İbrahim ile sadece borsa, temel analiz, şirket bilançoları falan konuşmuyoruz. Aynı anda spor, sağlık, metabolizma konusunda da muhabbet ediyoruz. Şu anlar bu muhabbet ne kadar tek yönlü olsa da. 🙂
Sonuçta onun dikkatini bu yöne çevirebilirsem, bu hayati konularda ne kadar daha iyi bir altyapısı oluşursa…sağlık konusunda o kadar daha derin konuları işleyebiliriz, araştırabiliriz ve anlayabiliriz. Aslında temel analizden hiçbir farkı yok.
Bu yüzden bu benim için de yeni ve ‘ilginç’ olan bulgularla dikkatini bu yöne çevirmeye çalışıyorum. Aramızda konuştuklarımızı sürekli burada da sizlerle paylaşmamı öneriyor.
Bu yazı son ‘bulgunun’ bir örneği: Fruktoz, yani tatlı meyvelerde, yüksek fruktozlu mısır şurubunda (HFCS) falan bulunan bu şeker türü… glikoz gibi kas hücrelerinde direk kullanılamıyor. Hatta beyin hücrelerinde veya yağ hücrelerinde bile kullanılamıyor! Karaciğere gönderilip orada – ihtiyaca göre – glikoza veya yağ asitlerine (trigliseritlere) çevrilip, akabinde ya enerji niyetine veya da yağ depolarına gönderilmek üzere kullanılabiliyor.
Yani spor öncesi enerji niyetine yediğimiz muz veya elma mitokondrilere yakıt olmak yerine… karaciğere yük olabilir. Tabii ki meyvelerde bulunan vitaminler, polifenoller, antioksidanlar, lifler vs. meyveleri yine de sağlıklı bir besin yapmaktadır. Ama meyveleri sınırlı, dikkatli tüketmek, hele sıkılmış meyve sularından kaçınmak -burada liflerin eksikliğinden ve fruktozun çok daha hızlı kana karışıp, karaciğere yük olmasından dolayı – kaçınılması gereken bir durum gibi duruyor…chatgpt’yi anladığıma göre.
Burada bir konu hariç…her şey doğru. Evet, meyve suları daha sıkıntılı ama kan şekerini yükselttiğinden değil…Yapay Zeka’nın yazdığı gibi. Daha ciddi nedenlerden dolayı ki akabinde- fırsat verince – kendini düzeltiyor:
Evet, glükoza, yani şeker tüketimine zararlı diyoruz ki bu kesinlikle doğru, ama früktoza göre glükoz cidden ‘gayet normal ve olağan’ bir yakıt. Früktoz ayrı bir dünya.
Yani meyve yiyelim tabii ki ama spor yaparken meyve enerji verir ‘mantığı’ yanlış. Vücut gerekli enerjiyi her halükarda mobilize ediyor, ha karaciğerde depolanmış olan glikojeni kullanarak… ha yüzbinlerce kalori olarak depolanmış yağ hücrelerimizi boşaltarak. 🙂
Vücuda sadece yağ yakma imkanı ve fırsatı verilsin, yeter. Hücrelerimizde Lipoliz ve Beta-oksidasyon ile sağlanan bu yağ yakma süreci vücudun en önemli metabolizma yollarından biri. Başlı başına bir derya.
Sonuç: Aç kalırım, enerjisiz kalırım falan diye korkmayın. Vücut on binlerce yıldır ‘aç kalmaya’ ama yine de mükemmel işlemeye adapte olmuş, evrilmiş bir organizma.
Bu günlük bu kadar yetsin. 🙂
Bu arada: ben sadece sürekli okuyan, sorgulayan biriyim. İşin uzmanı veya profesyoneli falan değilim. Okuduklarımı da paylaşıyorum. Yanlış anladığım, yorumladığım şeyler de olabilir. Yazdıklarım size araştırmak, öğrenmek, sorgulamak için sadece ilham olsun. Zıt bir şey okursanız, bilgiyi kaynağı ile paylaşın ki…öğrendiğimi sorgulayayım, düzeltme fırsatım olsun.
Bu arada Metabolizma terimini kullandım ama…eminim bir çok kişi metabolizmamızın neleri içerdiğinden ve hayatımızı, sağlığımızı, daha doğrusu sürekli hastalıklı olmamızı nasıl etkilediği üzerine hiç bir fikri veya bilgisi yok! Yani hasta olmamızı bin bir şeye yorarız ama kendi metabolizmamıza berbat davrandığımız gerçeğini aklımıza bile getirmeyiz. Metabolizma teriminin açılımını artık bir dahaki sefere işleriz. 🙂
İlk yorum yapan siz olun