İçeriğe geçmek için "Enter"a basın

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (8) (Dupont Analizi 1)

Merhaba dostlar,

Finansal okur yazarlığa katkı sağlaması ve borsa ile yeni tanışan benim gibi küçük ve gariban yatırımcılarla öğrendiğim bilgileri paylaşmak bakımından yeni bir proje olarak burada bütün bilgilerimi, çalışmalarımı, makalelerimi, notlarımı paylaşmaya karar vermiştim.

Bu proje kapsamında;

“Bilanço Analizi”  

“Gelir Tablosu Eğitim Analizi” 

Nakit Akış Tabloları Analizi”

“Eğitim ve Temel Analiz”

“Temettü ve Yatırım Stratejisi”

“Yatırımcı Psikolojisi”

“Şirket Analizleri”

“Portföyüm”

Başlıkları altında çeşitli çalışmalar, yazılar yayımladım.

Şunu da belirtmek isterim ki; buradaki yazılar benim kendime notlarımdır. Ben hoca veya uzman değilim, öğrenmeye çalışan bir öğrenciyim, yanlışlarım olabilir. Son olarak ise burada hisse hakkında yapılan tüm yorumlar eğitim amaçlıdır yatırım tavsiyesi içermemektedir.

Bu yazımızda da çok kıymetli ve değerli büyüğümüz, Hocamız, rahmetli Yaşar Erdinç Hoca’mızın yatırımcılık üzerine anlattığı değerli bilgileri ve aldığım notları Yaşar Erdinç Hoca’mızın anlatımıyla kaleme alınmış şekilde sizlerle paylaşmak istiyorum.

Yazıları sırasıyla okuyarak devam ederseniz daha yararlı olacağını düşünüyorum.

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (1)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (2)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (3)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (4)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (5)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (6)

Yaşar Erdinç Hoca / Gerçek Yatırımcı Olmak (7)

tıklayarak önceki bölümlere gidebilirsiniz.

Sekizinci bölümde Dupont analizi ile devam edelim.

Hadi başlayalım;

“Buradan sonrası Yaşar Erdinç Hoca’mın sözlerinden alınmıştır.”

Dupont Analizi (1)

“Arkadaşlar bu bölümde Dupont analizini anlatacağım. Her ne kadar ismi böyle biraz yakışıklı olsa bile, hani kulağa böyle “aaa hiç anlamayacağım bir şey” gibi gelse dahi, bunun çok basit bir analiz olduğunu ve bizim neleri anlamamızı sağladığını birlikte göreceksiniz. Hani önceki yazılarda sizlere şunu söylemiştim: Bir şirket için 2005’e kadar olan dönemde 1995 ile 2005 arası baktığım zaman endeksi ikiye üçe katlayan şirketlerde, hep öz varlık kârlılığının yüksek olduğunu yada düşükten hızla yükselişe geçtiğini ve bu şekilde endeksi katladığını fark ettiğimi demiştim. İşte Dupont analizi de bu öz varlık kârlılığının analizi. Tekrar açıklamak gerekirse, öz varlık dediğimiz şey: Bir şirketin bütün varlıklarından borcunu çıkardığımızda geriye öz varlık kalıyor. Ve her sene acaba bir şirket öz varlığının üzerine ne kadar ekleme yapıyor? Bu çok önemli!

Evet, Dupont analize gelirken tabi ki şöyle bir şey söyleyeyim. Karmaşık gibi görünse de olmadığını anlayacaksınız. Bir çok rasyolar var, daha önceki gördüğünüz yazılarda stok devir hızı, stok devir süresi, alacak kaç günde tahsil ediyor? Ticari borçların devir hızı, kâr marjları, esas faaliyet kârı vesaire… tüm bunları gördük. İşte böyle bir durumdaki mesela; net kâr marjı demek, ne anlama geliyor? Net kâr / Satışlar’ı böldüğünüzde 100 liralık satışta ne kadar net kâr olduğunu görüyorsunuz. Artı aktif devir hızı dediğimiz şeyi daha önce görmüştünüz. İşte toplam varlıklarla ne kadar satış yapabildiğiniz: Satışlar / Varlıklar.

Öz Varlık Kârlılığı: Net kâr /Öz Varlıklar.

Yani böyle bir sürü baktığımızda rasyolar var ve finansal borcu vesaire.. İşte yatırımcı bunların hepsine bakıyor ve diyor ki:”Hocam kafam allak bullak oldu. Hangi rasyoya bakacağım?”, “Yani bir sürü rasyo var, oran var, bu oranlardan hangisine bakacağım?” Biz de diyoruz ki, öz varlık kârlılığı çok önemli, öz varlık kârlılığına bakman lazım. Ama yüksek öz varlık kârlılığını yaratan şey nedir? Bunun analizini yapacağız.

Sektörde birçok şirket olabilir ve bu şirketlerden öz varlık kârlılığı yüksek olan şirketler mi daha iyi? Yoksa öz varlık kârlılığının yüksekliği nereden kaynaklanıyor? İyi bir faaliyet etkinliği mi yapıyor şirket? Yoksa maliyetlerini mi çok etkin kullanıyor? Yoksa borçları mı yüksek? İşte ilginç bir şekilde bir şirketin borçları arttığında öz varlık kârlılığı da yüksek oluyor.. “Nasıl oluyor?” derseniz. Burada sizlere gösterebilirim. A şirketi ve B şirketi adında iki şirketimiz var ve bunlarda toplam varlıklar. Her ikisininde 500 TL olsun, evet toplam varlıkları 500 milyon TL olsun veya 500 TL olsun. Yani her ikisi de aynı sektördeler, aynı işi yapıyorlar ve toplam varlıkları da 500 TL.

Bu şirketler bakıyoruz ki, satış yapıyorlar ve toplam satışlar 500 TL’den 1.000 TL olsun veya 500 milyon TL varlıkları var 1 milyar TL’de toplam ciro yapıyorlar. Kârları da 100 milyon olsun. Şimdi bu şirketler arasında bir fark var mı? Hepsinin fabrikaya harcadığı para duran varlıkları, toplam varlıkları, dönen varlıkları 500 milyon. Toplam satışları 1 milyar ve 100 milyon da net kâr etmişler. Hiçbir fark gözükmüyor. Fakat şeye baktığımızda, şirketlerin toplam borcuna baktığımızda A şirketi varlıkların, yani 500 milyon liralık varlığın 100 milyonunu borçla finanse etmiş. Burası çok önemli!

Özellikle de bu noktada işte işler değişecek. Toplam borç oranlarına baktığımızda, kaldıraç oranlarına yani, 500 liralık varlığın 100 lirası borçmuş. Yani: 100/500=%20 imiş borç kaldıraç oranı. Burada da (B şirketi) 400 milyonmuş toplam borcu, 500 milyon da toplam varlığı varmış. 400/500=%80. Bir bakıma varlıkların %80’i borç neredeyse. Dolayısıyla bu aşamada bunun borç oranı oldukça yüksek.

Peki Öz Varlıklar Ne Oluyor?

Öz varlıklar, toplam varlıklardan borcu çıkartacağız. 500 milyondan 100 milyon borcu çıkarttığımızda bunun öz varlığı (A şirketi) 400 ve burada da(B şirketi) 500 milyondan 400’ü çıkarttığımızda bunun öz varlığı (B şirketi)100 milyon.

Öz varlık kârlılığına baktığımızdaysa, dikkat ederseniz toplam kâr ne kadardı? 100 milyondu. Her ikisi de 100 milyondu. Ama öz varlık kârlılığı demek 100/400= %25 (A şirketi) yani kârı öz varlığa böleceğiz. %25 yani öz varlık kârlılığı. Fakat burada (B şirketi) öz varlığı 100 olduğu için, kârı da 100 olduğu için, 100/100=%100 B şirketi dikkat ederseniz. Çok daha başarılı gözüküyor, yani %100 öz varlık kârlılığına sahip olarak gözüküyor. Demek ki her iki durumu aynı olan şirkette , borcu olan, borcu yüksek olan şirketin öz varlık kârlılığı daha yüksek olabiliyor. Ama aynı zamanda öz varlık kârlılığı yükselen şirket bu borç nedeniyle daha riskli olabiliyor. Bu aşamada aktif kârlılığına baktığımızdaysa her ikisinin toplam varlıkları, yani “net kâr / toplam varlık” bize aktif kârlılığını veriyor. Çünkü toplam varlık demek aynı zamanda bilançoda aktif demek. Ve bu da 100/500=%20’e denk geliyor ve aktif kârlılığı burada da 100/500=%20 ikisinde de aktif kârlılığı aynı olmasına rağmen öz varlık kârlılığı birisinde %25 birisinde %100 bu nereden kaynaklanıyor?

Borç(kaldıraç) oranından kaynaklanıyor. Çünkü borcu yüksek olan şirketin öz varlıkları daha düşük oluyor. Ama aynı kârı yaptığı zaman, ikisi de aynı kârı yaptığı zaman öz varlık kârlılığı yüksek oluyor. Borç kaldıraç oranı da bu şekilde.

Şimdi birinde %20 birinde %80, bu noktada öz varlık kârlılığını hesaplarken kârı / öz varlığa bölüyoruz. Fakat onun bir hesaplama biçimi daha var. (Aktif kârlılığı / 1-borç oranı=) Yani öz varlık kârlılığı aslında net kâr / öz varlık olmasına rağmen bunu oranlardan hesaplamaya kalkarsak eğer, şu aktif kârlılığını 1-borç oranına bölersek öz varlık kârlılığını görüyoruz.

Şimdi burada A şirketi için baktığımızda aktif kârlılığı %20

1-0,20=0,80 yapıyor. Bu da 1/4 yani %25 oluyor öz varlık kârlılığı. Aynı öz varlık kârlılığına ulaşıyoruz.

B şirketi içinse bu %20 aktif kârlılığı, borç oranı: 1-0,80=0,20

Dolayısıyla 0,20 bu da %100’e denk geliyor. Demek ki bir şirketin borcu yüksekse aslında öz varlık kârlılığı da yüksek olabiliyormuş. İşte Dupont analizi bize eğer şirketin öz varlık kârlılığı yüksekse bu nereden kaynaklanıyor onu bize gösterecek.

Fakat özellikle bu noktada vurgulamak istiyorum, borç arttıkça, mesela A şirketi 0,20. B şirketi 0,80 borç oranına çıktı. Bu payda küçülüyor, payda küçülünce ne oluyor? Oran büyüyor yani burada payda daha büyük, neden? Şuradan daha büyük bir borç oranı çıkartmış olsak, burası (A şirketi) 0,80 yerine 0,50-0,60 olacaktı. Yani burada her ikisinde de çok net bir şekilde görüyoruz ki borç oranı arttıkça payda küçülüyor, dolayısıyla oran büyüyor öz varlık kârlılığı büyüyor, buna dikkat etmenizi öneriyorum.

Demek ki bu noktada şöyle diyoruz: Eğer iki şirketin aktif kârlılığı aynı ise, öz varlık kârlılığının yüksek olmasının birinci nedeni şirketin borcunun diğerinden yüksek olmasıymış.

Bu yalnız birinci neden, ama başka nedenlerde var. Yani ama her iki şirketin aktif kârlılığı tabi ki aynı olacak diye bir şey yok.

Aktif kârlılığı çok yüksek olan bir şirketin öz varlık kârlılığı da yüksek olacaktır. Ona da birlikte bakacağız şimdi.

Evet, bir de ona bakalım. Peki borç oranları aynı ise ne olur?

Yani yukarıdaki örnek şirketlerde ne vermiştik size? Borç oranları farklıydı.

Peki şirketlerin borç oranları aynı ise öz varlık kârlılığını ne belirler?

Öz varlık kârlılığı olması ne demektir?

Dolayısıyla payda kısmı değişmiyor, o zaman aktif kârlılığı yüksek olan şirket, yani şu formülde ne diyoruz?

Yani payda aynıysa, her iki şirketin borç oranı aynıysa kimin aktif kârlılığı yüksekse onun öz varlık kârlılığı yüksek olacaktır.

Demek ki ikinci neden de aktif kârlılığının yüksek olmasıymış.

Şirketin hem aktif kârlılığı yüksek, hem borç oranı yüksekse, öz varlık kârlılığı da yüksek olacaktır. Ama karşılaştırmaları yaparken biraz sonra çok daha net bir şekilde göreceksiniz. Şimdi isterseniz devam edelim.

Evet, burada çok önemli diyebileceğim Dupont analizini bu şekilde verelim:

Öz varlık kârlılığı iki şeye bağlı, birincisi aktif kârlılığı, ikincisi de borç oranına bağlı. Borç oranı ne kadar yüksek olursa öz varlık kârlılığı da yüksek olur.

Peki aktif kârlılığının yüksek olup olmaması neye bağlı? Aktif devir hızına ve net kâr marjına bağlı. Aktif devir hızı dediğimiz şey elimizdeki varlıklarla, toplam varlıklarla ne kadar satış yapıyoruz?Yani ne kadar sürüm yapıyoruz? Bu bize faaliyet etkinliğini gösteriyor

Net kâr marjı ise ne kadar kârlı satıyoruz? Bir birimde yüzde(%) kaç kâr ediyoruz?

Dolayısıyla biz normalde aktif kârlılığını nasıl buluyoruz? Şu iki oranı çarparak (Net kâr marjı x Aktif devir hızı).

Bir şirketin aktif devir hızıyla net kâr marjını çarparsanız ne olacaktır?

Maliyet ve faaliyet etkinliği ortaya çıkacaktır.

Şöyle diyelim; aktif devir hızının formülü: “Satış/Aktif ” Yani satışlar bölü aktifler.

Net kâr oranı ne peki? “Net kâr/ Satış” dolayısıyla bu iki oranı çarptığımızda nasıl bir şey olacak?

(Satış/Aktif) (Net kâr/Satış)

Satışlar gidecek o zaman “Net kâr/Aktif” kalacak.

Yani net kârı da aktif oranına bölersek aktif kârlılığı bulacağız.

Dolayısıyla bu şirketin “aktif devir hızı x net kâr marjı” bize aktif kârlılığını verecek.

Buna maliyet etkin şirketler diyoruz. Net kâr marjını gösteriyor.

Aktif devir hızı: “Satış/Aktif” buna da faaliyet etkin şirketler diyoruz.

Demek ki bir şirketin aktif kârlılığı ne zaman yüksek oluyor? Maliyet etkinliği yüksek ve faaliyet etkinliği yüksekse bu şirketin aktif kârlılığı daha yüksek oluyor.

Peki aktif kârlılığı ile maliyet etkinliğine baktığımızda. Bir şirketin brüt kâr marjı yüksekse mesela satışların maliyeti, enerji giderleri, işçi giderleri, amortisman giderleri, ne kadar düşükse o kadar yüksek olacak. Artı faaliyet giderleri ne kadar düşükse işte; genel yönetim giderleri, pazarlama dağıtım, araştırma giderleri var, bunlar ne kadar düşükse o kadar iyi olacak. Artı diğer faaliyetlerden kâr/zarar ne kadar düşükse net kâr marjı da o kadar yüksek olacak.

Demek ki gelir tablosunda brüt kâr, esas faaliyet kârı ve diğer faaliyetlerden kâr /zararlara göre bu net kâr marjı değişiyor. Burada tabi vergi de var, ama vergi tüm şirketler için aynı.

Peki aktif devir hızı neye bağlı?

Dönen varlık devir hızı ve maddi duran varlık devir hızı. Buraya sabit devir hızı dedik hatırlayacak olursanız. Bilanço faaliyet etkinliği rasyolarında bunları göstermiştim.

Dönen varlık devir hızı ne zaman yüksek oluyor? Eğer alacak devir hızı yüksekse, stok devir hızı yüksekse dönen varlık devir hızı da yüksek oluyor. Ve maddi duran varlıklarla ne kadar çok satış yapıyorsak. Maddi duran varlık devir hızı da o kadar yüksek oluyor.

Bu yüzden Dupont tablosu bize öyle bir şey veriyor ki… mesela bir firmayı incelerken, sektöründeki bir firmayı, bu sektördeki firmanın dönen varlık devir hızı çok düşük olduğu için, maddi duran varlık(sabit duran varlık) devir hızı yüksek olsa bile, yani dönen varlık devir hızı düşüyorsa o zaman aktif kârlılığını düşürecek. Veya tersi dönen varlık devir hızı düşükse sabit varlık devir hızı yüksekse o zamanda aktif devir hızı düşük oluyor, aktif kârlılığını olumsuz etkiliyor.

Ama dönen varlık devir hızını düşüren faktör nedir? diye baktığımızda. Belki şirketin alacak devir hızı çok düşük, belki stok devir hızı çok düşük.

Dolayısıyla biz bütün bu rasyolara ne yaptık?/yapıyoruz? Birbirine kenetlemiş oluyoruz. İşte sürümden kazanan şirket faaliyet etkin, maliyetlerini kontrol edebilen şirket aktif kârlılığı yaratıyor.

Aktif kârlılığı ne kadar yüksekse öz varlık kârlılığı o kadar yüksek oluyor ve borç oranı şirketin ne kadar yüksekse öz varlık kârlılığı yine o kadar yüksek oluyor.

Halbuki, bizim istediğimiz şey: Borç oranı nedeniyle öz varlık kârlılığının yüksek olması değil. Bizim istediğimiz şey; aktif kârlılığı yüksek olsun ki, ondan sonra öz varlık kârlılığı yüksek olsun.

Evet, Dupont analizi dediğimiz analiz bu, şimdi bunun Fast Web Mali Analiz Pro’da nasıl yapıldığını birlikte inceleyelim. Bir sonraki yazıda buna bakacağız…”

Evet dostlar, yukarıdaki sözleri rahmetli Yaşar Erdinç Hoca’mızın eğitimlerinden aldığım notlardan oluşturup sizlerle paylaşmak istedim, devamı gelecek..

Okuduğunuz için teşekkür ederim.

Saygılarımla

İlk yorum yapan siz olun

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

error: İçerik korunmaktadır !!