Merhaba dostlar, Alfas’ın temel analizini geçtiğimiz aylarda web siteme yüklemiştim. Tıklayarak detaylı analizimi okuyabilirsiniz.

Yeni gelen 2023 ikinci çeyrek finansal tablolarını özet şekilde yorumlamak istiyorum. Çok talep geldi ilk detaylı analizimden sonra. İlk olarak 2023/6 dönem faaliyet raporundan ve finansal raporundan sektöre ve şirkete dair önemli bilgileri toplayıp ardından finansal tabloları yorumlayacağım.
Hadi başlayalım;
Dünya Güneş Enerji Sektörüne Genel Bakış
Uluslararası Enerji Ajansının (IEA) Yenilenebilir Enerji Piyasa Güncellemesi raporuna göre, küresel yenilenebilir kapasite ilavelerinin, şimdiye kadarki en büyük mutlak artış olan 107 GW artarak 2023’te 440 GW’ın üzerine çıkması bekleniyor. Bu, Almanya ve İspanya’nın toplam kurulu güç kapasitesinden daha fazlasına eşdeğerdir. Bu benzeri görülmemiş büyüme, genişleyen politika desteği, artan enerji güvenliği endişeleri ve fosil yakıt alternatiflerine karşı rekabet edebilirliğin iyileştirilmesi tarafından yönlendirilmektedir.
Hem büyük ölçekli hem de küçük dağıtılmış sistemler dahil olmak üzere güneş enerjisi kapasitesi, bu yıl küresel yenilenebilir kapasitede öngörülen artışın üçte ikisini oluşturuyor. Küresel enerji krizinin neden olduğu yüksek elektrik fiyatlarına yanıt olarak, başta Avrupa olmak üzere birçok ülkedeki politika yapıcılar, enerji güvenliğini artırabilecek ithal fosil yakıtlara aktif olarak alternatifler aradılar. Bu değişen odak noktası, özellikle artan yenilenebilir enerji talebini karşılamak için hızla kurulabilen konut ve ticari sistemler için güneş FV’si için elverişli bir ortam yarattı.

Rapora göre, güneş enerjisi, 2023’te küresel yenilenebilir kapasite artışının ana kaynağı olmaya devam ederek, konut ve ticari sistemler de dahil olmak üzere dağıtılmış uygulamalarla büyümenin %65’ini oluşturacak. Raporda yer alan hızlandırılmış senaryoya göre ise daha iddialı politikaların uygulanması
durumunda, yenilenebilir enerji kapasitesindeki artış bu yıl 500 GW’a çıkabilir ve bu, ana duruma kıyasla neredeyse %15 daha yüksektir. Gelecek yıl güneş enerji pazarının büyümesinin devam ederek 2023’e göre %7’nin üzerinde bir artışla 2024’te neredeyse 310 GW’a ulaşması bekleniyor. Raporda yer alan hızlandırılmış senaryoya göre, küresel yenilenebilir kapasite ilaveleri 2024’te ana tahminden neredeyse %20 daha yüksek olan 550 GW’a ulaşabilir. Bunun başlıca nedeni, son politikaların ve teşviklerin daha hızlı uygulandığı varsayılarak konut ve ticari PV kurulumlarının daha hızlı konuşlandırılmasıdır. Şebeke ölçeğinde karada rüzgar ve güneş enerjisi projelerinin olumlu tarafı, çoğunlukla geliştirilmekte olan projelerin izin alma, inşaat ve zamanında şebeke bağlantısına bağlıdır.
Genel olarak, kümülatif dünya yenilenebilir kapasitesinin 2024’ün sonunda 4.500 GW’ın üzerine çıkacağı ve Çin ile ABD’nin toplam güç kapasitesine eşit olacağı tahmin ediliyor. Hızlı dağıtılmış güneş FV büyümesi, yukarı doğru tahmin revizyonunun ana nedenidir. Uluslararası Enerji Ajansı’nın tahminlerine göre Avrupa Birliği’nde konut ve ticari güneş enerjisi sistemleri, artışın %74’ünü oluşturuyor ve artışın çoğunluğu (%82) altı kilit pazardan geliyor: Almanya, İspanya, Hollanda, Fransa, İtalya ve İsveç. Bu dönüşümü iki ana gelişme yönlendiriyor: Birincisi, Ocak 2021’den bu yana öz tüketim için güneş enerjisinin giderek daha çekici hale gelmesidir.
2023-2024’te AB kapasite ilaveleri (solda) ve seçilen başkentler için ortalama hane elektrik
fiyatları (sağda)

Covid-19’dan kaynaklanan ekonomik toparlanma sırasında yükselen gaz ve kömür fiyatları, Avrupa Birliği’nde perakende elektrik fiyatlarının Ocak 2021 ile Ocak 2022 arasında yaklaşık %60 artmasına neden olarak güneş enerjisinin öz tüketimini ekonomik açıdan daha cazip hale getirdi. Bu, dağıtılmış güneş FV’si için yukarı yönlü revizyonun %32’sini oluşturuyor. Rapora göre, bu dönüşümün ikinci nedeni, Rusya’nın Ukrayna’yı işgaliyle tetiklenen yeni pazar koşulları ve bazı ülkelerin dağıtık güneş enerjisi dağıtımını teşvik etmeye yönelik politika tepkisidir. Avrupa’daki daha yüksek perakende fiyatları ve somut politika eylemi, dağıtılmış güneş FV tahmin revizyonunun neredeyse %60’ını açıklıyor. Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından, gaz arzı kısıtlamaları nedeniyle Avrupa elektrik fiyatları Şubat’tan Ekim 2022’ye kadar %40 daha arttı. Politika yapıcılar, tüketiciler için enerji maliyeti artışlarının yükünü hafifletmeye yardımcı olmak üzere dağıtılmış FV dağıtımını hızlandırmak için hızlı hareket etti.

AB elektrik tüketicilerinin, yeni kurulan güneş enerjisi ve rüzgar kapasitesinden ek elektrik üretimi sayesinde 2021-2023 döneminde tahmini 100 milyar Euro tasarruf etmesi bekleniyor. Düşük maliyetli yeni rüzgar ve güneş enerjisi kurulumları, Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinden bu yana tahminen 230 TWh’lik pahalı fosil yakıt üretiminin yerini aldı ve tüm Avrupa pazarlarında toptan elektrik fiyatlarının düşmesine yol açtı. Bu kapasite ilaveleri olmasaydı, 2022’de Avrupa Birliği’nde elektriğin ortalama toptan satış fiyatı %8 daha yüksek olacaktı.

IEA’nın verilerine göre 2021 ve 2022’de Avrupa Birliği yaklaşık 90 GW PV ve rüzgar kapasitesi ekledi. Bu kapasite, taş kömürü ve doğal gaz üretiminin neredeyse %10’unu yerinden ederek, en pahalı elektrik santrallerini pazarın dışına itti ve tüm tüketiciler için fiyatı etkili bir şekilde düşürdü. Ayrıca, 2023’te 60 GW’lık bir güneş enerjisi ve rüzgar enerjisinin daha devreye girmesi ve bu yıl yer değiştirmeyi neredeyse %20’ye çıkarması bekleniyor.

Binalardaki gaz yer değiştirmesine en büyük katkının, 2023’te binaların elektrik tüketimi için 5 milyar metreküp ve 2024’te 10 milyar metreküpten fazla gaz tüketimini ikame eden 2022’ye kıyasla ek yenilenebilir üretim ile elektrik sektöründe öngörülen yenilenebilir enerji gelişmesinden gelmesi bekleniyor. 2023-2024’te elektrik üretimindeki büyümenin kümülatif olarak en fazla gazı yerinden edeceği tahmin edilen ülkeler İspanya, İtalya, Hollanda, Almanya ve Fransa’dır. İspanya ve İtalya, elektrik karışımlarında önemli gaz paylarına sahiptir ve yaz soğutma talebini karşılayan güneş enerjisi FV üretim modelleriyle uyumlu arz-talep profillerinden faydalanmaktadırlar. SolarPower Europe tarafından hazırlanan ve Intersolar Avrupa Güneş Enerjisi Konferans ve Fuarı’nda açıklanan “Güneş Enerjisi Küresel Piyasa Görünümü 2023-2027” raporuna göre, geçen yıl dünya genelinde güneş enerjisinden elektrik üretimi 1040 TWh’ten 1289 TWh’e yükseldi. SolarPower Europe’a göre güneş enerjisinin başarısının arkasındaki kilit itici güç onun maliyet rekabetçiliği açısından küresel lider olmasıdır. Güneş enerjisinin on yıllık kesintisiz düşüşünün ardından Seviyelendirilmiş Elektrik Maliyetinde (LCOE) ilk kez artış yaşanarak 2021’de 36 USD/MWh’den 2023’te 60 USD/MWh’ye yükseldi. Bu artışa rağmen, teknoloji fiyatlarındaki genel artış göz önüne alındığında, güneş enerjisi tüm fosil yakıtlardan ve nükleer enerjiden önemli ölçüde daha ucuz olmaya devam etti. 2021 yılında güneş enerjisi rüzgar enerjisinden daha ucuz hale gelirken, 2023 yılında bu ilişki tersine döndü. Bununla birlikte, üretim kapasitesindeki önemli artış ve küresel tedarik zincirlerinin gelişmesiyle birlikte, son aylarda silikondan modüllere kadar değer zinciri boyunca güneş enerjisi ürünleri fiyatları önemli ölçüde düştü ve bu yıl kriz öncesi seviyelere ulaşması bekleniyor.

Rapora göre, güneş enerjisi sektörünün 2023’te kayda değer bir büyüme göstermesi bekleniyor. Orta Düzey Senaryo göre, yeni kurulu güneş enerjisi kapasitesinin 2022’de kurulan 239 GW’a kıyasla %43’lük bir büyüme oranını yansıtarak 341 GW’a ulaşacağı tahmin ediliyor. 2023 için en kötü durumu modelleyen Düşük Senaryoda, 292 GW’lık pazar büyümesi öngörülüyor ve bu oran, 2022’ye göre hala %22 daha yüksek olacak. Bu yıl 402 GW’a kadar güneş enerjisi ilavesi öngören SolarPower Europe’un Yüksek Senaryosu doğrultusunda bir pazar gelişmesi çok daha muhtemeldir – bu sayı, BNEF ve S&P tarafından tahmin edilen (her ikisi de yaklaşık 380 GW’da) yukarı yönlü potansiyelden daha yüksektir. Enerji güvenliği birçok ülkenin gündeminde hâlâ üst sıralarda yer alırken ve geçen yılki rekor düzeydeki enerji fiyatları politika yapıcıların aklında hâlâ yer alırken, bu ülkeler önümüzdeki yıllarda güneş enerjisi sistemlerinin geliştirilmesini, kurulumunu ve şebekeye bağlanmasını kolaylaştıracak önlemleri uygulamaya yönelik çalışmalarını sürdürüyor.

Endüstri analistleri, 2023’ün Çin’de artan elektrik ihtiyaçları, düşük PV ürün fiyatları ve yenilenebilir kalkınma için siyasi hedefler tarafından yukarı doğru itilen yeni bir güneş enerjisi talebi seviyesine tanık olacağı konusunda geniş çapta hemfikir. SolarPower Europe’un raporu Çin güneş enerji pazarını yıllık bazda %49’luk bir büyüme oranı olan 141 GW’ı öngörerek daha iyimser tarafa yöneliyor. İyimser beklentiler, 2023’ün ilk çeyreğinde Çin’in 2022’nin aynı dönemine göre %155’lik bir büyümeyle rekor kıran 33,6 GW PV kapasitesini şebekeye bağlamış olmasından kaynaklanıyor. Çin Ulusal Enerji İdaresi’ne göre 2023’te 48,3 GW kurdu. Çeşitli analistlerden gelen projeksiyonlar geniş bir aralık gösteriyor, ancak hepsi 100 GW’ın kuzeyinde. Çin Fotovoltaik Endüstrisi Derneği (CPIA), pazarın 95 GW ile 120 GW arasında olmasını beklerken, TrendForce 148 GW tahmin ediyor. 2021 yılında 14,2 GW kurulum ve %265 büyüme oranı ile yaşanan toparlanmanın ardından, Hindistan’ın ilerleme devam etti ancak yavaşlayarak 2022’de 17,4 GW’a ulaştı. 2023’te, bir önceki yıla göre %15’lik bir büyümeyi temsil eden yaklaşık 20 GW’lık yeni kurulu kapasite ile nispeten daha yavaş bir büyüme yılı öngörülüyor.
2023’te çoğu Asya-Pasifik GW pazarında farklı gelişmeler bekleniyor ve Avustralya’nın %65 büyüyerek 6,5 GW’a çıkması bekleniyor. Tayvan 2022’de 2 GW olan pozitif yörüngesini 2023’te 2,6 GW’a çıkarmaya devam ediyor ve GW ölçeğini ilk kez 2022’de geçen Pakistan’ın şimdi 2023’te 1,3 GW’a ulaşması bekleniyor. Şebekeye bağlı güneş enerjisi dönemi, Japonya 2022’de küçüleceği tahmin ediliyordu ama aslında 6,5 GW’de sabit kalmayı başardı. APAC bölgesi bir bütün olarak küresel talebe hakim olmaya devam ederek ve 2023’teki toplam kurulumların %60’ını oluşturacaktır. Ancak sadece Çin dışındaki ülkelerdeki kurulumlar dikkate alındığında, bölgenin payının 2 puan gerileyeceği öngörülmektedir.

Avrupa pazarının 2023’te önemli bir büyüme yaşayacağı tahmin ediliyor. 2021’e göre 14,1 GW artı 2022’de 46,1 GW ekledi ve 2023’te yıllık %35 artışla 62,4 GW ekleneceği varsayılıyor. Bununla birlikte, Çin’in hakimiyeti nedeniyle, kıtanın pazar payı muhtemelen 1 puan azalarak %18’e inecek. Avrupa Birliği (AB), Green Deal ve REPowerEU girişimleri ve 2050 yılına kadar karbon nötr olma hedefiyle güneş enerjisi büyümesini destekliyor. AB-27 içinde, bir üye devlet olan Danimarka dışında hepsinin bir önceki yıla göre daha fazla güneş enerjisi kapasitesi kurması bekleniyor. Almanya ve İspanya için görünüm özellikle iyimser – her ikisi de sırasıyla 11,8 GW ve 11,4 GW şebeke bağlantısına göre modellenmiştir. Almanya’da 2023’ün ilk çeyreğindeki güçlü dağıtım, hükümetin hedefinin yaklaşık 3 GW üzerinde bir pazar öngörülüyor ve ilk kez yıllık 10 GW kurulum seviyesini aşıyor. Büyük konut güneş enerjisi ve depolama teşvik programının koşullarının kötüleşmesine rağmen, İtalya’nın 2022’de 2,5 GW’dan 2023’te 4 GW’ın biraz üzerine çıkarak daha fazla büyüme yolunda olduğu varsayılıyor. Diğer Avrupa ülkeleri Polonya, Hollanda, Fransa, Yunanistan, Avusturya, Belçika, Macaristan ve İsveç bu yıl güneş enerjisi pazarına da anlamlı bir katkı yapması bekleniyor. AB üyesi olmayan ülkeler arasında, Türkiye 2,1 GW kuracağına inanılırken, beş yıllık aradan sonra 2022’de GW haritasında yeniden görünen Birleşik Krallık’ın temelli geri döndüğü ve 2023’te 1,8 GW’a çıkması bekleniyor. İzinler, şebeke kapasitesi ve beceri eksiklikleri gibi zorluklarla karşılaşmasına rağmen Avrupa, 2023 ve sonrasında küresel güneş haritasında önemli bir oyuncu olmaya devam edecek.
Amerika pazar payı 2023’te %17’de sabit kalacağı ve kıtanın 58,5 GW ile güneş enerjisi kurulumları için en büyük üçüncü bölge konumunu koruyacağı öngörülüyor. Amerika’da güneş enerjisinin benimsenmesinin arkasındaki ana itici güç, 2022’de %53 olan payın 2023’te %60’a çıkması beklenen ABD’dir. Amerika Birleşik Devletleri’nin bu yıl güneş enerjisi kapasitesinde %60 artışla 34,9 GW’a ulaşacağı öngörülüyor. Enflasyon Azaltma Yasası’nın (IRA) Ağustos 2022’de kabul edilmesi, Biden Yönetiminin ABD’yi küresel bir temiz enerji santraline dönüştürme stratejisini ortaya koyuyor. Son mevzuat, ülkedeki güneş enerjisi projeleri için birincil yatırım mekanizması olarak hizmet veren yatırım vergisi kredisini (ITC), hem ticari hem de konut girişimleri için %26’dan %30’a çıkardı ve 2032’nin sonuna kadar yürürlükte kalacak. Brezilya, Amerika’daki en önemli ikinci pazar olan bu yıl için görünüm, geçen yıla göre biraz daha az umut verici görünüyor. Geçen yıl %99 büyüyen Brezilya pazarının 2023’te daha fazla büyümesi öngörülmüyor. Ancak 10,6 GW ile Amerika kıtasının %18’ini oluşturarak muhtemelen bir önceki yılın yüksek seviyesinde kalacak. Şili 2022’de kurulu 1,8 GW ve 2023’te %38’den 2,5 GW’ye ulaşan güçlü büyüme beklentileri ile bölgede giderek daha önemli bir oyuncu haline geliyor. Orta Doğu ve Afrika (MEA), 2022’de kurulumlarını %2,8’den %3,5’e çıkarmıştır. Durumun bu yıl da benzer olması bekleniyor. 17,1 GW ilavesiyle bölge, 2019’da elde edilen rekor seviyeleri büyük ölçüde aşarak %106’lık etkileyici bir büyüme oranı yaşayacak. Orta Düzey Senaryoya göre, MEA bölgesinin yüzde 1,5 oranında büyüyerek %5’lik bir küresel pazara ulaşması bekleniyor. Bu büyüme, öncelikle Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) ve Güney Afrika tarafından yönlendirilecektir. İkincisi, birkaç kurumsal satın alma projesinin konuşlandırılmasıyla 2022’de zaten bir GW pazarı iken, BAE bu yıl 2 GW Al Dhafra projesini çevrimiçi hale getirmeye odaklandı. Son paneller Nisan 2023’te kuruldu ve proje bu yıl, ülkede yapılacak olan COP28 etkinliğinden önce devreye alınacak.

Rapora göre, 2024’ten 2027’ye bakıldığında, pazar paylarının farklı bölgeler arasında yeniden dağılımı olacak. 2023’te %41’e ulaşan önemli bir pazar payı elde ettikten sonra Çin’in 2027’de yıllık %34 kurulum payıyla 2020 seviyesine geri dönmesi bekleniyor. Amerika kıtası, 2023’te %17’den 2027’de %16’ya düşerek hafif bir düşüş yaşayacak. Öte yandan, Çin hariç APAC, MEA ve Avrupa’nın 2023-2027 döneminde bir miktar pazar payı kazanması bekleniyor. APAC bölgesi, Çin dışındaki birçok ülkede güneş enerjisinin gelişimini yansıtan %18’den %22’ye çıkarak en büyük kazancı yaşayacak. Ortadoğu’daki büyük projeler ve Suudi Arabistan’ın ‘2030’a kadar 40 GW’ hedefine ulaşma taahhüdü sayesinde MEA bölgesi %5’ten %8’e 3 puan yükselecek. Avrupa’nın büyümesi, Avrupa Birliği’nin 2030 yenilenebilir hedeflerini artırma ve REPowerEU planı aracılığıyla Rusya’nın enerji ithalatına bağımlılığı daha da azaltma çabalarına bağlı olacaktır. Avrupa’nın 2027’de 120 GW ekleyerek küresel güneş enerjisinin %19’luk payına ulaşması bekleniyor.
Türkiye Güneş Enerji Sektörüne Genel Bakış
Enerji alanında bir ülkenin kendisine yetebilmesi konusu stratejik bir husus olup, günümüzde bağımsızlıkla eşdeğer görülmektedir. Gelişmekte olan Türkiye’nin 2023 yılı ve sonrasında artan nüfusunun enerji ihtiyacını büyük ölçüde kendi imkânlarıyla karşılayabilmesi sürdürülebilir kalkınma açısından gereklidir. TEİAŞ tarafından yayımlanan verilere göre, 2022 yılı Aralık ayı sonunda 103.809 megavat (MW) seviyesinde olan Türkiye toplam kurulu gücü, 2023 yılı ilk yarısı sonunda 104.903 MW seviyesine ulaştı. Haziran ayında toplam net 211,9 MW kurulu güç devreye alınırken, bu kurulu gücün 124,6 MW’si güneş enerjisi santrallerinden sağlandı.
Haziran ayında devrede olan santrallerin %54,8’ini yenilenebilir kaynaklardan elektrik üreten santraller oluşturdu. Böylece yenilenebilir kaynakların oranı artmaya ve %54 seviyesinin üzerinde kalmaya devam etti. Hidroelektrik santraller, Türkiye toplam elektrik kurulu gücünün %30,1’ini oluştururken, rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinin toplam kurulu güçteki payı %20,7 seviyesinde gerçekleşti.

Mayıs ayında yaklaşık 26,2 TWh olan toplam elektrik üretimi, yılın altıncı ayında 24,9 TWh olarak
gerçekleşti. Bununla birlikte, Haziran ayına ilişkin ortalama günlük elektrik üretiminin bir önceki
yılın aynı dönemine göre %2,1 ve bir önceki aya göre %8,8 gerilediği görülüyor. Gerçekleşen elektrik üretimi kaynak bakımından incelendiğinde ise, 2023 Haziran ayında toplam üretimin %9,4’ünün doğal gaz ve LNG santralleri tarafından gerçekleştirildiği görülmektedir. Barajlı hidroelektrik santraller, ilgili ayda toplam üretimin %19,0’ını karşılarken, akarsu tipi hidroelektrik santraller ise %11,6 oranıyla üretime katkıda bulunmuştur. İthal kömür santralleri Haziran ayında toplam üretimin %21,2’sini karşılarken, yerli kömür santralleri ise %15,4 oranında katkı sağlamıştır. Yenilenebilir enerji santrallerinden rüzgâr enerjisi santralleri toplam üretime %9,2 jeotermal ve güneş enerjisi santralleri ise toplam %11,0 oranında katkıda bulunmuştur. Diğer termik santrallerin üretimdeki payı ise %3,2 olarak gerçekleşmiştir. TEİAŞ tarafından yayımlanan üretim verilerine göre, 2023 Haziran ayında termik santrallerin gerçekleşen toplam üretimdeki payı %49,24 olarak kaydedilmiştir. Yenilenebilir enerji kaynaklarından elde edilen elektrik üretiminin payı ise %50,76 olarak gerçekleşmiştir.

2022 yılı ortalaması %42,7 olan yenilenebilir enerji santrallerinin elektrik üretimindeki payı, 2023
yılı Haziran ayında %54,0 seviyesinde gerçekleşti. İlgili dönemde, baraj tipi hidroelektrik santraller
toplam üretimin %18,8’ine katkıda bulunurken, nehir tipi hidroelektrik santralleri toplam üretimin
%11,4’ünü karşıladı. Bununla birlikte rüzgâr ve güneş enerjisi santrallerinden elde edilen elektriğin
toplam üretilen elektriğe oranı %20,6 olarak kaydedildi.


Lisansız elektrik üretim tesislerinin kurulu kapasitesinin büyük bir kısmını güneş enerjisi santralleri
oluşturuyor. Türkiye’de gelişen panel, ekipman ve modül üretim altyapısı ile birlikte üst seviyelere
taşınan mühendislik ve servis hizmetleri kalitesi, güneşe dayalı kurulu güç artışı için güçlü bir
zemin oluşturuyor. Yatırım maliyetlerinin düşmesiyle birlikte, lisanssız güneş ve biyokütle
yatırımlarının da ivmelenmesi bekleniyor.
Enerji ve Tabii kaynaklar Bakanlığı, 6446 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu’nun ‘Arz Güvenliği’
başlıklı 20’nci maddesi uyarınca hazırlanan Türkiye Ulusal Enerji Planı, 2053 net sıfır emisyon
hedefini dikkate alarak 2023 – 2035 yılları arasındaki dönemi kapsıyor.
Plandaki projeksiyona göre 2020 – 2035 döneminde elektrik tüketimi 510.4 TWh’e yükselecek.
Elektrikteki kurulu güç ise bugünkü 104.9 GW’tan 189.7 GW’a çıkacak.
Plana göre elektrik üretiminin ise 2035 yılında aşağıdaki gibi şekillenmesi öngörülüyor:
Güneş: 52.9 GW
Hidroelektrik: 35.1 GW
Rüzgar: 29.6 GW (24.6 GW Kara, 5.0 GW offshore)
Jeotermal ve Biyokütle: 5.1 GW
Doğal gaz: 12.4 GW
Nükleer: 7.2 GW

2020 yılında 95,9 GW olan elektrik kurulu gücü 2035 yılında 189,7 GW’a yükseleceği
öngörülmektedir. 2020 yılında kurulu gücü içinde %52.0 olan yenilenebilir enerji kaynaklarının
payı 2035 yılına kadar %64,7’ye ulaşacağı tahmin edilmektedir. Hidroelektrik santraller orta-uzun
dönemde 35,1 GW kurulu güç değerine ulaşması düşünülmektedir. Rüzgar enerjisi kurulu gücü
29,7 GW’a ulaşacağı güneş enerjisi kurulu gücünün ise 52,9 GW’a yükseleceği tahmin
edilmektedir. Diğer başlığı altında gösterilmekte olan jeotermal ve biyokütle enerji santrallerinin
kurulu gücü toplam 5,1 GW’a ulaşması beklenmektedir.

2021-2035 döneminde devreye alınması gerek yeni kapasite miktarı 96,9 GW düzeyinde olması
beklenmektedir. Beşer yıllık dönemler açısından 2021-2025 döneminde 21,6 GW, 2026-2030
döneminde 34,3 GW, 2021-2035 döneminde ise 41,0 GW gücünde yeni kapasitenin devreye
alınması varsayılmaktadır. Söz konusu kurulu güç artışının, büyük çoğunluğu güneş ve rüzgar
enerjisi olmak üzere, %74,3’ü yenilenebilir enerji kaynaklarından oluşacağı düşünülmektedir.
Güneş ve rüzgar enerjisi için yıllık yeni kapasite gereksinimi sırasıyla ortalama 3,1 ve 1,4 GW’tır.
Ulusal Enerji Planı’nda bulunan 2035-2053 dönemi öngörülerinde 2020 yılında %42,4 olan
yenilenebilir enerji kaynaklarının payı 2053 yılına kadar %69,1 düzeyine çıkması tahmin
edilmektedir.

KPMG ve Enerji IQ tarafından hazırlanan Enerji Sektörel Bakış 2023 raporunda yer verildiği üzere
yenilenebilir enerji kaynaklarına, elektrik üretim yatırımlarının artması ile Türkiye’nin kurulu güç ve
üretim miktarlarına göre dünya sıralamasındaki yeri de yukarı çıkıyor. Ancak, yatırım süreçlerinin
hala zorlu ve uzun zaman alması, finansmana erişim güçlüğü ve sık değişen düzenleme rejimi, bu
alanın zayıf yanları olarak dikkat çekiyor.

SolarPower Europe tarafından hazırlanan ve Intersolar Avrupa Güneş Enerjisi Konferans ve Fuarı’nda açıklanan “Güneş Enerjisi Küresel Piyasa Görünümü 2023-2027” raporuna göre, Türkiye’nin yıllık güneş paneli üretim kapasitesi bu yıl işletmeye girecek yeni fabrikalarla 10 GW daha artarak, 22 GW’a yükselecek.
10 yıldan daha kısa bir sürede 9 GW’ı aşan güneş enerjisi kurulumları ile FV paneli üretim pazarı genişledi. Türkiye’de yılda 12 GW’ın üzerinde toplam modül üretim kapasitesine sahip 30’dan fazla güneş modülü üreticisi bulunmaktadır. Yeni modül üreticilerinin 2023’ün ikinci yarısına kadar 10 GW üretim kapasitesi ekleyerek toplam yıllık üretim kapasitesini yılda 22 GW’a çıkarması bekleniyor. Rapora göre, ülke içinde ve yakın coğrafyalarda artan güneş enerjisi kurulumları sayesinde panel üretimi yanında çerçeve, cam, bağlantı kablosu ve hücre üretiminde de artış yaşanıyor. Böylelikle, iklim değişikliği ile mücadelede güneş enerjisinin kapasitesini artıran ve bu sektörde güçlü adımlar atan Türkiye’de güneş enerjisi sektöründe doğrudan ve dolaylı olarak faaliyet gösteren kişi sayısı 50 bine ulaştı. Yakın gelecekte Türkiye’de enerji kaynaklarının yenilenebilir enerji lehine artacağı öngörülürken, enerji sektöründe yapılacak yatırımların yüzde 74,3’ünü başta güneş ve rüzgar olmak üzere temiz kaynaklı yatırımların oluşturması bekleniyor.

Türkiye bölümünü GÜNDER’in kaleme aldığı rapora göre, çatı üstü FV pazarındaki uygulama sayısı geçen yıl 2.000 projeyi aştı ve yıllık 1.000 MW kurulu güce ulaştı. Sektör paydaşlarının yaptığı araştırmaya göre, fabrika, otel, hastane gibi çatısı uygun işletmeler için öz tüketim amaçlı kullanılan lisanssız kurulumlar başta olmak üzere önümüzdeki yıllarda en az 10 GW eklenme potansiyeli var.
Şirket Faaliyetlerindeki Gelişmeler
1000 MWp’lik yeni fabrika yatırımın ikinci fazının Haziran ayında devreye girmesi ile tam kapasite 1.290,7 MWp olmuş. Olumlu.

Genel Kurul Toplantısı’nda Alınan Önemli Kararlar
2022 yılı kârının Şirket Esas Sözleşmesinin 15. maddesi uyarınca ve Şirketin Kar Dağıtım Politikasına uygun olarak kar dağıtımının gerçekleştirilmesine ilişkin hususlar toplantıda görüşülerek onaylanmıştır.
Şirketin 2023 yılında yapılabileceği, Hisse Geri Alımı yapabilmesi için Yönetim Kuruluna yetki verilmesi görüşülerek onaylanmıştır
Şirket’in 4.000.000.000 TL kayıtlı sermaye tavanı içinde, 46.000.000-TL olan çıkarılmış sermayesinin, tamamı Hisse Senedi İhraç Primleri hesabından karşılanmak suretiyle toplam 322.000.000 TL artırılarak, 368.000.000-TL’ye yükseltilmesine, Şirket sermayesinin %700 oranında bedelsiz olarak artırılmasına karar verilmiştir. 09.06.2023 tarihinde Sermaye Piyasası Kurulu’na gerekli izin başvurusu yapılmıştır.
Şirket 03.05.2023 tarihinde hisse başına brüt 4 lira temettü dağıtmış. Temettü konusunda Şirkette imtiyaz bulunmuyor lakin burada A grubu payları Alfa Kazan Enerji ve Çevre Yatırımları Anonim Şirketi temsil ettiğinden. 7256 sayılı Kanun ile 2020 yılı sonunda gelen %15 stopaj oranı 14 Şubat 2023 tarihinde %0 olarak belirlendi. Dolayısıyla A grubu pay stopaj ödemeden brüt tutar üzerinden temettüsünü almış oldu.


Romanya’da Avrupa Birliği pazarını hedefleyen güneş paneli üretim sektöründe faaliyet gösterecek bir şirket kurmak üzere potansiyel ortaklarla görüşmeler başlatılmış olup, bu Şirket tarafından 1 milyon € fon ayırılmış. Olumlu.


Finansal Tabloların Analizi
İlk olarak net satışların grafiğine baktığımda geçen yılın aynı dönemine göre dönemsel olarak 698 mn TL’den 2.6 milyar TL’ye %238,7 artmış. 2022 yılının son çeyreğinin başındaki yeni fabrika yatırımının ilk fazının devreye girmesinin etkisini satışların artışında görüyoruz. 2023 Haziran ayında devreye girmiş olan fabrikanın ikinci fazının ciroya etkisini henüz görmedik. 2023 yıl sonunda cirodaki katkısını takip edeceğiz.

Net satışların artışına baktıktan sonra bilançonun varlıklar tarafı ile devam edelim. Geçen yılın aynı dönemine göre toplam varlıklar %255,6 artarken dönen varlıklar %229,7 artmış. Duran varlıklar ise %555 artmış. Özellikle maddi duran varlıklar tarafında %558’lik çok ciddi bir artış söz konusu. Çok olumlu.
Dönen varlıklar geçen yıl toplam varlıkların %92,1’ini oluştururken bu dönem %85,3’ünü oluşturmuş. Şirket’in duran varlıklarına yatırım yaptığını anlıyoruz buradan. Çok olumlu.

Dönen varlıklar tarafında nakit ve nakit benzerleri %146 artarken stoklar %471 artmış. Sebebi ise Şirket’in kapasitesi son 1 yıl içinde 290,7 MWp’den 1.290,7 MWp’e çıktı. Bu stok artışı gayet normal bir durum. Olumlu. Net satışların ve toplam varlıkların bu kadar büyümesine rağmen ticari alacaklar yalnızca %10 artmış. Gerçekten tebrik edilesi bir durum ve dönen varlıklarda yalnızca %2 ağırlığa sahip (geçen yıl %6,1 imiş). Çok olumlu.
Ticari alacak tahsil süresine baktığımızda ise Enerji sektörü alacaklarını ortalama 77,8 günde tahsil ederken Alfas ortalama 3,6 günde alacaklarını tahsil ediyormuş. Çok olumlu.

Diğer alacaklar kalemi %35 artmış dönen varlıklar içerisindeki ağırlığı ise %1. Olumlu. Dönen varlıkların ikinci ağırlıklı kalemi finansal yatırımlar. Şirket’in CFO’su Furkan Karabaş Bey’in sermaye piyasaları konusunda yetkin bir seviyede olduğunu faaliyet raporundaki öz geçmişinden okumuştuk. Şirket’in nakdini atıl durumda bırakmaktansa finansal yatırımlarda iyi bir şekilde değerlendireceğini düşünüyorum (Yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarına bakarken değerlendireceğiz bu konuyu).Dönen varlıkların ve duran varlıkların alt kalemlerine detaylı baktığımda olumsuz bir durum göremedim.

Bilançonun pasif tarafına baktığımda kısa vadeli yükümlülükler %174 artmış. Kısa vadeli yükümlülüklerin içerisinde gözüme çarpan en önemli kalem %448,7’lik artış ve kısa vadeli yükümlülükler içerisindeki %64,5 ağırlığı ile Devam Eden İnşaat, Taahhüt veya Hizmet Sözleşmelerinden Borçlar. Bu kalemin detaylarına baktığımda müşterilerden alınan peşin avanslardan kaynaklandığını görüyorum. Yani Şirket ürünü teslim etmeden peşin olarak tahsilatını yapıyor. Çok olumlu. Ticari borçların ağırlığı %25 seviyesinde, bu ne kadar yüksek olursa o kadar olumludur. Kısa vadeli finansal borçlanmaların ağırlığı ise %8. Makul seviyede.

Çalışanlara sağlanan faydalar kapsamındaki borç kaleminde %959 artış var bunu da normal karşılıyorum. Bu süreçte hem asgari ücrete iki kere zam geldi. Hem Şirket kapasitesini artırdı yeni personel alımları oldu, EYT çıktı. Kısa vadeli yükümlülükler içindeki ağırlığı ise yalnızca %1,1. Olumsuz bir durum yok.
Uzun vadeli yükümlülükler tarafı toplam pasifler içerisinde %0,3’den %2,7’ye yükselmiş. Kısa vadeli yükümlülüklerin ağırlığı ise %77’den %59’a düşmüş. Toplam özkaynakların oranı %22,4’den %37,7’e yükselmiş. Son derece olumlu bir durum. Yani Şirket hem borçlarını uzun vadeye yayıyor hem kısa vadeli finansal borçlarını azaltıyor hemde özkaynaklarını artırıyor borç kaldıraç oranını düşürüyor. Borç kaldıraç oranı %77,6’dan %62,3’e düşmüş. Çok olumlu.

Özkaynak yapısına baktığımızda ise hisse senedi ihraç primleri kaleminde 329 mn TL halka arzdan kaynaklan bir giriş olduğunu dikkate almalıyız. Özkaynaklar içerisindeki ağırlığı %25,3. Halka arzdan oluşan hisse ihraç primlerinin Şirket’in kaldıraç oranını düşürmesindeki payı yadsınamaz. Daha sonra özkaynak yapısına baktığımızda en büyük kalemi %40,7 ağırlık ile 6 aylık net dönem kârı oluşturuyor. Çok olumlu.

Borç Ödeme Rasyoları ile Devam Edelim
Bilançonun analizini yaptıktan sonra finansal risk analizi olarak borç ödeme oranlarına bakalım.
Cari oran, likit oran ve nakit oranlarına baktığımda; Şirket’in cari oranı 1,43 iken sektörünün 1,29. Olumlu.
Likit oran Şirket’in 0,8 iken sektörünün 1,03. Nakit oran Şirket’in 0,62, sektörünün 0,44. Bana göre çok olumsuz bir durum yok.

Bir diğer önemli borç oranı ise toplam borçlar/toplam varlıklar. Yani Şirket’in toplam 100 liralık varlığı var ise 62,3 lirası borçlardan kaynaklanıyormuş. Son çeyrekte borç oranı artmış görünüyor bunun sebebinide müşteri sözleşmelerinden doğan borçtan kaynaklandığını düşünüyorum. Olumsuz bir durum yok bana göre.

Bir diğer borç ödeme oranı olan net borç/favök rasyosuna baktığımda eksi durumda olduğunu görüyorum. Yani Şirket tüm kısa ve uzun vadeli finansal borçlarını ödese kasasında 1 milyar 18 milyon TL nakdi kalır.
Yıllıklandırılmış favök ise 889.5 mn TL. Geçmiş dönemlere baktığımda ise genel olarak Şirket’in net borç/favök’ü ekside imiş. Çok olumlu.

Gelir Tablosu Analizi
Gelir tablosuna baktığımızda 6 aylık dönemsel net satışlar %283 artmış.


Satışların maliyeti dönemsel olarak %267,7 ile net satışlardan az artarak brüt kâr marjını %17,8’den %21,2’e yükseltmiş. Çok olumlu.

Faaliyet giderlerine baktığımızda pazarlama giderlerindeki 15 kattan fazla artış ve genel yönetim giderlerindeki %382’lik artış ile %500 olmuş. Faaliyet giderlerinin ciroya oranı ise %0,8’den %1,3’e çıkmış. Kapasite artışından dolayı kabul edilebilir buluyorum.

Net faaliyet kârı ise geçen yılın aynı dönemine göre %350 artarak net faaliyet kâr marjını %17’den %19,9’e çıkartmış. Çok olumlu.

Favök’de net faaliyet kârı gibi aynı şekilde %350 artmış ve Favök kâr marjı dönemsel olarak %17,1’den %20,1’e yükselmiş. Amortisman tarafında artış çok olmamış önümüzdeki dönemlerde yeni fabrika yatırımlarının aktifleştirilmesiyle amortisman tarafında artış olması mümkün.

Net esas faaliyet kârı kaleminden sonra diğer faaliyet gelir/giderleri kaleminde ilginç artışlar olmuş. Esas faaliyetlerden diğer gelirler kalemi 60,5 mn TL’den 90,5 mn TL’ye %49,6 artmış.
Esas faaliyetlerden diğer giderler kalemi ise 87,4 mn TL’den 472,2 mn TL’ye %439,9 artmış. Burası çok önemli. Detaylara inip bakmak gerekiyor.

Aşağıdaki tabloya baktığımızda esas faaliyetlerden diğer giderler kaleminde 456 mn TL kur farkı gideri oluşmuş. 15,4 mn TL ertelenmiş finansman gideri oluşmuş, toplamda 472,2 mn TL gider olurken 90,5 mn TL gelir olmuş. 533,3 mn TL olan net faaliyet kârını 151,7 mn TL’ye düşürmüş. Bu kadar yüksek kur farkı neden oluşmuş diye araştırdıktan sonra şu bulgulara ulaştım. Yukarıda hatırlarsanız kısa vadeli yükümlülükler tarafında Devam Eden İnşaat, Taahhüt veya Hizmet Sözleşmelerinden Borçlar kaleminde %448,7’lik bir artıştan söz etmiştim. Orada şöyle bir durum söz konusuydu. Şirket müşterisinde yeni siparişleri için USD bazında peşin avans alıyor ve bunu da burada kısa vadeli yükümlülük olarak muhasebeleştiriyor. Burada bu tutar borç olarak görünüyor. Lakin sözleşme başında anlaşılan ürünler teslim edildiğinde bu borç kapanacak. Burada olumsuz bir durum yok dedik.

Şimdi kur gideri tarafı ile ne alakası var derseniz, orada da şöyle bir durum söz konusu. Örneğin (rakamları atıyorum basit ve anlaşılır olması için) Şirket müşterisi ile 1 milyon dolarlık bir iş anlaşması yaptı ve karşılığında 100 bin adet panel siparişi verdi. Burada henüz ürünler teslim edilmediği için bilançoda bu alınan sipariş USD bazında borç olarak kayıt ediliyor. Diyelim ki Şirket avansı aldığında USD 10 TL idi, bu geçen süre zarfında USD 20 TL oldu aradaki 10 TL’lik kur farkı kağıt üzerinde kur farkı gideri olarak görünüyor. Baktığımız zaman burada olumsuz bir durum gibi görünüyor fakat satılan ürünler adet bazında USD cinsinden olduğu için Şirket panelleri müşteriye teslim ettiğinde bu borç ortadan kalkacak aksine oluşan kur farkı gideri Şirket’e kur farkı geliri olarak yansıyacak. Yani buradaki zarar şimdilik kağıt üzerinde bir zarar. Olumsuz bir durum yok.

Bu durumda esas faaliyet kârı geçen yılın aynı dönemine göre %65,9 artmış ve esas faaliyet kâr marjı %5,7 olmuş, geçen yıl %13,1 imiş. Az önce ifade ettiğim sebep dolayısıyla olumsuz olarak değerlendirmiyorum.
Esas faaliyetlerden diğer gelir/giderler kalemindeki net zarar sonrasında yatırım faaliyetlerinden 320 mn TL’lik net gelir olmuş ve finansman gelir/gideri öncesi faaliyet kârı 471.4 mn TL çıkmış. Geçen yılın aynı dönemine göre %383,9 artmış.
Yatırım faaliyetlerinden gelirler tarafı 8,7 mn TL’den 332,5 mn TL’ye yaklaşık 37 kat artmış. Detaylarına baktığımda Şirket’in finansal enstrümanları aktif bir şekilde kullandığını görüyorum. Yani diğer faaliyet giderlerinde oluşan kur giderini finansal piyasalarda yapmış olduğu yatırımlar ile geri kazanmış. Yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarına geldiğimizde detaylara bakacağız.


Finansman gelir/giderinden net olarak 128.3 mn TL gelir yazmış.

Finansman gelir/giderlerinin detayı aşağıdaki gibidir.

Bu gelir sonucunda vergi öncesi kâr %356 artarak 131.5 mn TL’den 599 mn TL’ye yükselmiş. Vergi öncesi kâr marjı dönemsel olarak %22,4 olmuş. Geçen yıl %18,8 imiş.

Vergi gideri net olarak 70,3 mn TL olarak gerçekleşmiş. Sonuç olarak net dönem kârı %281,1 artarak 529,3 mn TL olmuş. Net kâr marjı dönemsel olarak bakıldığında geçen yıl %19,9 iken bu yıl %19,8 olmuş. Yani özetleyecek olursak esas faaliyetlerden diğer giderler kalemindeki kur farkı gideri olmasaymış Şirket çok daha yüksek kâr açıklayabilirmiş ama sonuç itibari ile dengeyi bulmuş. Ve yine dediğim gibi bu kur farkı kağıt üzerinde bir gider. Ürünler teslim edildiğinde Şirket buradan 400 mn TL civarında kâr yazabilir. Burası çok önemli!
Net esas faaliyet kâr marjı %19,9 olurken net dönem kâr marjını da %19,8 gibi sınırlı bir düşüş ile diğer finansal araçlarla elde edilen kazançlar ile kâr marjını korumayı başarmış. Genel olarak beğendim.

Nakit Akış Tablolarıyla Devam Edelim
İşletme faaliyetlerinden nakit akışları tablosuna baktığımda Şirket’in her dönemde pozitif nakit akışı yarattığını görüyorum. Olumlu.

İşletme sermayesinde gerçekleşen önemli gelişmelere baktığımda yukarıda bilançoyu analiz ederken görmüştük, müşteri sözleşmelerinden doğan yükümlülükler vardı. Yani Şirket müşterilerinden sipariş avansı almış 794 mn TL, bununla da gitmiş stoklarını artırmış bu sebeple 739 mn TL nakit çıkışı olmuş stoklarda. Faaliyetlerden elde edilen nakit akışı 6 aylık 321,6 mn TL olmuş, 32,4 mn TL dönem vergi ödemesi olmuş. Sonuç olarak işletme faaliyetlerinden 289.1 mn TL nakit akışı elde etmiş. Olumlu.

Yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarına baktığımda her dönem ciddi harcama yaptıklarını görüyorum. Olumlu.

Yukarıdaki görselde yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarında Katılım (kâr) Payı ve Diğer Finansal Araçlardan Nakit Çıkışları diye bir kalem var kırmızı kutucuk içinde 505.437 bin TL. O kalem KKM’ye bağlanan tutarı ifade ediyor. 2022 yılında bağlanan tutar aşağıdaki görselde 22.585.257 TL imiş. Bu dönemde toplam 528.022.680 TL olmuş. Ve bu yatırımdan 142.086.765 TL değer artışı sağlamış. Eurobond yatırımından 3.354.663 TL değer artışı sağlamış. Eurobond yatırımlarına yılbaşından beri ekleme yapılmamış.


Yukarıda gelir tablosunda oluşan yatırım faaliyetlerinden gelir kalemindeki 332.590 bin TL’lik kârın detayına baktığımda az önce ifade etmiş olduğum KKM ve Eurobond gelirinden kaynaklanan 145.441.428 TL’lik gerçeğe uygun değer artışından sağlandığını söylememiz mümkün. Bir de Menkul Kıymet Satış Kârları kaleminde 102,8 mn TL gelir olmuş. Bu iki kalemin toplamı 247 mn TL yapıyor. 2023 6 aylık net dönem kârının %46’sına denk geliyor. Yani buradan gelecek olan kârın sürdürülebilir bir kâr olmadığını bilmekte fayda var. Kâr beklentilerimizi ona göre oluşturmalıyız.

Yatırım faaliyetlerinden bir önemli nakit çıkışı ise capex harcamaları dediğimiz maddi ve maddi olmayan duran varlık yatırımları. Aşağıdaki tabloda ‘Giren’ sütunun altında 232.099.253 TL dönem içerisinde gerçekleşen yatırım harcamalarını gösteriyor. Yapılmakta olan yatırımlar kalemi nedir diye baktığımda Kırıkkale OSB 867 Ada 2 Parsel’de bulunan arsa üzerinde yapılmakta olan fabrika yatırımından oluştuğunu öğrendim. Olumlu.

İşletme faaliyetlerinden ve yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarında herhangi olumsuz bir durum göremedim.
Finansman faaliyetlerinden nakit akışları ile devam ediyoruz. Finansman faaliyetlerinden 126.9 mn TL pozitif nakit akışı olmuş. Detaylara baktığımda mavi kutucuklar nakit girişini, kırmızı kutucuklar nakit çıkışını gösterir. Şirket son 6 ay içerisinde toplamda 146.520 bin TL bankalardan yeni kredi almış. 10.016 bin TL kredi geri ödemeleri olurken . 113.769 bin TL diğer finansal borç ödemelerinden nakit girişi olmuş. Finansal rapor dipnotuna baktığımda Gümrük Kart kaleminden kaynaklandığını görüyorum. Gümrük Kart nedir diye biraz araştırma yaptıktan sonra Vakıfbank’a ait bir çeşit kredi kartı olduğunu öğrendim. Gümrük işlemlerinde kullanılan bir karttan nakit girişi olduğu görünüyor nakit akış tablosunda.


Daha sonra 183,9 mn TL temettü ödemelerinden nakit çıkışları görünüyor. 77,6 mn TL alınan faizlerden dolayı nakit girişi görünüyor bu işlemler sonucunda finansman faaliyetlerinden nakit akışı pozitif 126,9 mn TL oluyor. Finansal rapor dipnotlarından kredi borçlanma faiz oranlarına baktığımda ise çok uygun faiz oranlarından borçlanıldığını görüyorum bu bakımdan olumlu.


Üstteki tabloda nakit ve nakit benzerlerindeki kalemde 220,7 mn TL nakitlerde azalış görüyoruz. Dönem başında 820,9 mn TL olan nakit benzerleri 600,1 mn TL’ye inmiş durumda. Sebebi ise çok net olarak belli. Yatırım faaliyetlerinden nakit akışlarına aktarılan paralar! Şirket işletme faaliyetlerinden nakit yaratmış, bunu yatırım faaliyetlerinde kullanmış, daha sonra finansman faaliyetlerinden uygun koşullarda borç almış bunu da yatırım faaliyetlerinde KKM’de ve maddi ve maddi olmayan duran varlık alımlarında kullanmış. Şirket adına çok olumlu işlemler. Ben olumsuz bir durum göremedim. Nakit ve finansal yatırımların dönen varlıklar içerisindeki durumu aşağıdaki grafikte görünüyor.

Dupont Analizi
Dupont analizine baktığımda Şirket’in net kâr marjının sekötüne göre düşük olduğunu görüyorum, ama aktif kârlılık ve özvarlık kârlılığında ise sektörünün çok üzerinde olduğunu görüyorum. Üstelik borç oranı sektörü ile neredeyse aynı seviyede. Çok olumlu. Burada net kâr marjınında yüksek olmasını beklerdim ama Alfas sektöründen biraz farklı bir konumda gibi görüyorum. Çünkü EPC işi yapmıyor sadece panel üretip satıyor. Hem rekabetçiliğini koruyor hemde sürümden kazandığını söylememiz mümkün.

Kârlılık konusunda en önemli üç kâr verisi grafiğini ekliyorum. Roic %133, Aktif kârlılık %42,15, Özsermaye kârlılığı %122,7. Çok olumlu.

Hisse Başı Kâr
Bir önceki analizimizin sonunda Alfas’ın 2023 yıl sonunda 25,26 lira hisse başı kâr edebileceğini yazmıştım. Şu an güncel hisse başı kâr 20,29 TL. Yıl sonu koymuş olduğum HBK’yı yakalaması hiç zor. değil. Finansman gelirleri ve yatırım faaliyetlerinden oluşacak gelirler ile birlikte yıl sonu HBK 30 TL bile olabilir.

Bir önceki yapmış olduğum Alfas analizinde F/K oranları 16 seviyesinde idi. Benim yıl sonu için koymuş olduğum hedefime Şirket çok kısa bir sürede ulaştı. Şu an itibariyle F/K seviyesi 36. Tarihi zirveler olarak 45 F/K’ları bile geçmişti. Ben 30 F/K ve üzerini hatta 25 F/K’yı bile sürdürülebilir bulmuyorum.
Ama yıl sonu geldiğinde benim hedeflediğim 25,26 HBK’yı yakaladığında bence üstüne bile rahatlıkla çıkabilir. O zaman 25,26*35F/K= 884 TL fiyata ulaşabilir(Cari fiyat 789 TL). 40 F/K ile fiyatlanırsa 1.010 TL’de olabilir. Bu F/K bandının hangi seviyelerde oluşacağını öngörmemiz mümkün değil.
Ben 16’larda iken 20 olabilir diyordum 35F/K olunca artık çok pahalı deyip portföyümden çıkartmıştım. Daha sonra 45 F/K’ları da görmüştü. Geçtiğimiz hafta sembolik olarak yaptığım analizler hatırına portföyüme tekrar ekledim.
Sembolik bir miktar olduğunun altını çiziyorum.
Ünlü matematikçi ve fizikçi Sir Isaac Newton’un borsada tüm servetini kaybettikten sonra piyasaların çılgınlıkları konusunda söylediği bir cümle ile örnek vermek isterim:
“Yıldızların hareketlerini hesaplayabilirim, insanların çılgınlıklarını değil.”
Lattedenborsaya web sitesinden Newton’un borsada nasıl battığını okuyabilirsiniz.


Yabancı Para Pozisyonu
Şirket’in net yabancı para pozisyonu açığı bulunuyor. Müşteri sözleşmelerinden doğan yükümlülükler kapsamında olan bir açık bu. Ürünlerini teslim ettiğinde bu durum tersine dönecektir.

Piyasa Çarpanları
Sektör F/K 25,69 – Alfas F/K 39,43
Sektör PD/DD 12,17 – Alfas PD/DD 28,26
Sektör FD/FAVÖK 33,71 – Alfas FD/FAVÖK 40,22
Sektör PD/NS 9,25 – Alfas PD/NS 8,60

Burada yapmış olduğum çalışmalar eğitim çalışması olup kendime notlarımdır. Uzman değilim. Yatırım danışmanı değilim. Lütfen yatırım kararlarınızı SPK lisanslı yatırım danışmanlarından alınız. Buradaki yorumlarım yatırım danışmanlığı kapsamında değerlendirilemez. Yapacağınız kâr veya zararlardan sorumluluk kabul edilmez. Kendi araştırmalarınızı yapmanızı öneririm. Okuduğunuz için teşekkür ederim.
Saygılarımla
İlk yorum yapan siz olun