu iyi ilişki ve acente büyümesini destekleyen bir yönetiminin olmasıdır. Türkiye’de toplam prim üretiminin 2024 yılı kasım ayı  içerisinde toplam kısımda ağırlığı %54 düzeyindeyken Ray Sigorta’nın faaliyet yürüttüğü hayat dışı kategorisinde %59 düzeyindedir. Yani prim satışlarının ezici bir şekilde kanal tercihi acenteler üzerinden ilerliyor. Şirket acentelerle kurduğu ağın öncelikle korunmasına sonrasında ise artmasına çok önem veriyor bazen kârlılıktan dahi daha çok önem verdiği bu durum, prim kısmındaki hacimsel ve tutarsal büyümenin en temel dinamiğidir. Tabi bu acente ağı önemli ve zorunlu tercih, çünkü Şirket’in arkasında bir banka desteği mevcut değil. 

Tüm sigorta şirketlerinde olan bir durum prim tutarlarının yılın son ayında en yüksek seviyelere ulaşmasıdır. Bu durum Raysg için çok belirgin bir şekilde mevcut. Aralık ayında yılın açık ara en güçlü prim üretim tutarlarına ulaşırlar muhtemelen, önümüzdeki ay çok güçlü düzeyde bir prim tutar artışı göreceğiz. Peki bunun sebebi nedir. Şirketin bazı sigorta kontratları büyük tutarlı kontratlar ve bu kontratlara sahip olan müşteriler geçmişten bu yana gelen bir davranış olarak aralık ayında kontratları yeniliyorlar (çünkü ocak itibariyle bir de zamlı olacak) yeter ki müşteri memnuniyeti devam etsin bu büyük kontrat sahibi olan müşterilerin memnuniyeti genelde ön planda tutulduğu için bu müşteriler daimi bir şekilde aralık ayında yenilemeleri yapıyor o yüzden aralık ayında prim tutarlarında önemli bir artış görüyoruz.

Ray Sigorta, malûm yatırım portföy kırılımını sunum ile paylaşmıyor. Bu yüzden yatırım portföy kısmı hakkında yatırımcı ilişkileri ile görüşmek gerekiyor. Genelde Raysg kısmında yatırım portföyü ağırlığı 90 günü geçmeyen vadeli mevduatlar üzerine kurulu aslında basit ve kesin bir yöntem tercih ediyorlar prim kısmından gelen gelirler risksiz ve sabit getirili mevduat kısmına konuluyor burada mevduat faizleri aşağı indiğinde yatırım portföyünün yüzdelik getirisi düşecektir ama bu yatırım portföyü büyüklüğünün mevduat faizlerinin düşüşünden önceki tutarının aynı olması durumunda geçerli, eğer Şirket yatırıma aktarılan prim gelirlerini tutarsal olarak arttırırsa ki, pazar payı büyüme politikası bunu arttırmaya yönelik, bu durum da yatırım portföyündeki vadeli mevduat tutarları düşse dahi tutarsal ve hacimsel bir büyüme olacaktır ama yatırım portföyü için vadeli mevduat faizlerinin azalması yatırım portföyünün yüzdesel büyümesinde olumsuz etki edeceği ise belirgindir.

Tursg kasım ayı aylık prim üretimi 9,4 milyar bandında geldi. Aylık bazda prim üretimi zayıf geçen bir önceki ayın baz etkisiyle  %26 arttı yıllık bazda ise %41 düzeyinde arttı. Hayat dışı kategoride aylık bazda en güçlü büyüme Tursg tarafında oldu yıllık bazda ise Raysg tarafında gerçekleşmişti. Hayat dışı kategorinin açık ara pazar lideri olan Tursg, 2024 yılının tüm aylarında geçen yılın aynı ayına nazaran pazar payını arttırmaya devam etti. Açık ara olan hayat dışı kategorideki pazar liderliği 2024 yılında perçinlendi.

Tursg 3.500’ü aşan acente 5 bine yakın banka şubesi ve 140 broker ağıyla 7 milyona yakın müşterisine hizmet sunan ve tüm satış kanallarında anlamlı bir paya sahip olan alanında lider bir konumda bulunuyor. Sektörden farklı olarak dağıtım kanallarında en maliyetsiz kanal olan merkez kanalını sektör ortalama dağıtım ağındaki merkez ağırlığından çok daha fazla kullanarak pazar payına ek olarak kârlılıkta da belli düzeyde bir fark oluşturabiliyor.

Birleşme sonrasında ortaya çıkan Tursg hayat dışı alan kısmında açık ara pazar lideri konumunda bulunuyor. Ana branşlar olarak nitelendirdiğimiz, genel zararlar, yangın ve doğal afet, kaza ve diğer kategorilerinde pazar lideri şirket son dönemde ağırlıklı politika olarak kara araçları ve sağlık branşlarında pazar payını arttırma amacıyla yoğunlaşıyor. Türkiye Sigorta yatırım portföyü kırılımını paylaşan nadir şirketlerden, çeyrek bazında burada alınan aksiyonları yatırım portföyündeki varlık enstrümanlarının dağılımını rahatlıkla görebiliyoruz.

Ak Sigorta prim üretimi genel akışın tersi olarak aylık bazda düştü. Genelde kasım ayı prim üretimi ekim ayının üzerinde olurdu. Aylık bazda %26’lık keskin bir düşüş oldu yıllık bazda ise %4,5 düzeyinde bir artış yaşadı. Ak Sigorta prim üretimi kısmında bağlı bulunduğu kategori olan hayat dışı kategorisinin prim üretim büyümesinin baya gerisinde kaldı. Bunun kaçınılmaz bir sonucu olarak geçen ay hayat dışı kategoride %5,02 olan pazar payı kasım ayında %4,86 düzeyine geriledi. Zaten 2024 yılının bir ayı hariç her ayında pazar payı geçen yılın aynı aylarındaki pazar payının gerisinde kaldı. Kasım 2024 yılındaki pazar payı da geçen yılın aynı ayının gerisinde seyretti.

Anadolu Hayat ve Emeklilik kasım ayı toplam prim üretimi 1.165 milyon tl bandında geldi. Prim üretimi aylık %2,5 düştü yıllık %62 arttı. Aylık bazdaki düşüşte sektörel bir durum etkili oldu. Kasım ayında, ekim ayına nazaran birikimsiz olan  vefata dayalı sigortalardaki düşüş temel sebep. Zaten aylık bazda bu sebeple bir çok hayat şirketinde düşüş oldu. Şirket hem aylık hem yıllık bazda hayat kategorisi prim üretim büyümesinin gerisinde kaldı bu sebeple 2024 yılı ekim ayında hayat dışı kategoride %12,67 olan pazar payı %12,59 düzeyine geriledi aylık bazdaki gerilemeye ek olarak yıllık bazda diğer hayat kategorisinde faaliyet yürüten birçok şirkete nazaran ise daha fazla bir büyüme yaşadı kategori bazındaki şirketler arasından gösterdiği bu performans pazar payı verisine de yansıdı. Şirket 2024 yılının mayıs ayından bu yana geçen yılın aynı aylarına göre pazar payını arttırmaya devam ediyor kasım ayında da geçen yılın kasım ayına nazaran pazar payını arttırmayı başardı.

Anhyt banka destekli bir sigorta şirketi. Türkiye’de prim üretiminin 2024 yılı kasım sonu  itibarıyla satış kanalı bazında incelediğimizde en büyük ikinci satış kanalı bankalar, lakin söz konusu hayat kategorisinde prim üretiminin satış kanalı bazında incelediğimizde bankalar açık ara lider durumda ve satış kanalı bazında ağırlığı %71 düzeyindedir. Bankaların hayat dalında satış kanalı olarak ezici bir üstünlüğe sahip olması dolayısıyla hayat kategorisinde acente dağıtım kanalı ağırlıklı prim üreten bir şirketin banka destekli bir sigorta şirketi ile rekabet etmesi çok ama çok zor her zaman banka destekli sigorta şirketi olmak ek bir avantajdır ama hayat dalı kategorisinde faaliyet yürütürken buna sahip olmak önemli bir rekabet avantajıdır.  Özel Banka desteğinin ne kadar önemli olduğunu anlatmak için hayat dalında faaliyet yürüten Anhyt üzerinden bir örnek vereyim, siz gittiğiniz bankadan konut, otomotiv veya farklı bir konu için kredi çekeceksiniz. Krediyi çektiğiniz zamanda krediye bağlı sigortalar diye nitelendirdiğimiz sigortalardan almanız mecburidir söz gelimi İş Bankası’na gittiğiniz bir ihtiyaç için (konut, ev vb) kredi çekeceksiniz ve bu krediye bağlı mecburi alınması gereken sigortalar var onları alacaksınız, peki kimden alacaksınız? Bankanın sigorta iştiraki olan Anhyt tarafından alacaksınız. Çoğu zaman sigortayı bankanın iştiraki tarafından yapılması da mecburidir. Bu yüzden bilhassa hayat dalında banka desteğiyle faaliyet yürüten sigorta şirketleri daima diğerlerine nazaran bir avantaj ve üstünlüğe sahiptir.

Bu grafikleri hazırlarken Agesa KAP üzerinden prim tutarlarına dair bildirimi henüz yayımlamamıştı. Normalde Türkiye Sigortalar Birliği, BİST’e açık tüm şirketler verisini yayımladıktan sonra yayımlanır ama bazen böyle istisnalar olabiliyor. Peki bu tür durumlarda ne yapmak lazım? Türkiye Sigortalar Birliği sitesi üzerinden İstatistikler başlığının alt kısmında yer alan Direkt-Endirekt Primler başlığından ilgili şirketin aylık prim üretimini çıkarabilirsiniz. Ben de bu şekilde yaptım burada önemli bir ayrıntı olarak hayat dışı BİST şirketlerinde direkt hayat dışı başlığı kullanılırken hayat kategorisinde yer alan BİST şirketlerinde hem hayat hem de hayat dışı kategorilerinde yer alan primlerin toplamını almak gerekiyor. Agesa toplam prim üretimi 1.292 milyon tl geldi. Prim üretimi aylık bazda %2,6 geriledi yıllık bazda ise %76’lık bir büyüme yakaladı. Aylık bazdaki gerilemenin etkisiyle geçen ay hayat kategorisi prim üretiminde %14,54 olan pazar payı bu ay %14,38 seviyesine düştü ama yıllık bazda pazar büyümesinden hafif daha fazla büyüme sonucunda geçen yılın aynı ayına göre pazar payını arttırmayı başardı.

Agesa, hayat kategorisinde uzun yıllardır pazar lideri konumunda bulunuyor. Şirket 2024 yılının her ayında  pazar payı açısından 2023 yılındaki pazar paylarını geçmeyi başardı ve pazardaki pazar lideri konumunu perçinledi. 2024 yılının kasım ayında gelen %14,38’lik pazar payıyla tüm BİST’e kote sigorta şirketleri içerisinde geçen yılın kasım ayına göre pazar payını en fazla arttıran şirket olmayı başardı. Hem hayat hem hayat dışı alanda bunun en güçlü sergilendiği şirket oldu. Agesa 3. çeyrek bilançoları içerisinde en iyi diyebileceğimiz sigorta bilançolarından birini getirmişti, performans olumlu yönde devam ediyor 4 çeyrek özelinde Anhyt gibi Agesa da banka destekli bir hayat şirketi olmanın getirdiği ve avantaj ve rekabet üstünlüklerine sahip ve 4 milyon müşteriye hizmet sunuyor. 

Agesa tüm bireysel emeklilik şirketleri içerisinde yönetimi altındaki varlıklar ve fonlar açısından açık ara pazar lideri durumunda bulunuyor. Şirket BES pazarında devlet katkıları ile birlikte yaklaşık 217 milyar civarında bir fonu yönetiyor ve BES kapsamındaki yatırımcı sayısı 2,1 milyon civarında. Agesa BES alanında özel şirketler arasında %19,1 pazar payıyla açık ara pazar lideri konumunda bulunuyor. Yani hayat kategorisinde prim üretiminde pazar lideri olduğu gibi bes sisteminde de pazar payı açısından yine pazar lideri konumunda bulunuyor. Hayat sektörünün genelinde olduğu gibi Agesa şirketinde de bireysel emeklilik sistemindeki büyüme ve farkındalığın artması olumlu yansıyan bir durum. Prim kısımlarını nasıl Türkiye Sigortalar Birliği verisiyle ay ay takip edebiliyorsak bireysel emeklilik sistemindeki katılımcılarının fon büyüklüklerini de emeklilik gözetim merkezi verileri üzerinden takip edebiliyoruz burada tek kısıt devlet katkı payları ve otomatik katılım mevcut değil ama biz yine de her bir şirketin yönettiği fon büyüklüğündeki artışı görebiliyoruz. Bir örnek olması için  Agesa’ya bakarsak bilanço dönemi itibarıyla devlet katkıları ve OKS hariç 185,9 milyar olan fon büyüklüğü kasım sonu itibariyle 191,7 milyara yükselmiş durumda bulunuyor.

Ama kişi derse ki, ben bir ay geriden veriyi almak yerine haftalık almak istiyorum buna ek olarak şirket bazlı fon büyüklüğünü devlet katkısı ve otomatik katılım ile görmek istiyorum derse bunu da yapabiliriz EGM verisi üzerinden. Haftalık bazda gelen şirket bazlı BES göstergeleri ve haftalık bazlı otomatik katılım göstergelerini toplayıp haftalık bazda hayat şirketi tarafından yönetilen toplam emeklilik fonu büyüklüğünü bulabiliriz. Örnek olması açısından ben Agesa şirketinde bunu yaptım. 3. çeyrek bilanço dönemi sonu olan eylül sonu itibariyle 216.686 milyon tl bandında olan Agesa fon büyüklüğü 13 aralık itibariyle gelen son veriye göre %5,6 artarak 228.829 milyon TL büyüklüğe ulaşmış durumda bulunmaktadır. 

Emeklilik Gözetim merkezi üzerinden bireysel emeklilik şirketlerinin fon toplam büyüklüğünün pazardaki şirketlere göre ağırlığına ve pazar payı verisine de ulaşabiliyoruz. Agesa üzerinden gidersek 2024 yılı kasım ayı itibariyle Agesa’nın toplam fon büyüklüğündeki pazar payı %19,70 bilanço dönemi itibari ile yani eylül ayının sonu itibari ile buradaki pazar payı %19,10 idi yani yönetilen toplam fon büyüklüğü açısından pazar payını arttırmış durumda tabi burada kamu ve özel tüm şirketler içerisinde pazar lideri olan Türkiye Hayat ve Emeklik Şirketi’nin pazar payının bilanço döneminden bu yana bu alanda toplam fon büyüklüğünün  daha fazla arttığını söylemekte yarar var. Buna ek olarak bu analizi toplam katılımcı sayısı açısından pazar payı anlamında yaparsak da Türkiye Hayat ve Emeklilik Şirketi’nin %25 pazar payına sahip olduğunu göreceğiz. Tabi burada Agesa için  yaptığımız tüm analizlerin aynısını Anhyt için de yapabiliriz ama ben zaman kısıtı sebebiyle sadece Agesa üzerinden gittim.

Global Sigorta Sektörü

Globalde sigorta sektörü üzerine en kapsamlı veri ve projeksiyonların oluşturulduğu ve aynı zamanda dünyanın en büyük reasürans şirketlerinden biri olan Swiss Re Institue tarafından yayımlanan “Global economic and insurance market outlook 2025‒26” adlı raporda geçen projeksiyona göre sigorta sektöründe yer alan şirketlerin prim üretim verisinin global bazda 2025 ve 2026 yılında 2019-2023 aralığındaki primden daha güçlü bir büyüme yaşayacağını ifade etmektedir, yalnız prim üretimi maalesef 2025 ve 2026 yıllarında 2024 yılının gerisinde kalacaktır.

Yine aynı raporda globalde sigorta sektörünün özkaynak kârlılığına dair yayımlanan projeksiyonda sigorta sektörünün 2025 ve 2026 yıllarında özkaynak kârlılığının 2024 yılından daha güçlü olacağı gözükmektedir.

Swiss Re Institue tarafından hayat sektörü üzerine yayımlanan bir başka raporda projeksiyon 2027 yılına kadar uzatılmış. Burada hayat sektöründe prim üretimlerinin globalde %60 bandında artacağı yatırım gelirlerinin ise %40 bandında artacağı öngörülmekte. 2024-2027 yılları arasında ise hem prim ve hem yatırım gelirleri kısmında istikrarlı bir artış beklenmekte.

FAKTORİNG 

Faktoring tarafı ekim ayında finansal kiralama tarafına nazaran daha iyi bir performans gösterdi. Her iki sektörü de anlatmak muhakkak çok güzel olurdu fakat yazının fazla uzamaması sebebiyle bu yazıda sadece Faktoring tarafını anlatacağım. Burada Faktoring tarafında Faktoring gelirlerinde yaşanan büyüme, vergi öncesi kâra ve net kâra olumlu yansıdı. Faktoring gelirleri ekim ayında  kümüle olarak %12 büyürken aylık bazda %7,5 düzeyinde bir büyüme yaşadı. Büyümeyi destekleyen bir diğer faktör, finansman giderlerinin esas faaliyet gelirleri olarak da nitelendirdiğimiz Faktoring gelirlerine oranla payının azalması brüt kârlılığı destekledi. Finansman giderlerinin esas faaliyet gelirlerine oranı %65,2 den %64,9 geriledi. Esas faaliyet giderleri ve diğer faaliyet giderlerinden Faktoring gelirleri içerisinde payının azalması ise bir önceki aya nazaran daha güçlü bir karşılıklar öncesi kâr elde etmesine Faktoring şirketleri açısından imkân sağladı.

48 tane şirketin faaliyet yürüttüğü Faktoring sektöründe (bu tutar azalarak devam ediyor 2010 yıllarında 76 civarında Faktoring şirketi vardı ülkemizde) Faktoring tarafında esas faaliyet gelirleri olarak nitelendirdiğimiz, Faktoring gelirleri tarafında ekim ayında aylık bazda bir önceki aya ve geçen yılın aynı ayına göre bir yükseliş olduğunu görmekteyiz. Burası tamamıyla esas faaliyet gelirleri kaynaklı olduğu için buradaki yükseliş gayet önemlidir. Faktoring gelirlerinin ve Faktoring net kârının ekim ayında artmasında, Faktoring tarafında faizin yüksek veya az olmasından ziyade kredi hacminin dar olması sebebiyle kobilerin hızlı bir şekilde kredi musluğuna erişme isteğini en esnek bir şekilde Faktoringler aracılığıyla sağlaması, Faktoring şirketlerinin kobilere son çeyrekte hedeflerini tutturmak için ilgisini arttırması, bankaların kredi vermekteki isteksizliği ve bu koşulda  en temel faktörler oldu.  Faktoring cirosu/Faktoring gelirleri tarafında önemli olan bir nokta ise bu cironun/gelirlerin kabili rücû faktoring işlemlerinden mi yoksa gayrikabili rücû faktöring işlemlerinden mi ağırlıklı olarak geldiğidir. Bu kavramları açıklamak gerekirse; şirketin alacağın ödenememesi riskinin Faktoring şirketi tarafından üstlenilmediği faktoring işlemi kabili rücu faktoringdir. Şirketin alacağın ödenememesi riskinin faktoring şirketi tarafından üstlenildiği ve sağlandığı faktoring işlemi ise gayrikabili rücu faktoring işlemleridir. Bu açıklamadan da anlaşılacağı üzere, risk açısından kabili rücu faktoring gelirleri görece daha az risklidir şirket bazlı inceleme yaparken muhakkak denetim raporları veya sunumlar üzerinden faktoring gelirlerinde bu iki kategoriden hangisinin ağırlığının daha fazla olduğunu incelemekte yarar vardır.

Faktoring sektörü tarafında hem müşteri sayısında hem de sözleşme sayısı bakımından %1 yakın düzeyde bir azalma gerçekleşti. Faktoring sektöründe genel bir eğilim olarak faiz oranları yüksek olduğunda Faktoring şirketlerinin müşterilerine sunduğu faiz oranları da artıyor bu durum faktoring müşterilerinde talep azalmasına ve müşteri sayısının azalmasına sebep oluyor. Türk rating tarafından Faktoring sektörü üzerine en çok vurgulanan konu, bu müşteri sayısının azalması ve bunun gerekçeleridir. Faktoring şirketlerinin faiz oranlarının azalması ile birlikte müşterilerine sunduğu faiz oranlarının azalması şüphesizki burada ki hem müşteri sayısının hem de sözleşme sayısının artması ile sektöre olumlu katkı yapacaktır. Özetle faiz indirim döngüsünde faizlerin aşağı inmesi faktoring şirketlerinin lehine oluyor. Faktoring sektörü ekonomik aktivitedeki bu tarz yavaşlamalara genelde özkaynaklarını arttırarak cevap verme eğiliminde olur ekim ayında gelen sektörel verilerde bunu gördük ve sektörün özkaynak tutarlarında artış gözlemledik. 

Faktoring sektöründe faizlerin artışı kaynaklı ortaya çıkan durumlardan olan artan finansman maliyetleri ve ekonominin soğuması ve faktoring müşterilerinde talep azalması ve müşteri sayısının azalması etkisini en bariz bir şekilde, takipteki alacaklar ve takipteki alacakları karşılama oranı olarak da nitelendirdiğimiz Non-performing loan (NPL) verilerinde görüyoruz. Takipteki alacaklar tutarında istikrarlı bir artış görüyoruz sektörde 2024 yılının ekim ayı itibariyle 4.674 milyon TL bandına kadar arttı ama burası tutarsal bir yapıda ve kümüle olduğu için  daha sağlıklı yorumlanması için buraya değil takipteki alacakları karşılama oranı diye nitelendirdiğimiz NPL oranına bakmamız lazım NPL oranı 2024 yılında özellikle temmuzdan itibaren bozulmanın belirgin olduğu ve oranın arttığını görmekteyiz. Faiz döngüsündeki aşağı yönlü bir hareket faaliyetlere ek olarak bu metriklerde olumlu yönde bir toparlanmaya imkan verecek ve sektörün lehine olumlu bir görünüm oluşturacaktır.

Global Faktoring Sektörü üzerine “Kings Research” tarafından yayımlanan ve globalde en büyük faktoring şirketlerini kapsamını alan çalışma bulgularından oluşturulmuş güncel rapora baktığımızda 2024 yılında sektörde %7,3 düzeyinde bir artış olacağı öngörülmektedir. Aynı raporda faktoring sektöründe 2031 yılına kadar ılımlı bir büyümenin devam edeceğini görmekteyiz. Bu artışta alternatif finansman kaynaklarına karşı duyarlılığın artması, geleneksel krediye erişimde zorluk çeken kesimlerin faktoring tarafına yönelmesi ve faktoring tarafının sunduğu esneklik ve hızlı hizmet verme süreci en temel faktördür. 

Faktoring sektöründe globalde en önemli kurumların başında, “Facilitating Open Account” gelmekte bu kurum tarafından 1995 yılından bu yana faktoring hacmini gösteren görsele baktığımızda Küresel Faktoring hacmi,  grafikte görüldüğü üzere son dönemlerde neredeyse istikrarlı bir şekilde artmaktadır. Global faktoring sektörü büyüme noktasında son yıllarda bir ivme yakalamış durumdadır.

Avrupa Merkez Bankası ECB, son yıllarda istikrarlı bir şekilde büyüme sağlayan faktoring sektöründe global ve yerel bazda gerçekleşecek bir faiz azaltım sürecinin sektördeki ciro ve kârlılık artışını tetikleyebileceğini ifade etmekte. Yani global kurumlarda sektördeki hareketlilikte temel itici güç olarak faizlerin aşağı gelmesine vurgu yapıyor. Tabi burada bir nokta daha var onu vurgulamakta yarar var,  global bazda ülkelerin içinde faaliyet yürüten faktoring şirketlerinin cirosunun, ülkenin Gayri Safi Milli Hasılasına oranlaması sonucunda dünya ortalaması %4 düzeyindedir. Türkiye’de bu oran %2,7 ile global ortalamanın aşağısındadır. Bu durum Türkiye’de faktoring sektörünün büyüme açısından henüz doyum noktasına ulaşmadığı ve büyüme açısından bir potansiyele sahip olduğu şeklinde yorumlanmaktadır.

ARACI KURUM

Aracı kurumlara dair sektörel verilerin tamamını Türkiye Sermaye Piyaları Birliği üzerinden alıyoruz. Burada her ay yayımlanan bülten ve tablolar aracılığıyla aracı kurumlara dair çok önemli bilgiler elde ediyoruz. Aracı kurumlar olası bir faiz döngüsünün terse evrilmesinde yani faizlerin aşağı çekilip kredi hacminin genişlemesinden en fazla olumlu faydalanan sektörlerden biri olabilir, tabi burada kredi hacmi genişlemesi ve düşük faiz oranıyla piyasaya sürülen paranın hisse senetlerine gitmesi koşulu gerçekleşirse. Aracı kurumların gelirini daha doğrusu operasyonel gelirlerini en basit haline indirgersek komisyon geliri ve komisyon dışı gelirler diye de ifade ettiğimiz ve ağırlıklı olarak faiz gelirlerinden oluşan gelirler diye ikiye ayırabiliriz.

Komisyon gelirleri, aracılık, kurumsal finansman ve portföy yönetimi başlıklarından gelmektedir. Aracılık faaliyetleri pay piyasası borçlanma araçları vadeli işlem, para piyasası vb işlemlere yapılan aracılık faaliyetlerinden alınan komisyon gelirlerini ifade eder. Kurumsal finansman kısmında ise, başta halka arz olmak üzere borçlanma ihracı ve şirket devralma birleştirme gibi faaliyetlerde yürütülen aracılık faaliyetlerinden elde edilen komisyon gelirleri yer alır. Portföy yönetim kısmında ise yatırım fonları emeklilik fonları gibi fonların yönetiminden elde edilen komisyon gelirleri olur. TSPB tarafından en son yayımlanan veriye göre enflasyon muhasebesi uygulanmış aracı kurum sektörel bilançolarında komisyon gelirlerinin payının %35 bandında olduğu gözükmektedir. Faiz gelirlerinde ise ağırlıklı olarak türev işlemlerinden elde edilen gelirler, kredili menkul kıymet işlemlerinden gelirler olarak kategorize edebiliriz. Misal bu faiz işlemlerini daha fazla somutlaştırmak için faiz gelirlerinde önemli bir yeri olan pay kredisi faizlerini anlatabilirim. En basit haliyle  yatırımcıların aracı kurumlardan teminat olarak gösterdikleri hisse senetleri karşılığında aldıkları kredi tutarı üzerinden ödediği faiz rakamıdır. Müşteri hisse senedini daha yüksek bir fiyattan alırsa gelen kârla ödünç aldığı hisse için faizi öder ve üstüne kârı cebinde kalır. İşte müşterinin ödediği faiz tutarı aracı kurumun faiz gelirlerine dair basit bir örnektir.

Bist toplam işlem  hacmi verisi günlük bazda Borsa İstanbul’un sitesinden de çekilebiliyor ben genelde şirket bazlı hacimleri Borsa İstanbul’dan çekip Bist bazlı hacimleri TSPB (Türkiye Sermaye Piyasaları Birliği) tarafından yayımlanan aylık rapordan alıyorum o yüzden verileri buradan aldım. 

Aracı kurumların en temel komisyon geliri, pay piyasası ve vadeli işlem piyasasında alım satım işlemlerinde yapılan aracılık faaliyetlerinden kaynaklı komisyon gelirleridir. Pay piyasası ve vadeli İşlem hacimlerinde artış oldukça burada komisyon gelirlerinde artış görmekteyiz. Bu sebep dolayısıyla aracı kurum şirket ve sektörel analizlerde en önemli metrik olarak pay piyasası ve vadeli  işlem hacim verilerinin toplamından oluşan toplam hacim verisini takip ediyoruz. Pay Piyasası genel işlem hacimlerinde kasım ayının ekim ayına nazaran daha iyi gittiğini rahatlıkla söyleyebiliriz  3. çeyreğe nazaran henüz bitmemiş olmakla beraber 4. çeyreğin biraz geride kaldığını söyleyebiliriz. İşlem hacimleri anlamında 2024 yılının aralık ayı işlem hacimlerinin özellikle 4. çeyreğin de katkısıyla  2023 yılına yaklaştığını ama hafif bir şekilde geride kaldığını görebiliyoruz. Vadeli işlem hacimlerinde ise tutarsal olarak 2024 yılı 2023 yılının üzerinde geçti zaten. Burada vadeli işlem hacimlerinin artmasında en temel sebep 2024 yılının son aylarını bir kenara bırakırsak  pay piyasasının görece çok zayıf gitmesi, görece düşük kazançlar sunması vadeli işlem hacimlerinde risk iştahını biraz daha arttırdı lakin söylemekte yarar var ki bu artış daha çok tutarsal bir artış oldu kontrat sayıları maalesef işlem hacmi ile aynı doğrultuda artmadı.

Bist, toplam işlem hacmi verisini, Borsa İstanbul sitesinden alabildiğimiz gibi TCMB tarafından EVDS kısmında yayımlanan piyasa verileri ana başlığındaki Bist endeksi ve günlük işlem hacmi başlığından alabiliyoruz. Toplam hacim kısmında yılbaşından bu yana hacim seyri bu şekilde gelişti. Özellikle aralık ayının 24 ve 25. günlerinde bir gerileme olsa da 26. gününde bir toparlama yaşadı. Çeyreklik bazda bist toplam hacmine baktığımızda ise 2. çeyrekte zirve seviyelere ulaşan toplam hacim verisi 3. çeyrekteki gerilemenin ardından 4. çeyrekte bir toparlama yaşadı.

Veri Analiz Platformu üzerinden, pay senedi alanındaki yatırımcı sayılarını görebiliyoruz ve bu veri her gün yenileniyor, düzenli takip edilmesinde aracı kurum sektörü için önemli bir veridir. Çünkü pay senedi yatırımcı sayısı arttıkça aracı kurumlar hisse senedi alım satım işlemlerinde yapılan aracılık faaliyetlerinden kaynaklı komisyon gelirlerinde artış yaşayacaklardır ve bu durum gelirleri açısından olumlu olacaktır. Yatırımcı sayılarında 6 aydır devam eden düşüşün ilk defa aralık ayında artışa geçtiğini görüyoruz burada şüphesiz ki halka arz için yatırım yapan kişilerin etkisi ve aralık ayında görece bir kaç halka arzın yapılmış olması önemli metrikler olarak karşımıza çıkıyor.

Aracı kurumlarda kurumsal finansman gelirleri başlığında yer alan Halka arz aracılık komisyon gelirleri  malum aracı kurumların önemli komisyon gelir kalemlerinden biri. Burada halka arz sayısı ve halka arz tutarı en önemli metrikler  durumunda yer alıyor. Malum 2024 aralık ayı itibari ile halka arz sayıları ve halka arz büyüklükleri  son 3 yılda olan halka arz sayısının ve halka arz büyüklüklerinin gerisinde kalmış durumda burada SPK bünyesinde yaşanan bazı krizler sebebiyle halka arz süreçlerinin ertelenmesi etkili oldu muhtemelen bu birikmiş halka arz talebi 2025 yılında çok güçlü bir seviyede gözükecek ve 2025 yılı hem halka arz sayıları hem de halka arz tutarları toplam  büyüklüğü anlamında  son 4 yılın en güçlü seviyesinde olacaktır bu durum şüphesiz ki aracı kurumların kurumsal finansman başlığında elde ettiği gelirlerin 2025 yılında yıllık bazda önemli bir artış yaşayabileceğinin sinyalini vermektedir.

Aracı kurumların kurumsal finansman başlığında pay senedi halka arzlarından komisyon gelirlerinden sonra en önemli gelir kalemlerinden biri de çoğunlukla nitelikli yatırımcılara satış yoluyla gerçekleşen özel sektör borçlanma aracı ihraçlarından elde ettiği komisyon gelirleridir. 2024 yılında hem bankalar tarafından  finansmana erişim tarafında yaşanan zorluklar hem de enflasyon kaynaklı artışa bağlı olarak tutarsal bazda özel sektör borçlanma araçları ihracında bir artış oldu lakin adetsel bazda, borçlanma aracı sayıları anlamında  son iki yıla göre bir düşüş var malum borçlanmanın maliyetinin görece geçmiş yıllara nazaran daha fazla olduğu ve buna ek olarak yatırım gibi büyüme fırsatlarının sınırlı olduğu bir yıl oldu bu iki sebep adetsel bazda düşüşte temel dinamikler.

Aracı kurumlarda portföy yönetim gelirleri başlığında yer alan varlık yönetimi yani yatırım fonu, emeklilik fonu vb üzerinden elde ettiği komisyon gelirleri  malum aracı kurumların önemli komisyon gelir kalemlerinden biri durumunda bulunmakta. Aracı kurumlar burada kurucusu olunan veya yönetilen fonlardan komisyon geliri almaktadır. Son dönemde bilhassa portföy yönetim şirketlerinin etkinliği ile  hem yatırımcı sayısı anlamında hem de portföy büyüklüğü anlamında yatırım fonlarında ve emeklilik fonlarında önemli bir artış var ve bu durum VAP verileri  ve Emeklilik Gözetim Merkezi üzerinden çok bariz gözüküyor.

Türkiye’de yatırımcıların, yatırım tercihleri üzerine kapsamlı bilgiler edindiğimiz nadir raporlardan olan TSPB verisine baktığımızda  yurt içi yerleşiklerin sermaye piyasalarında en önemli yatırım aracı çoğunlukla vadeli mevduat oluyor. Geçmişten bu yana devam eden bu güçlü eğilim mevduatın artıp enflasyondaki değişim oranın düşüp reel kazanç sağlanması ile birlikte daha da arttı. Genel olarak yurt içi yerleşikler mevduat, tahvil-bono gibi sabit getirili ve hisse senetlerine kıyasla görece daha düşük risk barındıran enstrümanlar tercih ediliyor. Pay piyasası yani hisse senetleri için ise maalesef ağırlığı bunlara nazaran çok düşük seviyede, uzun vade açısından pay piyasası önemli bir büyüme potansiyeli taşıyor ama bu yatırımcı davranışındaki bazı temel değişimlerin olması koşulu ile gerçekleşecektir. Garip bir veri olarak ise Türkiye sermaye piyasalarına yatırım yapan ama yurt dışında yerleşik yatırımcılar ise Türk yatırımcıların tam aksine yatırımlarının ezici bir ağırlığını hisse senetlerine yapıyor. Aynı piyasa ama iki farklı yatırımcı tipi temelde yatırımcı davranışı ve yatırımcı psikolojisindeki farklılaşmayı görüyoruz.

Aracı kurum sektörel raporunu aylık almakla  beraber, aracı kurumların hacim verilerini günlük bazda alıp takip edebiliyoruz. Aracı kurumlar veri takibinin günlük bazda kapsamlı olarak yapılabildiği nadir sektörel gruptan günbegün gidişatı takip edebiliyoruz verileri Borsa İstanbul’un sitesinden Pay Piyasası ve VİOP ayrımlarıyla günlük toplanabiliyor. Günlük bazda veri olduğu için fiyatlamalar ve tepkiler de buna duyarlı bir biçimde gelişiyor. Tabi aracı kurumlarda komisyon gelirleri, mevcut gelirlerin yalnızca bir kısmı  TSPB gelir kırılımlarına detaylı değindiğimiz gibi bir çok farklı komisyon geliri ve buna ek olarak komisyon dışında faiz gelirleri var. 

Ben burada sadece ortalama hacim verilerini şirket bazlı vereceğim ama muhakkak şirketlerin sunum ve dipnotları üzerinden hem hisse senedi alım satımından gelebilecek tahmini komisyon gelirini hem de sunumda kırılımları verilen diğer komisyon geliri ve faiz gelirlerini kişisel olarak çalışmak yararlı olacaktır ama tekrar hatırlatmakta yarar görüyorum ki hisse senedi alım satımından gelebilecek tahmini komisyon gelirleri aracı kurum gelirlerinin sadece bir kısmı ve gelirlerin çoğunluğunu oluşturmuyor. Benim grafikleri oluşturduğum tarih (Aralık, 27) itibari ile aracı kurumlarda neredeyse 4. çeyreği bitirdik. Bu sebep dolayısıyla şirket bazlı pay piyasası hacimleri ve viop hacimlerinin toplamından oluşan toplam ortalama hacim verilerini çeyreklik bazda inceleyebiliriz. Ben tüm aracı kurum şirketlerini almadım burada sadece takip ettiğim bazı şirketlerin ortalama hacim verilerini aldım ve burada sadece onlara yer vereceğim. İş Yatırım Menkul Değerler 4. çeyrekte ortalama 40,8 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi. Özellikle viop tarafında oransal olarak güçlü bir şekilde artan hacimlerle birlikte neredeyse 3. çeyrek ortalama hacim rakamlarına yakınsadı.

Global Menkul Değerler, 4. çeyrekte ortalama 3,2 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi. Özellikle viop tarafında oransal olarak güçlü bir şekilde artan hacimlerle birlikte ortalama hacim anlamında 4. çeyrek , 3. çeyrekten daha güçlü ve daha iyi geçti. Hacim anlamında bir önceki çeyrekten daha iyi performans gösterdi.

Gedik Yatırım Menkul Değerler, 4. çeyrekte ortalama 8,3 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi.   Her ne kdar viop tarafı güçlü hacim ile geçmiş olsa da pay piyasası tarafında özellikle geçen yılki ortalama hacimlere göre de zayıf geçen ekim ve kasım aylarının etkisiyle zayıf kalan seyir gösterdi ve çeyreklik bazda toplam hacimlerde gerileme yaşadı.

İnfo Yatırım Menkul Değerler, 4. çeyrekte  18,5 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi. 3.çeyrekte hem viop hem pay piyasası tarafında yapılan hacimlerin gerisinde kalındı bunun bir sonucu olarak 4. çeyrek ortalama hacimler 3. çeyreğin gerisinde kaldı.

Osmanlı Yatırım Menkul Değerler, 4. çeyrekte  6,9 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi. Her ne kadar viop tarafında hacimler 3. çeyreğin üzerinde olsa dahi pay piyasası hacimleri bunu desteklemediği için 4. çeyrekte ortalama hacimler 3. çeyreğin önemli miktarda gerisinde kaldı.

A1 Capital Menkul Değerler, 4. çeyrekte  9,1 milyar bandında ortalama toplam hacim gerçekleştirdi. Her ne kadar viop tarafında hacimler 3. çeyreğin üzerinde olsa dahi pay piyasası hacimleri bunu desteklemediği için 4. çeyrekte ortalama hacimler 3. çeyreğin hafif  gerisinde kaldı.

Burada yapmış olduğum yorumlar kendime notlarımdır. Uzman değilim. Yatırım danışmanı değilim. Lütfen yatırım kararlarınızı SPK lisanslı yatırım kuruluşlarından alınız. Buradaki yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez. Yapacağınız kâr veya zararlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi araştırmalarınızı yapmanızı öneririm.

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerik korunmaktadır !!