Bugün bir dost ile özlü düşünce, özdeyiş üzerine konuştuk…kendimizi tanımlayan, hatta ileriye dönük bakış açımızı temsil eden bir ‘temel düşünce.
Aklıma ilk gelen güçlü özdeyiş: ‘per aspera ad astra’ oldu. Malum 1861’de Kansas eyaletinin kuruluşunda benimsenen simge ya da tanımlama. Herhalde daha evveli de var eski Yunanlılara kadar uzanan ama …kesin değil.
Manası: ‘Zorluklarla yıldızlara doğru’ gibi bir şey.
Kesin…kısa ve etkili bir slogan ve hangimiz sürekli zorluklarla savaşıp… iyi yerlere gelmeye çalışmadık. Yıldızlar olmasa da. 🙂
Ama benim sevdiğim…bundan daha güçlü, daha evrensel, daha kişisel ve çok daha direkt ve net bir özdeyiş var. Sahibi de belli: Filozof Friedrich Nietzsche idi. ‘1888’de. Was mich nicht umbringt, macht mich nur staerker!’
“beni öldürmeyen şey, beni daha da güçlendirir”.
Aslında yeni bir şey değildi. Benzer düşünceler yüz yıllar evvel yüzlerce düşünür tarafından dile getirilmişti. Değişik sözlerle. Ama hiç kimse düşünceyi bu kadar net, kişisel ve güçlü şekilde tanımlamamıştı.
Mesela 200 yıl evvel:
“Zorluklarla daha akıllı hale geliriz; Refah, hakka olan takdirimizi yok eder.” demişti. Genç Seneca
Bunun gibi daha çok özdeyiş veya alıntı da var…aynı yönde.

Tabii ki söylem genel de doğru gibi ama büyük zorluklar, felaketler sonrası travmalar yaşayıp kırılan, hayata küsen ve ölen insan sayısı da oldukça fazladır bence.
Yine de hayatta kalanlar, kalabilenler… daha da güçlenmiş olarak devam ediyor. Bu bir gerçek. Burada üstat Nietzsche haklı. Bu bir kişisel motto, slogan olabilir mi?
Benim için oldu. Hayatımda geçirdiğim bin bir zorlukların, ölüm tehlikelerinin…haddi hesabı yok. Birini halen iyi hatırlıyorum: Ölü Denizde 1.000 metreden… bir güvenlik testi esnasında…yanlış kullanımdan veya tepkiden dolayı sarılmış, dolanmış yamaç paraşütümün ipleri ve kanadı …takla atmaktan başka bir seçenek bırakmayan ‘dolanmış iplere bağlı bir kanat’.
Sonuç: 1 dakika kadar süren boğuşmam- ipleri açmak için-…ve o esnada 42 takla atarak denize çakılmam. Deniz seviyesine 200 metre kala…ekipmanın 2. güvenlik paraşütünü açtım….Açılmadı. :))
Korku yoktu. Sadece oğlum…şimdi gerçekten s.çtın dedim kendi kendime. Ama 2. paraşütü çekiştirmeye devam ettim. Suya çarpmadan 2-3 saniye evvel bayağı bir açıldı gibi oldu. Ve Allaha şükür…hızımı biraz kesebildi. Fena çarptım. Ve kurtarma botunun gelmesi…1 dakika kadar sürdü gibi. O süreçte bir de dolanan iplerin arasında batmamak için…çırpınıp duruyorum. Oturduğum koltuğun veya kanadın kilitlerini açmak bile aklıma gelmedi.
Videosunu bulursam- merak eden olursa- paylaşırım.
1 hafta içerisinde ‘yaralarımı yalayıp’, hastaneye bile gitmeden…toparlanıp yine uçtum. Beni öldürmeyen şey beni daha da güçlendirir…diyerek. :))
Yani…adam haklı bayanlar, beyler.
İlk yorum yapan siz olun